PİRHA-Beş Alevi Federasyon Başkanı, resmi olmayan ancak ‘İçişleri Bakanı danışmanı’ sıfatıyla bir ekibin, birçok kentte Alevi kurumlarını ziyaret etmesini değerlendirdi. “Bu ziyaretleri iyi niyetle okumamak gerekiyor” diyen Alevi başkanlar, “Alevileri başkalaştırma, asimilasyona tabi tutma amaçları var. Her seçim öncesinde Alevilere gidilmiştir. Yalnız, bu ülkedeki Aleviler, artık eski Aleviler değiller” diye konuştular.
Alevi toplumu yıllardır taleplerini kabul ettirmek için mücadele ediyor. Hem Yargıtay’ın hem Danıştay’ın hem de Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi’nin cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi ve elektrik parasının devletin bütçesinden karşılanması ve zorunlu din dersinden Alevi çocukların muaf tutulması yönünde kararları olmasına rağmen AKP hükümeti bu kararları uygulamıyor.
Aleviler mahkeme kararlarının uygulanıp, taleplerinin kabul edilmesini beklerken, İçişleri Bakanı danışmanı sıfatıyla Ali Arif Zeybek, Alevi kurumlarını, cemevlerini dolaşıyor.
Alevi kurumlarının başkanları Ali Arif Zeybek’in ‘İçişleri Bakanı danışmanı’ sıfatıyla bir süredir cemevlerine yaptığı ziyaretleri yorumladı. Dört farklı federasyon başkanının ortak görüşü; Aleviliğe yasal statü verilmeden, yapılan bu ziyaretlerin “iyi niyetli olmadığı” yönündeydi.
Bakanlık yetkilileri tarafından Alevi kurum yöneticilerine “Bir ihtiyacınız var mı? Bizden ne talep etmektesiniz?” sorularının arka planını Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül, Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE) Genel Başkanı Celal Fırat, Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Remzi Akbulut, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Eşit Genel Başkanı Hüseyin Mat ve Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Eş Genel Başkanı Demir Çelik ile konuştuk. Çelik’in ilk yorumu “Her şeyden önce devletin, cemevlerini ziyaret etmiş olması, bunca zulme, katliama, inkar ve soykırım yaşanmışlığına karşın ironidir, kabul edilemezdir” şeklinde oldu.
“ALEVİLER BU TÜR OYUNLARA YANAŞMAZLAR”
Bakanlık yetkililerince Alevi derneklerine yapılan ziyaretleri yorumlayan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül, “Alevilerden onlara zırnık bir şey yoktur” dedi.
Güzelgül’ün açıklamaları şu şekilde:
“Eşit yurttaşlık talepleri konusunda 30 yıldır mücadele veriyoruz. Bunu devlet de bütün dünya insanları da biliyor. Mesela Avrupa taleplerimizi yerine getiriyor. Birçok ülkede Alevilik anayasaya girmiş, kürsüler ve sekreteryalar açılmıştır. Meclislerinde dahi Alevilere ayrılan yerler söz konusudur. Ama Türkiye’de ne yazık bunlar yok.
Bizlerin, insanı merkeze koyan yol erkanımız var. Hiçbir dinde, kültürde, inançta varolmayan o güzellikleri gördükleri sırada korkuları başlar. ‘Bu inanç bütün dünyaya hakim olur’ diye yok etmeye çalışırlar.
Bizlerin eşit yurttaşlık talebimiz var. Bunları bile bile tekrar cemevlerine gelip, seçime yaklaşırken biz Alevilerin oylarını ne şekilde alacaklar diye hesaplar içerisindeler. İhtiyaçlarımızın ne olduğunu zaten biliyorsun, gelip sormana ne gerek var? İlk önce bize yasal statü verip inancımızı kabul edin. Alevi canlarının, İmam Hüseyin duruşu vardır. O duruştan asla taviz vermezler. Onun için de kendilerini aldatmış olurlar. Aleviler bu tür oyunlara yanaşmazlar.
