PİRHA-İHD Mersin Şube Eşbaşkanı Hakkı Demir, siyasetteki nefret dilinin topluma sirayet ettiğini belirterek, “Bu dile karşı sivil toplum örgütleri ciddi çalışmalar yapmalı” çağrısında bulunarak, “Biz bize çalışmaktan ziyade duyarlılığı toplumun en geniş kesimlerine yayma noktasında bir mücadelenin yürütülmesi gerekir” dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Gezi eylemlerine katılanlar için kullandığı ‘çürük, sürtük’ ifadeleri ile CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘na yönelik ayrımcı sözlere dair İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Eşbaşkanı Hakkı Demir, PİRHA‘ya konuştu.
“NEFRET DİLİ TÜRKİYE’DE PRİM YAPIYOR”
Nefret dilinin yurttaşın günlük yaşamının içinden çıkarılması gerektiğini belirten Demir, “Türkiye’de şu andaki bu iktidar özellikle bunu tercih ediyor. Halkın belki de biraz daha kültürel düzeyini de dikkate alarak kendisine bir alan yaratmaya çalışıyor. Çünkü kendisini destekleyenlerin, kendi yandaşlarının bu dili sevdiğini düşünüyor. İktidar, normalde bir başka ülkede olsa ve bu tür bir dil kullanan insanın politik yaşamı büyük bir sekteye uğrar ama Türkiye’de ne yazık ki prim yapıyor” dedi.
“NEFRET DİLİNİ BESLEYEN BİRAZ DA BU TOPLUMDAKİ AYRIŞMADIR”
Gezi Direnişi’ne katılan kadınlar başta olmak üzere yurttaşlara ilişkin Cumhurbaşkanı’nın ayrımcı ve kutuplaştırıcı diline karşı toplumun yeterli tepkiyi ortaya koymadığını ifade eden Demir, “Nefret dilini besleyen biraz da bu toplumdaki ayrışmadır. En ‘muhalif’ kesimde bile özellikle Kürtlere ve Alevilere yönelik ayrımcı bakış var. Alevilere yönelik bir hakaret, baskı sözkonusu. Bu toplumda da böyle bir taban olmazsa siyasilerin dili çok prim yapmaz” diye konuştu.
“HAK TEMELLİ ÇALIŞAN ÖRGÜTLER TOPLUMSAL ALGIYI DEĞİŞTİRECEK ÇALIŞMALAR YÜRÜTMELİ”
İHD Mersin Şube Eşbaşkanı Hakkı Demir ayrımcı ve nefret dilinin ortadan kalması için sivil toplum örgütlerine çok önemli görevler düştüğünü vurgulayarak, şunları dile getirdi:
“Hak temelli çalışan örgütlerin eşitlik mücadelesi yürüten kuruluşların ciddi projelerle toplumsal algıyı değiştirecek çalışmalar yürütmeleri gerekir. Yani biz bize propaganda yapmaktan, biz bize çalışmaktan ziyade duyarlılığı toplumun en geniş kesimlerine yayma noktasında bir mücadelenin yürütülmesi gerekir. Kendisini sol, sosyal demokrat olarak nitelendiren muhalif kesimin kendisini de yeni baştan sorgulaması gerekir. Çünkü ülke eğer demokratikleşecekse ülke eğer dünya ülkeler sınıfında çıtasını hakları ve demokrasi anlamında yükseltecekse bu alandaki gelişmelerle mümkün olacak.
Siyaset dilinin artık bunu ortadan kaldırmaya dönük bir dile dönüşmesi gerekir. Bunun için de sivil toplum örgütlerinin gerçekten bu konuda çok ciddi çalışmalar yapmaları gerekir. Nefret dilini gördüğümüz her yerde tepki vermeli ve bunu düzeltme noktasında çaba göstermek durumundayız. Bu konuda hepimiz kendimizi yeniden gözden geçirmeliyiz ve yeni mücadele, yol ve yöntemlerini bulmalıyız.”
PİRHA/MERSİN
Yoruma kapalı.