PİRHA- DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin günümüz koşullarında gazetecilerin yaşadıklarını değerlendirerek, “Gazetecilerin birçok özlük hakkı vesaire budanmış durumda. Seçime giderken baskıların daha da artacağını düşünüyoruz. Bütün bu tabloyu birlikte mücadele ederek aşabileceğimiz fikrinin gazeteciler içinde de yayıldığı bir dönemdeyiz. İşte bu yüzden umutluyuz” dedi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için 1961’den bu yana kutlanan Türkiye’ye özgü bir gün. 4 Ocak 1961’de kabul edilen ve basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvenceler sağlayan ‘212 sayılı kanun’ düzenlemesinin Resmî gazetede yayınlanmasıyla 10 Ocak günü kutlama günü oldu.
1961-1971 yılları arasında ‘Çalışan Gazeteciler Bayramı’ adıyla kutlanmış; 1971 yılındaki askeri darbeden sonra gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine kutlama gününün adı, ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak değiştirildi.
Türkiye’de ve dünyada gazeteciler hiçbir zaman tam anlamıyla özgür olmadı. Bu yılda gazeteciler 10 Ocak gününü baskılarla, tehditlerle, tutuklamalarla ve sansürle karşılıyor.
DÜNYADA 533 GAZETECİ TUTUKLANDI, 57’Sİ ÖLDÜRÜLDÜ
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, bu yıla ilişkin bilançosunda, dünyada 533 gazetecinin kamuoyunu bilgilendirme çabası içerisindeyken tutuklandığını, 57’sinin de öldürüldüğünü bildirdi. Tutuklama ve cinayetlerdeki rekor artışa dikkat çeken RSF, 65 medya temsilcisinin rehin, 49’unun da kayıp durumda olduğunu açıkladı.
Gazetecilik haklarında 2022 yılında ciddi gerileme yaşandığının da belirtildiği açıklamada, 1 Aralık itibarıyla 533 tutuklu gazetecinin tespit edildiğini, bunun bir önceki yıla oranla yüzde 13,4’lük bir rekor artışa işaret ettiğini duyurdu.
Açıklamada, tutuklu dağılımına göz atıldığında, 432’sinin profesyonel gazeteci, 83’ünün profesyonel olmayan, 18’inin medya çalışanı olduğu kaydedildi. Açıklamada, toplam mahpus gazetecilerden sadece yüzde 36,4’ünün mahkum edildiği, kalan yüzde 63,6’sının yargılanmadığı da tespit edildi.
SON BİR YILDA TÜRKİYE’DE 128 DAVADA 273 GAZETECİ YARGILANDI
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından hazırlanan 2021-2022 Basın Özgürlüğü Raporu’na göre ise Türkiye’de sadece son bir yılda:
31 gazeteci toplamda 52 gün gözaltında kaldı.
60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı.
128 davada 273 gazeteci yargılandı.
Gazeteciler toplam 75 yıl 5 ay 26 gün hapis cezasına mahkûm edildi.
TGS 10 cezaevinde 18 gazeteciyle görüşerek hak ihlâllerini kayıt altına aldı.
57 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı; 32 gazeteci sözlü olarak tehdit edildi.
54 haber sitesine ve 1355 haber içeriğine erişimin engellenmesine, 19 haberin içerikten çıkarılmasına karar verildi.
RTÜK marifetiyle toplam 61 ayrı karar ile toplam 10.427.902 TL idari para cezası verildi.
2021’de 559 basın kartı iptal edildi. TGS’nin İletişim Başkanlığı’ndan edindiği bilgiye göre 16.429 kişide Cumhurbaşkanlığı basın kartı var.
Basın İlân Kurumu gazetelere toplam 25 gün ilân kesme cezası verdi.
Gazeteci meslek örgütlerinin temsilcileri, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin günümüz koşullarında gazetecilerin yaşadıklarını değerlendirdi.
