PİRHA- Demokratik Alevi Derneği Eş Genel Başkanı Musa Kulu, Diyanet eliyle Dersim’de asimilasyon faaliyetlerinin hızlandığına işaret ederek, “Dünyanın neresinde olursak olalım buna karşı söz kuralım” çağrısında bulundu.
Dersim’e yönelik asimilasyon politikaları her geçen gün artarak devam ediyor. Dersim’in kültürüne, doğasına, diline yönelik asimilasyon ve yok sayma politikalarının bir yenisine Munzur Üniversitesi kampüsünde Tunceli Müftülüğü’nce açılan ‘Hz. Ali Diyanet Gençlik Merkezi’ eklendi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Tunceli Valisi Mehmet Ali Özkan ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla’nın katılımıyla Dersim’de Munzur Üniversitesi içerisinde yapımı tamamlanan Hz. Ali Cami, Hz. Ali ve Hz. Fatma Gençlik Merkezleri ile Ehlibeyt Kur’an Kursu’nun geçen haftalar toplu açılışını gerçekleştirdi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ayrıca Ehl-i Beyt 4-6 yaş Kur’an Kursu öğrencileriyle bir araya gelirken, Tunceli Cemevi’ni de ziyaret etti.
Diyanet’in Dersim üzerindeki faaliyetlerine dair Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Musa Kulu, PİRHA‘ya konuştu.
“ALEVİ İNANCINI YOK ETME ÇABASI DEVAM EDİYOR”
Kulu, Osmanlı ile başlayan bir sürecin varlığına işaret ederek, Abdülhamit’le ilk defa Dersim’de Kur’an kursu açılarak aşiretin yahut da önde gelenlerin çocuklarını ‘melle’ yapmaya götürdükleri süreçten beri devam ettiğini aktardı.
1924 Anayasasıyla inkarcı, tekçi ve Türkçü bir toplum yaratma isteğinin hala devam ettiğinin altını çizen Kulu, “Dersim coğrafyası; Hakk’ın, hakikatin, ocakların, ziyaretgahların olduğu bir yeri tamamen asimile etmek, Alevi inancını, kültürünü yok etme çabası için bir altyapı oluşturmaya çalışıyor” dedi.
“ZULÜM VE ASİMİLASYON ÇABASINA KARŞI DURMALIYIZ”
12 Eylül Darbesi’nin valisi Kenan Güven’in Alevi Kürt çocuklarını imam hatiplere gönderip eğitmesinin benzeri bir politikanın bugün Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere bütün kurumlarıyla devam ettirildiğine vurgu yapan Kulu, şunları ifade etti:
“Bu çabaya, o topraklarda, o toprağın insanı olup hatta bir ocağın evladı olanların buna payanda olması, katkı sunması, zulmün nasıl bir noktaya geldiğinin göstergesidir. Hem Türkiye’de hem dünyada yaşayan bütün Dersimli Alevi toplumuna, her bireyine, aydınına, sanatçısına, yani ayakta hala duran söz kurabilen herkesin bu zulme, asimilasyona ve imhaya karşı ses çıkarması gerekiyor. Yoksa bu asimilasyon, bu yok etme imha çabası fütursuz bir şekilde devam edecektir. Bu zulüm ve asimilasyon çabasına karşı durmak her Alevi kadının, erkeğin, insanının görev ve sorumludur. Çocuklarımıza da, toprağımıza da, ocaklarımıza da, ziyaretgahlarımıza da sahip çıkalım. Bizim olan dünyaya yeter. Onların getirdiği sadece bizi yok etme çabasıdır. Bize verdikleri budur. Bundan başka bir şey getirmeyecektir.”
PİRHA/MERSİN
Yoruma kapalı.