“AMAÇ ALEVİLİĞİ YOK ETMEK, ALEVİLERİ ASİMİLE ETMEK”
Amaçlanan Aleviliği yok etmek asimilasyona uğratmaktır. Bizler Diyanet’in lağvedilmesini istiyoruz. Öncelikli taleplerimizin içerisinde bu var. Fakat ona rağmen cemevlerine ‘cümbüş evi’ diyen bir zihniyetin, tekrar cemevine gelip oturması aslında cemevini bir anlamda da kabul etmektir. Ama kendilerinde o samimiyet yok. Bu zamana kadar 7 tane çalıştay yaptılar. Sonuç sıfır. O zaman dile getirilenleri göz önünde bulundurup haklarımızı vermiş olsaydınız, 48 ülkenin altına imza attığı AİHM’in zorunlu din dersleri konusunda kararını da kabul görmedikten sonra bunların tümü oyalama taktiğidir. Fakat Aleviler yoluna, erkanına bağlıdır. AKP’nin durumunu da çok iyi tahlil etmişlerdir. Yani Alevilerden onlara zırnık bir şey yoktur.”
“DAHA ÇOK ÖRGÜTSÜZ, BAĞIMSIZ YAPILARA GİDİYORLAR”
Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE) Genel Başkanı Celal Fırat da bakanlık yetkililerinin cemevi ziyaretlerini olumsuz yönde yorumlayanlardan. Fırat, Alevilerin taleplerinin çok net olduğunu belirterek “Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir. Devlet kendine yakışanı yapıyor. Maalesef devamlı ötekileştirme politikaları üzerinde gayret gösteriyor. İçişleri Bakanının yardımcılarının cemevlerine gidip kendi yandaşlarını yaratma gibi bir politika gütmesi doğru değil” ifadelerini kullandı.
Celal Fırat, bakanlık yetkililerinin, Alevi kurumlarının çatı örgütleri ile görüşmesi gerektiğini ifade ederek şu açıklamayı yaptı:
“Yetkililerin, yaptıkları ziyaretleri bir tür envanter meselesine getirmeleri çok acı. Alevilerin şu an bir can tedirginlikleri var. Mahalle baskısı var. Gençler bir bütün olarak işsiz ve ötekileştirilmiş.
Evet, cemevi yöneticileri, gelen kişilere karşı haklarını talep etsinler ama bunu sadece ‘bizim sorunlarımız, haklarımız bu boyutunda’ şekliyle dillendirmemeli. Bir şekilde şunu söylemeliler; Alevi toplumunun bu ülkede demokrasiye, sevgiye, barışa ve ekmeğe ihtiyaçları olduklarını söylemeliler. Bunu yapabilirlerse Alevi felsefesine, Rıza Şehri olgusunu oluşturma gayretine girmiş olurlar.
Söz konusu kişiler daha çok örgütsüz, bağımsız yapılara gidiyorlar. Oralar da yeni bir mantık geliştirmeye gayret ediyorlar. Fakat bu tutmaz. Alevi toplumunun bu konuda çok net ve yalın talepleri var. Bunların dışında onların ne dediklerinin bir değeri yok.”
BİR DANIŞMANLIK ŞİRKETİNİN ELEMANI CEMEVLERİNİ DOLAŞIYOR
Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Remzi Akbulut da söz konusu kişilerin, federasyonlarına bağlı kurumlara gittiklerini belirterek, “İçişleri Bakanı boşuna zahmet, masraf ediyor” yorumunu yaptı. Akbulut, görevlilerin, “İçişleri Bakanlığının danışmanıyım” sıfatıyla kurumları arayıp ziyaret talebinde bulunduklarını söyledi. Remzi Akbulut, “Öğrendiğim kadarıyla bu kişi, İçişleri Bakanlığının resmi danışmanı değil. Bir danışmanlık şirketinin elemanıymış. İçişleri Bakanlığı, bu şirketten hizmet alıyormuş” bilgilerini de paylaşarak şöyle devam etti:
“BU KONU İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN KONUSU DEĞİL, MECLİS’İN KONUSUDUR”
“Boşuna devletin bütçesinden harcama yapıyor. Alevilerin hak ve talepleri daha önceki çalıştayda da dile getirildi. Bunlar hükümetin tozlu raflarında duruyor. Hala ‘Alevilerin hak ve talepleri nelerdir?’ sorusundalar. Bunu sokakta gezen 10 yaşındaki çocuğa sorsan o bile söyler. Bakanlığın böyle bir işe soyunmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Bu konu bir kere İçişleri Bakanlığının konusu değil. Bu konu, hükümetin, devlet başkanlarının, meclisin konusudur. Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları var. 2015 yılında zorunlu din derslerinin kaldırılması, 2016’da cemevlerine genel bütçeden pay verilmesi ve cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması ile ilgili yasal kararlar mevcut. Hükümetin önünde duruyor. Kaldı ki bunun ötesinde bu ülkede Danıştay’ın Yargıtay’ın yerel mahkemelerin verdikleri bir sürü kararlar var.
