Alevi Haber Ajansi

Madımak Oteli’nde katledilenler, ’30 yıldır adalet arıyoruz’ şiarıyla Ankara’da anılacak

PİRHA – Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şubesi’nin “30 yıldır adalet arıyoruz” çağrısı ile 24 Haziran’da, Sivas Katliamı’nda yaşamını yitirenler anılacak. Konuyla ilgili yapılan açıklamada, Madımak Oteli’nin utanç müzesine dönüştürülmesi istendi. 

Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te binlerce gerici-dinci faşist tarafından yakılarak katledilen 33 yurttaş için birçok şehirde anma programları yapılıyor.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şubesi, “30 yıldır adalet arıyoruz. İnsanlık suçunun zaman aşımı olmaz” şiarıyla Madımak Katliamı’nın 30. yılında anma düzenliyor.

Mamak ilçesindeki musahip kurumlarla beraber hazırlanan program, 24 Haziran saat 17:30’da Hacı Bektaş Veli Parkı’ndan Tuzluçayır Meydanı’na yapılacak yürüyüş ile başlayacak.

Sanatçı Doğan Çelik, Murat Yılmaz ve Yoldaşça Türküler saat 19:00 itibari ile Tuzluçayır Meydanı’nda ezgiler seslendirecek.

“30. YILINDA YÜZLEŞME TALEBİMİZİ YİNELİYORUZ”

DAD Ankara Şubesi Ana Fatma Cemevi, tüm yurttaşların anmaya katılmasını isteyerek şu duyuruda bulundu:

“30 yıldır çar anasırı birleştirip zulmün karanlığına delil oluyoruz. Zulmün karanlığına delil olanlara, Hakk ve hakikat aşkıyla yananlara aşk olsun.

Bilindiği gibi bu toprakların kadim halklarından ve kültürlerinden olan Alevi halklara karşı birçok insanlık suçu işlenmiştir. Bu insanlık suçlarının halkalarından biri olan Sivas Katliamı’nın 30. yıl dönümündeyiz. Bir kez daha şehitlerimizin huzurunda dardayız…

2 Temmuz; Sivas’ta hakikat ve özgürlük arayışında bulunan Reya Heq Alevilerine karşı, tekçi ulus devlet anlayışının Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı’dan devraldığı sistematik katliam politikalarının devamı niteliğindedir.

Yanıyoruz, yakılıyoruz, kırılıyoruz ama zulme inat karanlıkları aydınlatıyoruz. Bizleri sadece Madımak’ta yakmadılar. Bizleri Dersim’de, Koçgiri’de, Çorum’da, Malatya’da, Maraş’ta da yaktılar.

Sivas Katliamı sadece Alevileri hedef almadı. Ülkede mazlum mağdur, ötekileri de hedef aldı.

Özgürlük, eşit yurttaşlık isteyen Kürtleri, hak arama mücadelesi veren emekçileri, yönelimleri ve kimlikleri yüzünden zulüm gören LGBTIQ+ bireyleri, kadınları ve toplumun tüm ötekilerini hedef aldı. Bu katliamla toplum topyekun bir sessizliğe sokulmak istendi. Özgürlük isteyen Aleviyi, Kürdü, aydını, öğrenciyi, emekçiyi dilsizleştirmek istediler. Ancak başaramadılar!

Evet kırıldık, yakıldık ama Pir Seyit Rıza’nın dediği gibi “Diz çökmedik” bu da onlara dert olsun.

Hakikat ve adalet arayışımız devam ediyor, edecek. Bir an bile adalet hakikat ve yüzleşme talebimizden geri adım atmayacağız. Ancak 30 yıldır katiller hala adil olarak yargılanmadı. Başta Madımak Katliamı olmak üzere tüm Alevi katliamlarıyla yüzleşme olmadı. Yüzleşme olmadığı sürece yaralarımız hep kanayacak ve bu travma ile yaşayacağız. Söz konusu travmayı aşmanın yolu, hakikatlerle yüzleşme, adil bir barış, demokratikleşme ve helalleşmedir.

“MADIMAK OTELİ ‘UTANÇ MÜZESİ’NE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ”

Öyleyse 30. yılında bir kere daha Sivas Katliamı’yla yüzleşme talebimizi yineliyoruz.

Madımak Oteli ‘utanç müzesine’ dönüştürülmelidir.

Devlet, katliamı planlayanları, uygulayanları bağımsız adil bir yargı önünde hesap vermelerini sağlamalıdır.

Katliamla ilgili arşivler açılmalıdır.

Haklarında kırmızı bülten olmasına karşın Avrupa ülkeleri arananları iade etmemişlerdir. Bu ülkeler, katilleri iade etmelidir.

Devlet yetkilileri, Alevi katliamlarını unutturmaya çalışmaktadır. Bizler yüzleşmek ve adalet için Madımak’ta 33 canımızın katillerinin peşini bırakmayacağımızın sözünü veriyoruz. Fakat acılar birdir, anaların gözyaşları aynıdır. Herkes kendi acısına yanarak bu katliamlarla yüzleşemez. Bunu biliyoruz. Bizler, zalimin zulmüne uğrayanlar olarak, bu coğrafyada zulme uğrayan musahip halklarla onların acılarını da acılarımıza katarak aynı duyarlılıkta hareket etmeliyiz. Onlarla birlikte yüzleşme talebimizi güçlü bir demokrasi mücadelesine dönüştürmeliyiz.

“SÖZÜMÜZÜ DAHA GÜÇLÜ SÖYLEMELİYİZ”

Cemevlerimize, inanç mekanlarımıza, kutsal alanlarımıza, mezarlarımıza saldırıların olduğu, kendisinden olmayana nefret söyleminin arttığı, Alevilere karşı işlenen nefret ve hakaret suçlarının cezasız kaldığı, halk iradesinin gasp edildiği, pandemi ve sonrasındaki deprem sürecinde devletin politik tutum izleyip cezaevinde yaşanan hak ihlalleriyle, bulunduğumuz yerden meydan kurup sözümüzü daha güçlü söylemeliyiz.

Dünden bugüne Hakk derken düşen, çerağ olup karanlıkları dağıtarak yüreklerimizi mekan tutan cümle şehitlerimizin huzurunda dara duruyor, zulümatın zalimlerini lanetliyoruz. Sivas’ta uyandırdığınız çerağ her zaman yolumuzu aydınlatan bir ışık olacaktır.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak