PİRHA-2022-2023 eğitim ve öğretim yılına ilişkin yazılı açıklama yapan PSAKD Genel Merkezi, “Bu ülkede yaşayan ve bu eğitim sisteminden olumsuz etkilenen bütün herkesin mücadelesini ortaklaştırması gerektiğini düşünüyoruz. Parasız, çağdaş, laik, demokratik, bilimsel ve ana dilinde eğitim mücadelemizi bu dönemde artırarak sürdüreceğimizi beyan ediyoruz” dedi.
2022-2023 eğitim ve öğretim yılı, yıllardır çözüme kavuşturulamayan zorunlu din dersleri tartışmaları, laik, bilimsel, parasız ve ana dilde eğitim talebi ile açıldı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Merkezi, yeni eğitim öğretim yılına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada eğitim sisteminin sorunları tek tek sıralanırken çözüm önerilerine de yer verildi. Açıklamanın sonunda ise parasız, çağdaş, laik, demokratik, bilimsel ve ana dilinde eğitim mücadelelerini bu dönemde sürdürecekleri vurgulandı.
Eğitim sisteminin tamamen gericileştiğini ve laiklikten uzaklaştığını belirten PSAKD, “Karanlığa teslim olmayacağız” dedi.
“EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YİNE BİRÇOK PROBLEMLE BAŞLADI”
PSAKD Genel Merkezi, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Eğitim-öğretim yılı yine birçok problemle başladı. Yıllarca çözülmeyen ve aslında çözülme de istenmeyen onlarca sorun daha da büyüyerek adeta tam bir çözümsüzlük sarmalı haline gelmiş durumdadır. Devlet yönetiminin son 20 yılından sorumlu olan AKP hükümeti, kendisinden önceki dönemlerden devraldığı sorunların hiçbirine çözüm üretmediği gibi, eğitim sistemimizde çok daha büyük yaralar açmıştır. Bugün çocuklarımız kazandıkları üniversitelere gidemez duruma gelmiş ve çok derin ekonomik sorunların altında kira bile veremez hale gelmiştir. Binlerce gencimiz üniversite eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmış, yüzbinlerce gencimiz ise her an eğitimlerini sonlandırma aşamasına gelmiştir. Gençlerimizin en temel talebi olan barınma talebi karşılanmamaktadır.
“EĞİTİM SADECE PARASI OLANIN YARARLANDIĞI BİR SEKTÖRE DÖNÜŞTÜ”
Eğitimde fırsat eşitsizliği her yönü ile görünür durumdadır ve kamusal bir hizmet olması gereken eğitim hizmeti, sadece parası olanların yararlanabildiği bir sektörel faaliyete dönüşmüştür. Düne kadar kayıt parası, tebeşir parası, kağıt parasından şikayet eden halkımız bugün bunlara ilaveten, servis parası, kurs parası, dershane parası gibi giderlerle karşı karşıya kalmıştır. Eşitsizliği giderebilmek için velilerimiz ciddi bir ekonomik yükle karşı karşıyadır. Eğitimde özelleştirme ve mantar gibi türeyen özel okullar eğitimdeki eşitsizliğin en temel göstergeleridir. Eğitim yuvaları tam olarak ticarethanelere dönüşmüş durumdadır.
“ÖĞRETMENLERE APOLET TAKMAK ONUR KIRICIDIR”
Öğretmenlerimiz işsiz gezerken okullarımız öğretmensiz kalmış durumdadır. Okullarımızda ücretli öğretmen uygulaması hızla yaygınlaşmaktadır. Kadrolu çalışmakta olan öğretmenlerimiz ise “Kariyer Basamakları” adı verilen bir ucube sistemle ve saçma sapan bir sınavla karşı karşıya getirilmektedir. Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleği iken, bakanlık açtığı bu sınavın sonunda, uzman öğretmen, baş öğretmen gibi apoletlerle öğretmenleri kendi içinde bölmeyi hedeflemektedir. Bu apolet uygulaması eğitim sistemi açısından tam bir yıkım faaliyetidir. Öğrencileri ve velileri müşteri, okulları ticarethane, idarecileri ise tüccar yerine koyan bu anlayıştan derhal vazgeçilmelidir. Öğretmenlere apolet takmak bu mesleği büyük bir sevgi ve özveri ile sürdüren eğitim emekçileri için onur kırıcıdır ve kabul edilemez bir durumdur.
“LAİK EĞİTİMDEN TÜMÜ İLE UZAKLAŞILMIŞTIR”
Eğitimin en önemli temel meselelerinden birisi de eğitimin niteliğidir. Eğitim sistemi ve eğitim müfredatı hızla gericileşmiş ve laik eğitimden tümü ile uzaklaşılmıştır. Eğitim sistemimiz ırkçı ve cins ayrımcıdır. Eğitim sistemimiz ayrımcı ve kutuplaştırıcıdır. Eğitim sistemimiz bilimden uzaklaşmakta ve tümü ile dinselleştirilmektedir. Eğitim müfredatı gericiliğin baskısı altına alınmış, her okul adeta birer imam hatip okuluna dönüştürülmüştür. Eğitim sistemi ve müfredatı en temel bilimsel kanunlara bile yer vermemekte ve tümü ile hurafeyi ve gericiliği rehber edinmektedir. Hiçbir dönemde tam anlamı ile laik olmamış olan sistem son yıllarda laikliğin kırıntılarını bile ortadan kaldırmıştır. Eğitim sistemi tam anlamı ile Türk-İslam-Sünni-Hanifi-erkek egemen anlayışına göre kindar ve dindar nesiller yetiştirmeyi hedeflemektedir. Eğitim sistemi bu haliyle de asimilasyoncudur ve bu da evrensel hukuka ve evrensel insan hakları ilkelerine aykırıdır. Hatta ve hatta anayasaya ve onun da üstünde olan uluslararası anlaşmalara aykırıdır.