“MUHTEMELEN SEÇİM YATIRIMI, BOŞUNA KURUMLARIMIZI ARAYIP SORMASINLAR”
Bu konuda kurumları gezmeleri, ihtiyaçlar konusunda soru sormalarının hiç gereği yok. Yasal yollardan kazandığımız yargı kararlarını uygulasınlar başka bir şey istemiyoruz. Muhtemelen yakında bir seçim var. Bu da bir seçim yatırımı. Bugüne kadar her seçim öncesinde Alevilere gidilmiştir. Yalnız bu ülkedeki Aleviler, artık eski Aleviler değiller. Artık Aleviler akıllandı, uyandı. Alevilerin bir yanağına vuruyorlardı, diğerini çeviriyordu. Şimdi öyle bir durum yok. ‘Niye vuruyorsun’ diye itiraz ediyor artık. Hiç kimse kusura bakmasın. Beyhude bir şey yapılıyor. Boşuna kurumlarımızı arayıp sormasınlar. Kurumlarımıza gittiklerinde yargı kararlarını hatırlatıyor ve uygulamalarını istiyoruz.”
“HİNLİKLERİNİZDEN VAZGEÇİN”
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Eşit Başkanı Hüseyin Mat da konuyu “Aleviler olarak tehlikeli bir oyunla yine karşı karşıyayız. Osmanlı oyunları tüm hızıyla devam ediyor” sözleriyle özetledi.
Hüseyin Mat, ziyaretlere karşın “Aleviliği bir inanç olarak kabul ediyor musunuz?” diye sorarak şu açıklamayı yaptı:
“Aleviler inançsal, sosyal, kültürel, siyasal ve teolojik kuşatma altında. Asimilasyon politikalarına dair yapılabilecek ne varsa, resmi ideoloji tüm gücüyle hayata geçirmeye devam ediyor. Özelikle Güney Anadolu bölgesinde bulunan Cemevleri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Danışmanı Dr. Ali Arif Özzeybek tarafından ziyaret ediliyor. Seminerler, konferanslar yapılıyor ve kitap hediye ediliyor. Bir de talepleri dinliyorlarmış.
“ASİMİLASYON POLİTİKALARINI MUAVİYE GİBİ SİNSİCE YÜRÜTÜYORLAR”
Bize asırlardır borcunuz var. Nasıl ödemeyi düşünüyorsunuz? Ödediğimiz vergilerimizi helal etmiyoruz, vicdanınızla nasıl helalleşeceksiniz? Utanmadan sesiz sedasız cemevlerimizi ziyaret ediyorsunuz. Asimile politikalarınızı uygulamak için sinsice, el altından Muaviye gibi yürütüyorsunuz. Dağıttığınız Yezidin, Hınzır Paşanın, Ebussuudun kitaplarını alın ve cemevlerimizden uzak durun.
Bu aldatmacalarınızdan, hinliklerinizden vazgeçin. Çözmek istemediğiniz açıkça ortada. Samimi değilsiniz. Dürüst hiç değilsiniz.”
“ZAYIF VE GÜÇLÜ NOKTALARIMIZI TESPİT ETMEYE DÖNÜK BİR ÇABA”
Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Eş Genel Başkanı Demir Çelik ise söz konusu ziyaretlerin iyi niyetle yapılmadığını ifade etti. Çelik, şunları kaydetti:
“Aleviliği sapkın, zındık bir mezhep olarak kabul edecek, katliamlarına fetvalar verecek, zorunlu din derslerine tabi tutacak, cemevlerini ‘cümbüş evi’ ilan edecek, Alevilerin ritüelleri ile her seferinde dalga geçmeyi, itibarsızlaştırmayı kendisine hak görecek ve ardından bürokratların devlet adına cemevlerini ziyaret edecek! Bunu iyi niyetle okumamak gerekiyor.
