PİRHA-Aleviler, Nevşehir İl Müftülüğü’nün, Hacı Bektaş Veli anma töreni programına tepki gösterdi. Yapılan açıklamalar ve mesajlarda, Diyanet’in Serçeşme’den elini çekmesi, istenmediği yerde olmaması gerektiği kaydedildi. Diyanet’e ciddi şekilde tepki gösterilmesi istendi.
Nevşehir İl Müftülüğü’nün, Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri haftasında yapacağı programa tepkiler gelmeye devam ediyor.
Alevi aydın ve yazarlar, yurttaşlar, kurum temsilcileri Nevşehir İl Müftülüğünün “Muharremiye Programı”na sosyal medyadan tepkilerini dile getirdiler.
“DİYANET, ALEVİLERDEN, SERÇEŞMEDEN ELİNİ ÇEKMELİDİR”
Yazar Ali Yıldırım “Diyanet Alevilerden elini çek!” başlığı ile bir yazı kaleme alarak şunları aktardı:
“Diyanetin İnsan hakları belgelerine, Anayasanın 10. maddesine aykırı olarak faaliyet yürüten ve demokratik bir cumhuriyette asla olmaması gereken anti laik, ötekileştirici, eşitsizlik ve hukuksuzluk yaratıcı, giderek misyoner faaliyetler yürüten Aleviler üzerinde de asimilasyoncu amaçlar güden bir kurum olduğunu Alevi toplumu öteden beri söyleyip dile getiriyor. Diyanetin kamu idaresinin dışına çıkarılmasını ve muhataplarına bırakılmasını talep ediyor. Diyanet ise öteden beri Alevilerin inançlarını tanımayıp red ve inkar yoluna gidiyor. Hatta ‘Biz Alevilerin cemevlerini asla ibadethane saymayız, bu bizim kırmızı çizgimizdir’ demekten geri durmuyor.
“ALEVİLERİN CEMEVİNİ YOK SAYARAK NASIL BARIŞ GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR?”
Şimdi ise Alevileri red ve inkar eden Diyanet, Alevilerin Kerbela Katliamı anısına oruç tuttukları yas günlerinde tam da Alevilerce kutsal sayılan Hacı Bektaş Dergahında Alevi yoluyla, kültürüyle inancıyla hiç bir ilgisi olmayan ‘sevgi barış kardeşlik’ başlıklı bir program düzenlemeye kalkışıyor. Bu tutumun sevgi barış ve kardeşliğe hizmet edici hiçbir yanı yoktur. Kardeş olmak için öncelikle eşitlik gerekir. Muhatabını eşit olarak görmeyen bir anlayış nasıl kardeşlikten söz edebilir?
Karşısındakinin inancına saygı duymayıp yok sayan bir yaklaşım nasıl bir sevgi barındırabilir.
Alevilerin inanç değerlerini/cemevlerini yok sayarak nasıl barış gerçekleştirilebilir?
Yapılmak istenen ‘Muharremiye Programı’ bir fetih anlayışının eseri gibidir. Ayasofya’yı elinde kılıçla adeta bir kez daha fetheden Diyanet Serçeşmeye de elinde kılıçla gelerek Alevilere de haddini bildirecek midir?
Diyanet ve uzantılarının Hacı Bektaş çıkarmasının kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Bu program barış ve kardeşliğe hizmet etmeyeceği gibi Alevileri daha da incitecektir.
“DİYANET İSTENMEDİĞİ YERDE OLMAMALIDIR”
Diyanet, Alevilerin yaslarına, inançlarına, değerlerine saygı göstermelidir. Diyanet istenmediği yerde olmamalıdır. Diyanet, Alevilerden, Serçeşmeden elini çekmelidir.
Aleviler ve tüm demokrasi güçleri açısından bir demokrasi ve eşitlik talebi olarak ‘Diyanete hayır’ demek her zamankinden daha günceldir.”