“TÜRKİYE’DE GAZETECİ OLMAK ŞU ANDA KABUS GİBİ BİR DURUM”
DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün bir anlamının kalmadığını belirterek, şunları dile getirdi:
“212 sayılı yasanın kabulünün yıl dönümü nedeniyle kutlanan bir gündü. O yasa fiilen bugün uygulanmıyor. Gazetecilerin birçok özlük hakkı budanmış durumda. Türkiye’de gazeteci olmak şu anda kabus gibi bir durum. Çok sayıda meslektaşımız hapishanelerde. Neden tutuldukları belli değil. Aylardır iddianameleri bile hazırlanmadı. Diyarbakır’da, Ankara’da gazetecilere yönelik toplu operasyonlar yapıldı. Birlikte çalıştığımız birçok gazeteci arkadaşımız tutuklandı. Tüm bu yaşadıklarımızdan dolayı 10 Ocak Gazeteciler Günü’nü kutlamak söz konusu değil. Ama bugün vesilesiyle sorunlarımızı, dertlerimizi bir kez daha dile getireceğiz. Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü büyük bir baskı altında. Bu baskının dozu giderek de artıyor. Geçtiğimiz yıl şunu çıplak gözle gördük ki, gazetecilik davalarında hızla ve çok sert cezalar veriliyor. Deneyimlerimiz bize şunu söylüyor; Seçime giderken bu baskıların daha da artacağını düşünüyoruz. Bu baskılara hep birlikte karşı koymaya çalışacağız.
“SANSÜR YASASININ SONUÇLARINI SEÇİM SÜRECİNDE DAHA NET GÖRECEĞİZ”
Geçen yılın en vahim olaylarından biri de sansür yasasının çıkması oldu. İnternet sitelerini denetim altına almak istiyorlar. Bu yasanın sonuçlarını seçim sürecinde daha net görmüş olacağız. Şu anda o yasaya uygun başvurular yapılıyor. 13 Ocak’ta başvurular bitecek. Seçim sürecinde internet sitelerine daha da yüklenileceğini düşünüyoruz. Gazetelerde olduğu gibi Basın İlan Kurumu’nun denetimine alınmak isteniyor internet siteleri. Bu da bizim açımızdan olumsuz bir durum. Geçtiğimiz yıl RTÜK aracılığıyla anlaşılması güç gerekçelerle para cezaları yağdırıldı. Medya bu tür yöntemlerle susturulmak isteniyor. Böyle bir karamsar tablo ile karşı karşıyayız. Ama çok da ümitsiz değiliz. Önümüzde bir seçim süreci var. Bu karanlık tablonun dağılacağını umuyoruz. Meslektaşlarımızın da bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz.”
“2022, BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YOK EDECEK KANUNİ DÜZENLEMELERİN YAPILDIĞI BİR YIL OLDU”
2022 yılının geçmiş yıllarda olduğu gibi basın özgürlüğünün yok edilmesi için yoğun bir iktidar saldırısı ile geçtiğini belirterek sözlerine başlayan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise, şunları aktardı:
“Hem hukuk dışı engellemeler hem de basın ve ifade özgürlüğünü yok edecek kanuni düzenlemelerin yapıldığı bir yıl oldu. Onlarca meslektaşımız tutuklandı ve hala 2022 yılında tutuklanan 25 meslektaşımız özgürlüklerinden mahrum durumdalar. Tutukluluk süreleri 6 ayı geçmiş olmasına rağmen hala iddianameleri dahi hazırlanmadı.
Basın İlan Kurumu muhalif gazetelere onlarca gün ilan kesme cezası verdi. Evrensel Gazetesinin ilan hakkını iptal etti. RTÜK muhalif gördüğü televizyon kanallarına milyonlarca lira para cezası ve yayın karartma cezaları verdi. Bütün bunları alt alta sıralayınca çok zor bir yıl geçirdiğimizi görüyoruz.
“BU OLUMSUZ TABLOYU BİRLİKTE MÜCADELEYLE AŞABİLİRİZ”
Yılın son günlerinde asgari ücret başta olmak üzere tüm yayıncılık faaliyetlerine gelen zamlarla yoğun bir güvencesiz ve işsizlik de gazetecileri işlerini yapamaz hale getirdi. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü de işte böyle bir ortamda karşılıyoruz. Tutuklandığımız, işsiz kaldığımız ve çalışanlarından güvencesiz ve düşük ücretle çalıştıkları bir dönemdeyiz. Bütün bu tabloyu birlikte mücadele ederek aşabileceğimiz fikrinin gazeteciler içinde de yayıldığı bir dönemdeyiz. İşte bu yüzden umutluyuz.”
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.