PİRHA- TİHV’in açıkladığı verilere göre, 2021 yılının son dört ayında en az 1220 insan hakları savunucusu baskı ve zorluklarla karşı karşıya kaldı, 519 insan hakları savunucusuna ceza kovuşturması yapıldı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Van ve çevre illerindeki insan hakları savunucularına yönelik baskı ve zorlukları tespit etmek ve savunucular ile dayanışmayı güçlendirmek amacıyla kurulan Bölgesel Dayanışma ve İş Birliği Grupları tarafından tespit edilen bilgilere dayanılarak hazırlanan “Türkiye’de İnsan Hakları Savunucularının Karşılaştığı Baskı, Engel ve Zorluklara İlişkin Bilgi Notu (1 Eylül – 31 Aralık 2021)” kamuoyuyla paylaşıldı.
Paylaşılan verilerde, Türkiye’de insan hakları savunucuları ve sivil toplum aktörleri, insan hakları ihlallerini görünür kıldıkları ve yetkililerin insan haklarına aykırı politika ve uygulamalarına karşı yürüttükleri faaliyetleri nedeniyle baskı, engel ve zorluklarla karşı karşıya kaldığı belirtildi.
“833 İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSUNA YARGISAL TACİZ UYGULANDI”
2021’in son dört ayında 1220 insan hakları savunucusuna yönelik olarak yargısal taciz, idari taciz, tehdit ve misilleme müdahalelerinden en az biri veya birkaçı birden uygulandı.
İnsan hakları savunucularının haklarında açılan temelsiz ceza soruşturma ve kovuşturmalar, hukuka aykırı ve keyfi gözaltı ve tutukluluk işlemleri ve sivil toplum kurumlarına yapılan baskın ve aramalarla yargısal tacize uğradığı belirtilen verilerde, “İnsan hakları savunucularına yönelik uygulanan bu ceza hukuku tedbirlerinin caydırıcı etkisi, savunuculuk iklimini bütünüyle baskı altına almakta ve sivil alanı daraltmaktadır” denildi. 1 Eylül – 31 Aralık 2021 tarihleri arasında 833 insan hakları savunucusuna yargısal taciz uygulandı. 519 insan hakları savunucusuna karşı ceza kovuşturması yapılmıştır. 21 kişi hakkında mahkumiyet hükmü verilerek hapis cezasına veya adli para cezasına çarptırıldı.
“TERÖRLE MÜCADELE MEVZUATI, İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARINA KARŞI KULLANILIYOR”
İnsan hakları savunucularına yönelik suçlamalar şu şekilde sıralandı:
– 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na aykırı davranmak,
– Görevi yaptırmamak için direnmek,
– Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek,
– Suçu ve suçluyu övmek,
– Suç işlemeye tahrik etmek,
– Cumhurbaşkanına hakaret.
Yine terörle mücadele mevzuatında düzenlenen çeşitli suçlar da insan hakları savunucularına karşı yaygın ve geniş şekilde kullanılıyor. Bu durum, insan hakları savunuculuğu faaliyetlerinin terör tanımı içinde değerlendirilerek meşruiyetinin ortadan kaldırılmasına neden oluyor.
“TÜM BASKI VE ENGELLEMELERE SON VERİLMELİDİR”
Bilgi notunda son olarak şu değerlendirme yer aldı:
“Yukarıda tanımlanan tüm baskı ve engellemeler insan hakları savunucularına karşı şiddetin, nefretin, ayrımcılığın ve düşmanlığın beslendiği bir iklimin yaratılmasına sebep olmakta, insan haklarının toplum nezdinde meşruiyetinin zayıflamasına ve kriminalize edilmesine sebep olmaktadır. İnsan hakları değerlerini ve prensiplerini korumak için insan hakları savunucularına yönelik baskı ve engellemelere derhal son verilmelidir.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.