PİRHA-Özgür Kadın Hareketi, 12 İmam Orucunun 10. gününde İstanbul Eyüp’te bir araya geldi. Demokratik Alevi Derneği (DAD) Eş Başkanı Saime Topçu’nun da katıldığı buluşmada, kadınlar lokmalarını paylaştı. Topçu, kadının Alevi inancındaki yerine dair, “Ana hakikatine dayanan bir inanç sisteminden geliyoruz. Yol, anasız ve kadınsız yürümez” dedi.
Özgür Kadın Hareketi (TJA), İstanbul Eyüp’te buluşarak, Muharrem lokmalarını pay etti. Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Başkanı Saime Topçu, TJA Aktivisti Gülsen Biter ile Kureyşan Ocağı’ndan Dilek Özer‘in de yer aldığı buluşmada, kadının Alevi inancındaki yeri ve önemine ilişkin değerlendirmeler yapıldı.
“KADINLAR, HAKİKAT VE ÖZGÜRLÜK ARAYIŞI İLE TARİH BOYUNCA DİRENİYOR”
12 İmam Orucuyla ilgili olarak konuşan Gülsen Biter, kadınlar olarak Muharrem yasını ve lokmasını paylaştıklarını söyledi. Tarih boyunca süren kadın mücadelelerine değinen Biter, “Kerbela’dan bu yana hakikat, özgürlük arayışı ile bugüne kadar direnen, başta kadınlar olmak üzere iradesine sahip çıkan, teslim olmayan tüm insanları buradan saygıyla anıyorum. İnsanların değerlerini, inançlarını yok sayan zihniyete karşı yan yana olmalıyız” dedi.
“YEZİD’E BOYUN EĞMEYEN HÜSEYNİ DURUŞU SAHİPLENİRİZ”
DAD Eş Başkanı Saime Topçu ise inancın hakikati uğruna bedeller ödendiğini belirtirken, “Yezid’e boyun eğmeyen, ser verip, sır vermeyen Hüseyni duruşu sahipleniriz. Kerbela’da onların biat etmeyişi ile günümüze gelmiş durumdayız” diye konuştu.
“ANA HAKİKATİNE DAYANAN BİR İNANÇ SİSTEMİNDEN GELİYORUZ”
“Ana hakikatine dayanan bir inanç sisteminden geliyoruz” diyen Topçu, “Dersim soykırımından sonra halkı anlamak yerine ocak sistemimizi reddederek, ocaklarımızı kapatarak bizi hafızasızlaştırdılar. Kerbela dünden bugüne artarak bizi nefes almaz hale getiriyor. An yok ki kapılarımız işaretlenmesin, an yok ki saldırıya uğramayalım. Bir şey olduğunda “Acaba bize mi saldıracaklar?” korkusuyla yaşıyoruz. Ülke yangın yeri. Orman yangınları ve seller oluyor. Bütün bunları sanki Kürt halkı yapmış gibi nefret söylemleriyle hedef gösteriliyor. Sürekli kaos yaratma derdindeler” dedi.
“Alevilik ocaklar üzerine kurulu olduğu için ocakta analar ve pirler olur” diyen Topçu şöyle devam etti:
“Dün bizim yaşadığımız coğrafyalarda analarımız olmadan cem bağlamazdık. Pirin eşiti olmadan, meydan kurulmadan, pire destur vermeden biz cem bağlamazdık. Hani diyoruz ya biz de can kavramı yani cinsiyetsizlik var diye. Gerçekten de var. Ama günümüz koşullarında bu da erozyona uğramış durumda.
“ALEVİ KURUMLARINDA KADININ ADI NEREDEYSE HİÇ YOK”
Cemevlerimize, Alevi kurumlarımıza bakıyorum da kadının adı yok neredeyse. Bunlara itiraz eden bir yerdeyiz. Kadıncık Ana’ya baktığımız zaman, kendisi Hacı Bektaş eşiti olmuş ve Hacı Bektaş Hakk’a yürüdükten sonra yol yürüten olmuştur. Abdal Musa’ya el vererek, yol sürmüş bir kadındır. Dünyadaki her şey gibi inancımız da erilleşmeye başladı.
Biz rızasız bir toplum olmaya başladık. Alevi toplumu birbirine verdiği ikrarı unutmaya başladı. Düne kadar yolun sahibi anadır diyoruz, ana kemaleti diyoruz. Mürşid makamındaki kadın bugün yok. Neden yok? Ne oldu da bu kadınlar yok? Çünkü dili asimilasyona uğradı. Hem kültürel, hem inançsal hem de etnik olarak sürgüne yollandı, katledildi, kültürel soykırıma uğradı. Bu bugünle de devam ediyor. Alevi kadının, kendi diliyle, kültürüyle, inancıyla tekrardan buluşup, ayağa kaldırması gerekiyor.
“YOL ANASIZ, KADINSIZ OLMAZ”
Hz. Zeynep Kerbela’da en büyük bedeli ödeyen kadınlardan bir tanesidir ancak hiç görülmüyor. Gördüğü zulüm karşısında Muaviye ve Yezid’e boyun eğmiyor. Öyle bir mücadele gösteriyor ki, Yezid yaptığından utanır hale geliyor.
Toplum olarak ana-kadın tarihe yüzümüzü dönmemiz gerekiyor. Yolun anasız olmayacağını, kadınsız yürümeyeceğini bilmeleri gerekiyor. Alevi kurumlarının bir-iki tanesinin dışında eş başkanlık durumu yok. Neden yok? Ne kadar işlevseldir o ayrı bir tartışma fakat sonuç olarak kadınlarımız sesini sahaya yansıtmıyor. Hakkımız olanı almak için örgütlenmemiz gerekiyor. Kurumlarımız erkeklerin kariyer alanları olmamalı. Buna izin vermemeliyiz. Yan yana olursak bir oluruz, pir oluruz. Eğer bizler yoksak bu yol da yok. Analarımız bu yolu sahiplensinler.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.