Birincisi; Alevileri başkalaştırma, asimilasyona tabi tutma var.
İkincisi ve tehlikeli olanı; İzmir’de yaşanana benzer devlet-mafya-çete üçgeninde ifşa olduğu üzere cemevlerine yönelik bir kısım kaos yaratma saldırıların altyapısını hazırlama…
Bu yönlü zayıf ve güçlü noktalarımızı tespit etmeye dönük de bir çabanın olabileceği şüphesini akıldan uzak tutmamak gerekiyor. Çünkü devlet, öteki ve farklı gördüğünü, artık ortadan kaldıramadığını başkalaştırıp asimilasyona tabi tutmayı görev bilmiştir. O vesile ile Koçgiri ve Dersim’den başlayıp Maraş, Çorum, Sivas ve en son Gazi’de devam eden bu katliamlar serisi bize çok daha uyanık, çok daha meşru savunma temelli, bilinçli, örgütlü bir çabanın içerisinde olmamız gerektiğini, zalimden medet ummak yerine kendi öz gücümüze güvenmemiz gerektiği gerçeğini hatırlatır. Bu vesileyle canları daha uyanık, örgütlü olmayan davet ediyorum.”
“TEDBİRLİ VE ÖRGÜTLÜ OLMAK SU VE HAVA KADAR OLMAZSA OLMAZDIR”
Demir Çelik, gelinen süreçte Alevilere dönük ciddi tehlikelerin var olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:
“Özel harp dairesinin son 70 yıldır bu ülke hakları ve inançları üzerine ne tür senaryolar, provokasyonlar düzenlediği; devrimcilere, Alevilere, Kürtlere dönük ne denli kırım içinde olduğu; sosyal, siyasal, kültürel soykırıma tabi tutulduğu gerçeği her seferinde bir risk ve tehlikenin olduğunu bize hatırlatır. Bunun için elimizde bir verinin olması gerekmiyor. Hala inkar varsa, halen katliamcı zihniyet söz konusu ise hala paramiliter yapıların silahlandırılması söz konusu ise bundan nasibini alacak olanların başında Aleviler gelir. O nedenle tedbirli, örgütlü olmak, birlikte dayanışarak ortak hareket etmek bizim için su ve hava kadar olmazsa olmaz hale gelmeli.”
ALEVİLERİN TALEPLERİ NELER?
– Cemevleri, Alevi inancının ibadet mekânlarıdır. Cemevlerinin inançsal statüsü tanınmalı, diğer ibadethanelerin yararlandıkları tüm haklardan yararlanmalı.
– Aleviler, toplumun özgürlükçü gelişimi önünde engel olan mevcut Anayasa yerine, toplumun her kesiminin katıldığı ve temsil edildiği yeni bir Anayasa talep ediyor.
– Diyanet İşleri Başkanlığı, Anayasal kurum olmaktan çıkartılmalı; özerk Din İşleri Kurumu haline getirilmeli.
– Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri zorunlu olmaktan çıkartılıp seçmeli hale gelmeli, velisinin talebi doğrultusunda çocuğa istediği din ve inançla ilgili eğitim verilmeli.
– Hacı Bektaş Veli Dergâhı başta olmak üzere tüm Alevi- Bektaşi dergâh ve türbeleri, bu inanç mensuplarına devredilmeli.
– Alevilik de ortaöğretimden başlayarak öğretilmeli.
– Alevi köylerine cami yaptırma girişimi ve imam atamaları durdurulmalı, atanan imamlar da geri çağrılmalı.
– Baraj, taş ocağı, yol ve benzeri kamu hizmetlerinde Aleviler için kutsal sayılan yerlerin zarar görmemesi için hassasiyet gösterilmeli.
-Madımak utanç müzesi yapılmalı.
Eren GÜVEN-Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
İlgili haberler
Soylu’nun danışmanından Alevi kurumlarına ‘ihtiyaç’ ziyareti
Yoruma kapalı.