“Bİ DÜŞMEDİLER YAKAMIZDAN”
Konuya bir tepki de Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Genel Sekreteri Erdal Kılıçkaya’dan geldi. Kılıçkaya şu yorumda bulundu:
“Hace Bektaşı Veli anması yapıp, ‘Hatim’ indirecek, ‘Mevlüt’ okuyacak, üstüne bir de namaz kılıp, camiye sokamadıkları Alevileri, can evlerinden, kutsal mekanlarından asimile etmek isteyecekler. Kapıdan kovuyorsun, pencereden giriyor. Pencereni kapatıyorsun, binayı ateşe veriyorlar.
Kindar ve dindar nesiller yetiştirip, Aleviye, inancına her türlü hakareti edip, sonra da, ‘Barış’ın, ‘hoşgörü’nün temsilcileri olduğu yalanını pazarlıyorlar.
Bi düşmediler yakamızdan. Hadi Diyanetin hinliğini biliyoruz da, onlara koltuk değneği olan, Alevilere ne demeli? Onlar da tarihten hiç ders almamış olanlar olarak, Hızır Paşa gibi, her daim kötü anılacaklar. Bizden söylemesi.”
“BELLİ Kİ PROJELERİ VAR”
Alevi inanç aktivisti Emel Uzman da tepki gösteren bir diğer isim oldu. “Ah Hüseyin can Hüseyin kaçıncı kez katledilişin” diyen Uzman, şu yazı ile tepkisini dile getirdi:
“Bunlar bize son çağrılar, buralara giremeyenler belli ki projeleri var cirit atar oldular. Bizim de aklımızı başımıza alıp birlikte yürüme zamanımız gecikiyor mu ne? Birlikte yaşayacağız ve yoksa ayrımsız birlikte yok olacağız. ‘Bu zihniyet, o ocak, bu ocak, o kurum, bu kurum’ diye ayırmaz. Toptan çeker aşağı, eğer bu günlerde Hüseyin duruşu diyorsak şimdi meydana gönülleri döküp birlikte yürümenin zamanı. Lüzumsuz insanlar çok hoyratça kullanmasaydı, bir deyişin Pir Sultan Abdal’in deyişinin tam zamanı.”
“HAK YİYEREK AYAKTA DURAN BİR KURUM…”
Gazeteci Sezgin Kartal da sosyal medyadan tepki gösteren isimler arasında yer aldı. Kartal, “Diyanet’in ‘Muharremiye’ adı altında yapacağı bu etkinliğe önce Alevi kurumları sonra da Alevi toplumu ciddi tepki göstermelidir” dedi. Gazeteci Kartal, yazısının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Bu sadece sosyal medyada ‘kınıyorum’ mesajlarıyla geçiştirilecek bir durum değildir.
Asimilasyon karargahı görevini gören bu yapının Alevilerin beynine giriyor olması üst perdeden karşı çıkılacak bir gelişmedir.
Sevgi bizim dinimizdir, başka dine inanmayız’ diyen bir toplumun Serçeşmesi asimilasyoncu, hak yiyerek ayakta duran bir kurumun anma düzenlemesi kabul edilemez.
Diyanetin bu kadar cüretkar oluşunun en büyük nedeni Alevi kurumlarımızın artık politik ve örgütlü bir hareket olmamasından kaynaklı.
Bunun sorumlusu; herkese mavi boncuk dağıtan, iktidarın bütün organlarıyla ilişkilerini sıkı tutanlardır.
Bunun sorumlusu; en büyük sözü söyleyen ama rızasız lokmayı yemekten de geri durmayan kurumların başındaki kişilerdir.
Bunun sorumlusu; binalarını, kasalarını büyütüp toplumun taleplerinden mücadelesinden kopanlardır.”
“ALEVİ KURUMLARI BİR ŞEYLER YAPMALI”
Önceki dönem PSAKD Kartal Şube Başkanı Songül Tunçdemir ise sosyal medya hesabından müftülüğün programını işaret ederek “Sadece bu değil, öncesi de var. Serçeşme’de neler oluyor? Alevi kurumları bir süreliğine oturup analiz etmeli, düşünmeli, bir şeyler yapmalı” yorumunda bulundu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.