PİRHA-28’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî Davası’nın 2. duruşması ikinci gününde devam ediyor. Savunma yapan isimlerden Gültan Kışanak “Siz HDP’yi değil Türkiyelileşmeyi yargılıyorsunuz. Diyorsunuz ki ayrımcı olun, kutuplaşın, yan yana durmayın. Siz, HDP’yi siyaset dışına atarak faşizmin önünde hiçbir engel kalmasın istiyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî Davası’nın 2. duruşması ikinci gününde devam ediyor.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayı HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP milletvekilleri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır’ın yanı sıra çok sayıda avukat takip ediyor.
“KCK OPERASYONLARI DA BU SALONLARDA GÖRÜLDÜ”
2. celsede ilk savunma yapan isim Ayla Akat Ata oldu. “Bugün Türkiye’yi lağım kokusu sardı” diyen Akat Ata şunları söyledi:
“Bu iktidar gider bir başka iktidar gelir. Heyetler gider gelir. Bu salonlar dolar boşalır böyle devam ederse. İktidarların temel yanılgısı koydukları kuralların onlar istediğinde uygulanacağını sanmaları. Bu kurallar gidecek gelecek onları da vuracak. Bu iktidar gidecek, bu iktidar kendi koyduğu kurallarla yargılanacak.
Bugün burada oturan tüm devlet kurumları resmi ideolojiyi temsil ediyorlar. 2009 KCK operasyonları da bu salonlarda görüldü. Salondakilerin yarısı kadındı. Bugün burada farklı düşünen demokratlar, Kürtler çok sayıda kişi var.”
“SİZİN GİBİ EMİR ERLERİNİN KAPISINA BIRAKILIYORUZ”
Akat’ın ardından söz alan Gültan Kışanak, davanın Türkiye’ye barış, demokrasi, özgürlük, huzur getirmek isteyen HDP’yi siyaset dışına atma davası olduğunu söyledi. “Keşke sözümüzü dinleyecek, barışın kıymetini anlayacak bir muhatap bulabilseydik” diyen Kışanak Mahkeme başkanını işaret ederek şöyle devam etti:
“Biz hala böyle bir muhatap arıyoruz. Bizi yargıya havale eden, tutuklayan, mikrofonumuzu kapatan değil, bize ‘gelin bu ülkenin sorunlarını beraber çözelim’ diyen bir muhatap arıyoruz. Bu olmadığı için Türkiye’nin sorunları kördüğüm oluyor ve biz sizin gibi emir erlerinin kapısına bırakılıyoruz.”
“KOKAİN TİCARETİNİN ÜZERİ ÖRTÜLÜR, BİRİ TWEET ATSA TUTUKLANIR”
6 – 8 Ekim’deki cinayetlerin sorumlularının hala soruşturulmadığını hatırlatan Kışanak, şöyle konuştu:
“Keşke 6 – 8 Ekim’de ölen her bir canı kim, neden öldürdü, kim provokatörleri demokratik haklarını savunan insanların arasına saldı, bu soruşturulsaydı.
Bu salonda siyasetçiler var. Bu ülkenin sorunlarına çözüm bulmayı arzulayan, bedel ödemekten geri durmayan siyasetçiler var. Sizin iddianameniz bunu söylüyor. İddianameniz baştan aşağıya konuşmalarımız ve demeçlerimizdir. Bundan ibaret bir iddianameden nasıl sorumluları bulacaksınız?
Hukukçu değilim ama sizin gibi hukuksuzlukla bizi yargılayanlar sayesinde mektepli hukukçu olduk. Sizinle bir hukuk tartışması yapmak istiyorum. Hukuk devleti ile kanun devleti arasındaki farkı biliyor musunuz? Aralarında dağlar kadar fark vardır. Biri otoriter rejimlerin yöntemidir. Egemenlerin koyduğu kuralları mazlumlara uygulanır. Bunun adı kanun devletidir. Egemen kimse kanunu o koyar. ‘Şunu as, bunu kes, bunu hapse at’ der ve buna bir hukuki kılıf bulur. Kanun devleti bir toplumu faşizme, orman kanununa teslim eder. Ama hukuk devletinin içinde adalet vardır, insan hakları vardır, vicdan vardır. Biz hukuk devleti arıyoruz.
“YARGI MENSUPLARININ UTANMASI LAZIM”
Artık yasamaya da gerek yok. Kararname ile istediklerini yapıyorlar. Yargı yapısal büyük bir kriz içinde. Yargı siyasetin oyuncağı haline gelmiştir. Şunu yap bunu yap. Şunu soruştur bunu soruşturma. Bakın mafya konuşuyor bir soruşturma açılmıyor. Bugün bu ülkede yargı bağımsızlığı en büyük sorun haline geldi. Yolsuzlukların, arsızlıkların, mafyatik ilişkilerin üstü örtülür. Bütün hukuk dışı işlerin, Kolombiya’dan kokain mi gelir, marinanın üzerine oturulur, bunun üzeri örtülür. Ama birisi tweet mi attı, at içeriye.
Bundan biz utanıyoruz. En çok da sizin bundan şikayet etmeniz gerekir. Yargı mensuplarının bundan utanması lazım. Bundan kurtulmak için bir çaba içinde olması lazım. Ama bunu görmüyoruz. Burada ilk günden bize güç gösterisi yaptınız. İlk günden taraf olduğunuzu, kimin adına orada oturduğunuzu, ne yapmak istediğinizi o kadar güzel hissettirdiniz ki patronlardan takdir alabilirsiniz.
Adaleti korumak istiyorsanız bu iddianameyi ilk günden reddetmeliydiniz. 3500 sayfa diye hava atıyorsunuz. Ortada iddianame yok. Şimdi oraya müşteki diye yazmışsınız, Milli Savunma Bakanlığı avukatları falan var. Sizi denetlemeye mi geliyorlar, size güvenmiyorlar mı? İddianamenin yarısı böyle. İddianamenin yarısı da PKK tarihi. Çok merak ediyorsanız siz kendiniz okuyun. Onu da çıkart iddianameden dörtte biri kalır. Kalanında da ‘ANF’nin şu gün şu tarihte yayınlanan haberi’ var. Onu da çıkarsan geriye elinizde 15 sayfa kalır. Ondan sonra da bu heyet adalet dağıtacak diyorsunuz.
Kürtleri yeri geldiğinde gerici diye, yeri geldiğinde terörist diye yargılayamazsınız, ben Kürd’üm Kürt. Bana yeni sıfatlar bulmayın. Ben bir Kürt kadınıyım. Bu sıfatların hepsini bize yakıştıranlara iade ediyorum. Ben insanım, kadınım, Kürdüm. Bunu kabul etseniz, insan haklarını kabul etseniz, kadın haklarını kabul etseniz ve benim Kürt olmaktan kaynaklı kültürel haklarımı kabul etseniz sorun çözülür. Lütfen gerçekler ortaya çıktığında başınızı öne eğeceğiniz bu durumdan kurtulmak için davadan çekilin.
“KARS BELEDİYESİNE ÇÖKMEK İÇİN AYHAN BİLGEN’İ TUTUKLADINIZ”
“7 Haziran’da Türkiye’de bir umudun mümkün olduğunu, bu ülkede farklı kimliklerin yan yana durup siyaset yapabileceğini gösterdiler. Ne yazık ki bir siyasi darbe fitili ateşlendi. O gün bugün HDP ile uğraşıyorlar. Arkadaşlarımızı, eşbaşkanlarımızı tutukladınız. Belediye eşbaşkanlarını tutukladınız. Tıpkı marinaya çöküldüğü gibi Kars Belediyesine çökmek için Ayhan Bey’i tutukladınız.
HDP Türkiye’dir. Siz HDP’yi değil Türkiyelileşmeyi yargılıyorsunuz. Diyorsunuz ki ayrımcı olun, kutuplaşın, yan yana durmayın. Dindarla laik yan yana durmasın, Kürt’le Türk yan yana durmasın. Siz Türkiye’yi, Türkiyelileşmeyi yargılıyorsunuz. HDP toplumsal cinsiyet eşitliği bayrağının taşıyıcısıdır. Siz ‘kadınla erkek eşit değildir’ diyorsunuz. Kadınları siyaset dışına itiyorsunuz bu davayla. HDP talancılara karşı ekoloji hareketinin bayraktarlığını yapıyor, siz onu yargılıyorsunuz. Siz HDP’yi siyaset dışına atarak faşizmin önünde hiçbir engel kalmasın istiyorsunuz.”
REDDİ HAKİM TALEBİ
Reddi hakim talebini ileten Kışanak, sözlerinin sonunda “Bu dava Sarayın talimatıyla hazırlanmıştır. Buradan Türkiye toplumuna, halklarımıza, gençlere eşitliğe ve özgürlüğe inanan herkese sesleniyorum. HDP’ye sahip çıkın, barışa sahip çıkın. Barışa giden yolun son köprülerini de kesip atmalarına izin vermeyin” dedi.
“SİZE ZEKERİYA ÖZ’Ü HATIRLATIRIM!”
Kışanak’ın ardından söz alan Günay Kubilay, davanın siyasi bir dava olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Mahkemeleriniz sadece bu kritik davalardaki AİHM kararlarını değil, AYM kararlarını da tanımıyor. AYM de herkesi uyardı (Kapatma davasının iadesi ile). AİHM kararını beğenmeyebilirsiniz, iktidarın da hoşuna gitmiyor ama bunu uygulamak zorundasınız. Uygulamadığınızda anayasal suç işlemiş olursunuz. Şimdi sağlam Ağrı Dağı’na sırtınızı dayamış olabilirsiniz, size Zekeriya Öz’ü hatırlatayım. Altına zırhlı araç verilmişti. Siyaset arenası her zaman oynaktır.”
Duruşma, yapılan savunmalarla devam ediyor.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.