“ÖZELLİKLE ALEVİ ÇOCUKLARINA ZULMEDİLMEKTEDİR”
Çocuklarımız ve halkımız çok ciddi bir ayrımcılık politikası ile asimile edilmektedir. Zorunlu din dersleri ve sözüm ona seçmeli din dersleri baskısı altında özellikle Alevi çocuklarına ve onların ailelerine zulmedilmektedir. Bu açıkça bir zulümdür ve pedagoji bilimine aykırıdır. Aleviler ve Alevilik, zorunlu din dersleri ve her biri din dersine çevrilmiş olan diğer dersler aracılığı ile yıllardır asimile edilmektedirler. Bu durum, eğitimin niteliğini de çok olumsuz bir biçimde etkilemekte ve dünya ortalamasının altında kalmasına sebep olmaktadır. Yetişen bilim insanlarımızın durumu ortadadır. Sınavlarda sıfır alan ve uluslararası yarışmalarda alınan puanlar bunun göstergeleridir. Okullarımız ve üniversitelerimiz can çekişmektedir. Zorunlu din dersleri meselesi toplumun ortak meselesidir ve sadece Alevilere havale edilecek bir sorun değildir. Çağdaş ve laik bütün kesimlerin ortak sorunu olarak görülmeli ve inançlı kesimler açısından da karşı çıkılması gereken bir uygulama olduğu bilince çıkarılmalıdır. Zorunlu din dersleri meselesi ülkemizin ve gençlerimizin gelecekleri ile doğrudan ilgilidir.
“EĞİTİM HERKESE PARASIZ OLARAK VERİLMELİ”
Değerli basın emekçileri, sevgili halkımız! Eğitim sistemi başından sonuna ve acilen yeniden ele alınmalıdır. Eğitim uzmanları, sendikalar ve eğitimin tüm bileşenleri ile birlikte yeniden düzenlenmelidir. Zorunlu din derslerine derhal son verilmeli ve eğitim, gerici ve dinsel ögelerden hızla ayıklanmalıdır. Müfredat çağdaş ve bilimsel normlara kavuşturulmalıdır. Eğitim hizmeti kamusal bir hizmet olarak herkese parasız olarak verilmeli ve fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Eğitim sistemi ve müfredatı bilimsel temellere oturtulmalı, cins ayrımcı ve erkek egemen dilinden kurtarılmalıdır. Ders kitaplarındaki nefret söylemleri acilen ayıklanmalıdır. Eğitimin her kademesinde, barış, sevgi, vicdan, empati, saygı, çevre gibi değerler ayrı birer ders olarak okutulmalıdır.
“HER TÜRLÜ AYRIMCILIK ORTADAN KALDIRILMALIDIR”
Eğitim sistemi her yönü ile demokratikleştirilmeli, velilerin, öğrencilerin ve tabi ki eğitim emekçilerinin söz, yetki ve karar sahibi olduğu bir düzenleme anayasal güvence altına alınmalıdır. Üniversiteler özgür olmalı, YÖK ve kalıntıları kapatılmalı, öğretim görevlileri özerk yönetimlerini öğrencileri ile belirlemelidir. Kayyum anlayışına son verilmeli ve üniversiteler özerk ve özgür olmalıdır. Eğitimin her aşaması laiklik ilkesi ile yürütülmeli ve asla laiklikten uzaklaşılmamalıdır. Her çocuğun kendi anadilinde eğitim görme hakkı engellenmemeli ve bu talebin kolaylaşması için özel çaba harcanmalıdır. Yüksek lisans ve doktora eğitimi almak isteyen herkese bu süreçte her türlü kolaylık sağlanmalıdır. Ülkemizde yaşayan hiçbir çocuk, dilinden, inancından, milliyetinden, memleketinden ve cinsiyetinden dolayı horlanmamalı ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulmamalıdır.
“KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ”
Sevgili Basın Emekçileri, bu ülkede yaşayan ve bu eğitim sisteminden olumsuz etkilenen bütün herkesin mücadelesini ortaklaştırması gerektiğini düşünüyoruz. Parasız, çağdaş, laik, demokratik, bilimsel ve ana dilinde eğitim mücadelemizi bu dönemde artırarak sürdüreceğimizi beyan ediyoruz.
Gelin Canlar Bir Olalım. En değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın geleceğini karartan ve fırsat eşitliğinden uzak, asimilasyoncu, ırkçı, gerici eğitim sistemine karşı hep birlikte karşı duralım. Çocuklarımız hepimizin ortak geleceğidir ve hiçbirimiz karanlığa seyirci kalamayız. Karanlığa teslim olmayacağız.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.