Alevi Haber Ajansi

Zakir Kader Bahadır: Bu yolu en temiz duygularımla ifade etmek istiyorum-VİDEO

PİRHA-Annesinin bağlamasını 15 yıldır çalan Öğretmen Kader Bahadır, bağlama ve cemevleri ile olan ilişkisini PİRHA’ya anlattı. Bağlama çalmaya ailesinin vesilesiyle 11 yaşında başladığını belirten Bahadır, “Saz çalarken yaşadığım duyguyu tarif edemem. Tabi ki ben sadece okyanusta birkaç damlayım. Yaşayabildiğim en güzel duygu. Bu yolu en temiz duygularımla ifade etmek istiyorum” dedi. 

Matematik öğretmeni Kader Bahadır, 11 yaşındayken annesinden aldığı bağlamayı 15 yıldır yanından ayırmıyor. 1996 yılında Eskişehir’de doğan Bahadır, bağlama ile olan ilişkisini PİRHA‘ya anlattı.

“ANNEMİN BAĞLAMASINI ÇALMAYA DEVAM EDİYORUM”

Kendisini “Aslen babam Ardahanlı; annem ise Erzincanlı. Bilecik’in Bozüyük ilçesinde büyüdüm. Lise eğitimimi orada tamamladım. Daha sonra üniversiteyi Antalya’da okudum” şeklinde anlatan Bahadır, bağlama çalmaya 11 yaşında başladığını söyledi. Bahadır, “Bağlamaya başlamama vesile olan tabii ki ailem. Ailede annem çalıyordu. Hatta bu saz da annemin. Annemin yanında 1-2 defa kursa gidip geldim. Daha sonra hocalarım baktılar ki ben de de bir yetenek var. Onların yönlendirmesiyle saza başladım. Yalnız kendimi yeterli bulmuyordum. Çünkü yeteri kadar vakit ayırıp egzersiz yapmadım. Ama hocalarımın sayesinde 11 yaşımdan beri çalıp söylüyorum” ifadelerini kullandı.

“BAĞLAMA ÇALARKEN YAŞADIĞIM DUYGUYU TARİF EDEMEM”

Bahadır, bağlama çalarken hissettiklerini ise şöyle aktardı:

“Duygusal insanlarız. Müzik yaptığımız, saz çaldığımız zaman o duyguyu hissetmemiz gerekiyor. Tabi bu her zaman olmuyor. Çünkü aklımda “Doğru çalıyor muyum? Doğru yapıyor muyum?” gibi düşünceler oluyor. Bazen öyle bir duygu geliyor ki, türkünün sözleri arasında adeta boğuluyorum. Çünkü hissederek söylemek için gerçekten zaman ve yaşanmışlık kat etmen gerekiyormuş. Geçen zaman içerisinde bunu anladım. Çünkü o türküler boş yazılmamış. İnsanlar gerçekten hissederek, yaşayarak yazmış.
Anladım ki deyiş ve türküleri söylerken böyle alelade seslendirmem bir anlam ifade etmiyormuş. Büyüdükçe ve yaşadıkça insanları gördükçe ve tanıdıkça fark ettim. Şimdi ise daha temiz bir duyguyla ve hisle ifade edebiliyorum. Saz çalarken yaşadığım duyguyu tarif edemem, betimleyemem fakat söylerken belki hissettirebilirim.”

“CEMEVLERİNE DAHA ÇOK SANATSAL ANLAMDA GİTTİM”

Cemevi ile olan ilişkisine dair de konuşan Bahadır, cemevlerine daha çok sanatsal anlamda gittiğini belirtti. Bahadır şöyle konuştu:

“Çok küçükken Bozüyük’teki evimizde bir cem toplantısı yapmıştık. Onun dışında böyle bir deneyimim olmadı. Cemevlerine gittim ama cemevine gidişim daha çok sanatsal anlamda, inançsal anlamda değildi. Çok küçükken bir aile ortamında otururken, ‘zakirlik’ terimi geçti. Anneme “Kızını isterseniz yetiştirelim” dediler. Annemin tepkisini hiç unutmuyorum: “Daha çok küçük” demişti.

