PİRHA- Eğitimin laik, kamusal, parasız, demokratik, ana dilde eğitim taleplerinin bu dönemde devam ettiğini vurgulayan Eğitim-Sen Mersin Şubesi Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Sümbül, “Bunun sınıflarda öğrencilere, ötekileştiren, bölen, ayrıştıran ve kindar ve dindar bir nesil yetiştirmenin aracı haline getirmeye çalışan AKP MHP bunu daha da yoğunlaştırdı. Buna karşı tüm bileşenlerle mücadele etmeliyiz” dedi.
Yeni eğitim döneminin açılmasıyla birlikte çözülmeyen sorunlar ve yıllardır devam eden zorunlu din dersleri ve anadilinde eğitim gibi talepler bu yılda karşılanmadı. Ekonomik kriz ile birlikte eğitim emekçileri de yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi verirken, özlük haklarını korumak, geliştirmek ve iktidarın ‘Öğretmenlik Yasası’na karşı sokaklarda mücadele yürütmeye devam ediyor.
Eğitim-Sen ve Alevi örgütlerinin yanı sıra demokratik kitle örgütlerinin eğitim alanındaki dinselleştirmeye dikkat çekerken, Alevi toplumunun ve kurumlarının, zorunlu din derslerinin kaldırılması için çabaları ise sürüyor.
Eğitim-Sen Mersin Şubesi Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Sümbül, eğitimde yaşanan sorunlara dair PİRHA’ya konuştu.
“KARİYER BASAMAK SINAVINI KABUL ETMİYORUZ”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamalarına bakıldığı zaman her şeyin hazır olduğunu ama bu açıklamaların gerçekliğinin olmadığını belirten Sümbül, “Bu yıl yeni bir sorunla daha karşı karşıyayız. Artık nur topu gibi uzman ve baş öğretmenlerimiz olacak ve öğretmenler odasında çalışma barışı zaten yoktu, problemliydi. Şimdi daha da bozulacak. Ekonomik sorunlar. hükümet bunu bir sınavla öğretmenleri rencide ederek kendi aralarında hiyerarşiye ayırarak kariyer basamaklarına ayırarak, birbirine düşürerek, yarıştırarak çözmeye çalışıyor. Biz eğitim ve bilim emekçileri olarak bunu asla kabul etmeyeceğiz” dedi.
Eğitimin laik, kamusal, parasız, demokratik, ana dilde eğitim taleplerinin bu dönemde devam ettiğini vurgulayan Sümbül, “Çünkü bu problemler, bu eksikler hala oldukça fazla. Zorunlu din dersleri devam ediyor. Seçmeli zorunlu din dersleri devam ediyor” diye konuştu.
“EĞİTİMİ DİNDAR BİR NESİL YETİŞTİRMENİN ARACI HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞANLARA KARŞI MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Sümbül, konuşmasının devamında şunları ifade etti:
“Hem 12 Eylül faşizmine karşı hem de onun getirdiği yasalara, baskı rejimlerine, anayasaya ve onun içerisinde yer alan zorunlu din derslerine karşı sesimizi yükseltmeye çalışacağız. Fakat bizim bu işin tarafı olan inanç kurumlarıyla, veli dernekleriyle, öğrencilerimizle ve eğitimin tüm bileşenleriyle bu sesi büyütmemiz çok daha önemli. Zorunlu din dersi gibi insan haklarına, evrensel hukuka, pedagoji bilimine aykırı bir garabetin devam etmesi kabul edilemez. Bu konuda herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor. Biz Eğitim-Sen olarak ilk günden beri zorunun derslerine karşı olduğumuzu, bunun anayasal, evrensel ilkelere ve pedagoji bilimine aykırı olduğunu belirtiyoruz.
Bunun sınıflarda öğrencilere, ötekileştiren, bölen, ayrıştıran ve kindar ve dindar bir nesil yetiştirmenin aracı haline getirmeye çalışan AKP MHP bunu daha da yoğunlaştırdı. Bir de zorlu derslerinin yanında seçmeli derslerde zorunlu ders haline getirilip aslında zorunlu din dersleri katmerleştirildi. Yani seçmeli dersler adı altında konulan dersler de aslında zorunlu olarak din dersi seçmeye yönelik bir işe dönüştü. Buna karşı da üyelerimizle, iş yeri temsilcilerimizle ve tüm kitle örgütleriyle birlikte mücadelemizi büyüteceğiz. Seçmeniz dersler konusunda da ekim, kasım aylarıyla birlikte halkı bilinçlendirerek gerçekten öğrenciler ne istiyorsa veliler öğrencilerini hangi yönüyle geliştirmek istiyorlarsa o yönüyle gelişmeleri için tercih yapmaları için çaba içerisinde olacağız. Bu konuda problem çıkaran idarecilere, öğretmenlere karşı da mücadelemiz devam edecek. Onlara buradan geçen yıl da bu konuda mahkemelik olduğumuz hukukta kazanımlar elde ettiğimiz sonuçlar da var.”
“ANA DİLİNDE EĞİTİM PEDAGOJİSİNİN OLMAZSA OLMAZ İLKELERİNDEN BİR TANESİDİR”
Seçmeli dersleri içerisinde ana dil eğitimine dair de bazı derslerinde olduğunu hatırlatan Sümbül, “Ana dilde eğitim, seçmeli derslere sığmayacak kadar önemli bir konu ve temel insan hakkıdır. Ana dilinde eğitim pedagojisinin olmazsa olmaz ilkelerinden bir tanesidir. Anadili Türkçe olmayan öğrencilerin, bazı öğretmenler tarafından ötekileştirilmesi, arkadaşları tarafından ötekileştirilmesi en önemlisi de ana dilde eğitim olmadığı için eğitim hakkını kullanmasında daha büyük engellerle karşılaşmalarına yol açıyorlar. Ana dilde eğitim bizim olmazsa olmaz ilkelerimizden bir tanesi ve bu eğitim öğretim yılında da yine öğrencilerimiz bu haktan mahrum eğitim öğretime başlıyorlar. Biz yine eğitimin tüm bileşenleriyle ana dilde eğitim talebimizi yüksek sesle dile getirmeye ve mücadelemizi bu yönünü büyütmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.