PİRHA- İstanbul Sözleşmesi’nin kabulünün 10. yılına dair açıklama yapan Mimoza Kadın Derneği, “İstanbul Sözleşmesi bizimdir; ezilenin gücü, yok sayılanın varlığı, görünmeyenin yüzü, duyulmayanın sesidir. İlmek ilmek dokuduğumuz, işlediğimiz, elimize aldığımız hayatlarımızın, kimliklerimizin dayanağıdır” dedi.
Mimoza Kadın Derneği, İstanbul Sözleşmesi’nin kabulünün 10. yılına dair açıklama yaptı.
İstanbul Sözleşmesi’nin, 11 Mayıs 2011’de kadına yönelik şiddetin, aile içi şiddetin önlenmesi ve her türlü ayrımcılığa maruz kalan kişilerin şiddet kurbanlarının korunması ve ailelerin cezasız kalmasını önlemek için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilip İstanbul’da imzaya açıldığının hatırlatıldığı açıklamada, sözleşmeyi ilk imzalayan ülke ve kadınlar olarak kendilerini şanslı hissettiklerini belirtti.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİZİMDİR, VAZGEÇMİYORUZ”
İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye ve dünyadaki milyonlarca kadınının verdiği mücadelenin kazanımı olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Aile kavramı içindeki roller toplumsal cinsiyet eşitsizliğin bir nebze de olsa ortadan kalkması, caydırıcı cezaların uygulanması, kadının evde, iş yaşamında, sokakta, siyasette, yaşamın her alanında eşit bir şekilde var olması demekti. İstanbul sözleşmesi bizimdir; ezilenin gücü, yok sayılanın varlığı, görünmeyenin yüzü, duyulmayanın sesidir. Kadınların doğaları gereği var etmek, üretmek, korumak, yaşamı şekillendirmek ve yön vermek gibi olağanüstü güçleri vardır, İstanbul sözleşmesi de bunlardan biridir. İlmek ilmek dokuduğumuz, işlediğimiz, elimize aldığımız hayatlarımızın, kimliklerimizin dayanağıdır. İktidarın sözleşmeyi feshetmeye çalışması da kadınların gücünden ve varlığından korktuğunun belgesidir. İstanbul sözleşmesi bizimdir vazgeçmiyoruz.”
PİRHA/MERSİN
Yoruma kapalı.