Sonra ben çok küçükken biraz araştırdım. Nefsimi önce köreltmeliydim. Benim için o zaman gerçekten çok büyük bir yük gibi gelmişti. Tabii ki büyüdüm daha bilinçli olmaya çalışıyor olmakla birlikte çocuklukta olan hayalimi belki yeniden canlandırabilir, yeniden bu yola girebilirim. Çünkü merakım var ve öğrenmek ve bu yolu en temiz duygularımla ifade etmek istiyorum.”

“OKYANUSTA BİRKAÇ DAMLAYIM”

Bahadır, örnek aldığı sanatçılar olduğunu ifade ederek, “İlk hayranlık duyduğum sanatçı Aysun Gültekin. Daha sonraları ise deyişler üzerinde çalıp söylerken Arif Sağ ve Erdal Erzincan gibi hocalarımızın yolundan gitmeye çalıştım. Tabi ki ben sadece okyanusta birkaç damlayım. İstediğim düzeyde olmasa da yapmaya çalışıyorum. Yaşayabildiğim en güzel duygu. Benim yaşam tarzım adeta bir kolum, bir organım gibi. Çok küçüklüğümden beri var olan bir şey bağlama ve müzik. Çok iyi olmadığımı düşünsem de hiç olmadık bir ortamda aklımdan bir sürü türkü geçiyor. Bu engelleyemediğim bir alışkanlığım. Bu artık benim duygusal bir bağım olmuş” dedi.

“BAĞLAMAYI BIRAKMASINLAR”

Bağlama çalmaya yeni başlamak isteyen gençlere de bir çağrı yapan Bahadır, “Günümüzde türkünün bu kadar kaybolmaya yüz tuttuğu bir dönemde eğer saz çalıyor ya da çalmaya meyilleri varsa bırakmamaları için ellerinden geleni yapmalarını öneriyorum” diye belirtti.

“ANNEM İLE BABAMIN GÖZLERİNDEKİ GURURU GÖRÜYORUM”

Kader Bahadır, 11 yaşından beri annesinin bağlamasını çaldığını belirtirken, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnsanlara “Annemin sazı” dediğim zaman bana büyük bir gururla bakıyorlar. Çok hoşlarına gidiyor. Ayrıca annemle babamın gözlerinde de o gururu görüyorum. Bu benim en büyük tesellim. Çok küçükken yaşadığım bir anımı anlatabilirim. İlk sahneye çıktığımda o zaman Bozüyük’te yaşıyorduk ve ben bir ortaokul öğrencisiydim. O zaman Bozüyük’te bütün il ve orta dereceli ortaokulların hepsinde her yıl yapılan kermes düzenlenmişti. Bu kermeste bütün öğrenciler yeteneklerini sergiliyorlardı.

Sevgili müzik öğretmenim Nurcan hocam beni 1 ay boyunca hazırlamıştı. Yalnız olarak ilk sahne deneyimimdi. Normalde çocukluğumdan beri korolardaydım. O zaman titreyerek sahneye çıkmıştım. O zaman sahneye çıkmadan önce babama ‘Görebileceğim yerde ol. Seni göreyim, öyle çalayım” dedim. Sonra sahneye çıktım. Gerçekten heyecandan çok titriyordum. Hala heyecanlı bir insanım yaşadığım o an benim için çok güzel bir deneyimdi. İlerleyen yıllarda çok güzel bir şeye şahit oldum. Ortaokulda sahnede beni sunan bir kişi vardı. Dedi ki ‘Bakın bu kız büyüyecek. Çok güzel bir sesi olacak ve yıllar sonra ben yine onu burada seslendireceğim, sizlere sunacağım.’ Üzerinden yıllar geçti. Lise son sınıftada yine aynı fuarda sahneye çıktım ve gerçekten de o öğretmen beni sundu. Çok güzel bir andı benim için. Bu şu anlama geliyor: Aradan yıllar geçti. Ben büyüdüm, fikirlerim değişti ama ben bu yola sahip çıktım, çıkmaya da devam ediyorum.”

Cebrail ARSLAN/ANTALYA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak