PİRHA- 2012-2020 yılları arasında Ege Bölgesi’nde bulunan 4 farklı şehir ve 11 ilçede resmi kayıtlara göre yaşanan 19 hak ihlalinin 11’inde Alevi yurttaşlara ait toplamda 27 ev işaretlenerek ölüm tehditleri yazıldı. İzmir’e bağlı farklı 2 ilçede ise Alevi mezarlarına yönelik gerçekleşen saldırıda toplamda 62 mezar taşı tahrip edildi.
Alevilere yönelik asimilasyon, baskı, ayrımcılık her geçen gün hız kesmeden devam ediyor. Türkiye’nin birçok yerinde yıllardır Alevi ailelerin evleri kimliği henüz belirlenmeyen şahıslarca çarpı işaretiyle işaretlenip, nefret yazıları yazılıyor.
Pir Haber Ajansı (PİRHA) olarak 2012-2020 yılları arasında Ege Bölgesi’ndeki şehirlerde yaşanan ev işaretlemeleri, mezar tahripleri ve hak ihlallerini derledik. Mağdurlar ile tekrardan iletişime geçerek hukuki süreçlerin nasıl işlediğini sorduk.
2012-2020 yılları arasında Ege Bölgesi’nde bulunan 4 farklı şehir ve 11 ilçede resmi kayıtlara göre yaşanan 19 hak ihlalinin 11’inde Alevi yurttaşlara ait toplamda 27 ev işaretlenerek, ölüm tehditleri yazıldı. İzmir’e bağlı farklı 2 ilçede ise Alevi mezarlarına yönelik gerçekleşen saldırıda toplamda 62 mezar taşı tahrip edildi.
Basına yansıyanlar dışında ise onlarca hak ihlalinin kendisini İzmir dışında Ege bölgesinde ve ülkenin tamamında kendisi hissettirdiği bilinen bir durum.
Bu süreçlerin panoramasını kronolojik olarak tekrar derlerken 2020’nin son haftasına denk gelen Maraş Katliamı’nın yıl dönümünü olan 19 Aralık gecesi İzmir’in Menemen ilçesinde Dersimli bir ailenin evine çarpı işareti konuldu.
ZORUNLU DİN DERSİ, EV İŞARETLEMELERİ, GÖZALTILAR, NEFRET SÖYLEMLERİ, MEZAR TAHRİPLERİ…
Hak ihlalleri ülkenin dört bir yanında ev işaretlemeleri, zorunlu din dersleri, eğitimde ihlaller, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmemesi ve elektriklerinin kesilmesi, cemevleri önüne korsan hoparlör takılarak ezan okunması, köylere cami dayatması, hizmet verilmemesi, cemevlerini belediyelerin yönetmesi, gözaltı ve tutuklamalar, nefret söylemleri, cenazelere saldırı, mezar yerlerinin tahrip edilmesi, HES-JES projeleri, yaşam alanlarının yasaklı bölge ilan edilmesi, festivallerin yasaklanması ve orman yangınları şeklinde kendini hissettiriyor.
UYKUDA OLMASI GEREKEN “ÇOCUKLAR” İŞBAŞINDA!
Özellikle İzmir’de son 2 yıl içerinde 5 farklı ilçe ve mahallede çok sayıda Alevi yurttaşın evinin işaretlenmesi kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ne oluyor sorularını akıllara getirdi.
Kürt ve Alevilerin yoğun olarak yaşadıkları bu mahallelerde ise evlerin nasıl işaretlendiği ve faillerin kim olduğu bir türlü açığa çıkarılmadı. Dinlenen tanık ve mağdur ifadeleri, izlenen güvenlik kameraları, olay yerinden alınan parmak izleri üzerinden yürütülen soruşturmalar bir türlü sonuca bağlanamadı.
Adli yargı ve kolluk güçleri tarafından ‘önemsiz bir vaka’ olarak görülen ev işaretlemeleri ‘çocuk ve sarhoşların’ işi olarak kaldı. Ne hikmet ise uykuda olması gereken bu çocuklar, hep Alevilerin evlerini işaretleyip durdu.
“ÇOCUKLAR” GECE YARISI BELİRDİ: 62 MEZAR TAHRİP EDİLDİ
Sistematik olarak özellikle 2012’den beri neredeyse her sene çok kez saldırılar yaşanmaya devam etti. Alevilerin kapısına çarpı işareti atan ‘çocuklar’ ise nedense hiç büyümedi. Aleviler ne de çok çekmişti bu ‘çocuk işlerinden.’ Kapılara, ‘Alevilere Ölüm, Defol Alevi’ yazan bu ‘çocuklar’ artık bir gece yarısı mezarlıklarda belirmişti.
Yakın zamanda kendini hissettiren Alevilerin cenazelerine saldırı, yerini mezarları tahrip etmeye bırakmıştı. Yaşamanın da, ölmenin de cehennem ile eş değer anlama getirildiği ülke ortamında Alevilere mezarda olmak dahi suçtu. Adana ve İstanbul’da Alevi mezarlarına başlayan saldırılar, İzmir’in Bornova ve Selçuk ilçelerinde bulunan iki mezarlıkta da devam etti.
2013 ve 2014’te gerçekleşen bu saldırılarda Alevilere ait toplamda 62 mezar tahrip edildi.
EGE BÖLGESİNDE 8 YILDA 27 ALEVİ AİLENİN EVİ İŞARETLENDİ
2012 yılında Adıyaman’da başlayan ev işaretleme süreçleri sırasıyla Malatya, Çorum, Aydın, Antep, Elazığ, İstanbul, Adana, Kocaeli, Bursa ve İzmir’de devam etti. Ülke genelinde 32 ayrı yerde 200’ü aşkın ev işaretlendi. Dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin Alevi yurttaşların evlerinin işaretlenmesine ilişkin sorduğu soruyu, “Çocuklar bilgisayar oyunu Counter Strike’tan etkilenerek evleri işaretlemiş” şeklinde cevaplamış ve Aleviler tarafından sert tepkiyle karşılanmıştı.
İzmir başta olmak üzere Balıkesir, Aydın ve Manisa’da 2012 ve 2020 yılları arasında yaşanan 11 işaretleme vakasında, Alevi yurttaşlara ait 27 eve çarpı işareti atılarak, ‘Defol Alevi, Alevilere Ölüm, Allahu Ekber’ diye tehdit içeren yazılar yazıldı.
İKTİDAR İLK DEFA KELAM ETTİ
8 yıl önce gündeme gelen ev işaretleme olayları ne medya ne de hükümet cephesinde görünmez iken, 2019 yılının 26 Kasım’ında Gaziemir’de bir Alevi yurttaşa ait evin duvarına çarpı işareti atılması sonrasında ülke gündeminde ilk sırayı aldı, çokça konuşuldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziemir’deki işaretleme için, “Bu kapılara bu işaretleri koyanların üzerinde tüm güvenlik teşkilatlarımız özellikle çalışmaktadır ve bunlar yakalandığı zaman da hesabı sorulacaktır” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise çarpı işaretini kendi evine atılmış saydığını söyleyerek, “Biz İçişleri Bakanlığı olarak bizzat tarafız. Bu kişi bulunacak ve bedelini ödeyecek. Benim bakanlığım döneminde bu tür olaylar çok az yaşandı ama hiçbiri faali meçhul olarak kalmadı. Milletin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, polislerin olay yerinde evi işaretlenen aileye söylediği, ‘Çocuk veya sarhoşların işidir’ sözüne nedense hiç değinmeyerek ‘Alevi’ kelimesini bile kullanmadı.
Olayın üzerinden tamı tamına 395 gün geçmesine rağmen hala failler ortaya çıkarılmadı.
Pir Haber Ajans (PİRHA) olarak 2012-2020 yılları arasında İzmir’de yaşanan ev işaretlemeleri ve hak ihlallerini derledik. Olayın mağdurlarıyla yeniden iletişime geçmeye çalışarak hukuki süreçlerin nasıl işlediğini sorduk.
Yeniden iletişime geçmeyi başarabildiğimiz aileler ise sürecin ilk başından beri umutsuz olduklarını ifade ederek faillerin ortaya çıkarılamadığını belirttiler. 27 ev işaretlemesinden tek birinin failleri adalet karşısına çıkarılamadı.
İşte hak ihlalleri, yaşananlar ve hukuki süreçlerin durumu:
16 MART 2012 / ÇİĞLİ’DE ALEVİLERİN EVLERİNE DİNİ BROŞÜRLER DAĞITILDI
İzmir’in Çiğli ilçesi Harmandalı semtinde Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Cumhuriyet Mahallesi’nde vatandaşların evlerinin kapılarına asılı dini içerikli notlar bulundu. Notlarda İslam’a riayet edilmesi, namaz kılınması ve bunların yerine getirmeyenin müşrik sayılacağını yazılmıştı.
Meclis’te Sivas Davası’nın 19. yılında (2012) katliamcıların avukatlığını da yapmış olan AKP milletvekili Ali Aşlık, “Orada yargılananların büyük bir kısmı, orada yananlar kadar masumdur” dedikten sonra “Çiğli’de yaşanan olayda, bir apartmanda bildiri dağıtıldı. Ve bu apartmanda yaşayanlara “Sünni’sine de Alevi’sine de aynı broşür dağıtılmış” diyerek konuyu normalleştirdi.
Olay, Adıyaman’daki işaretlemelerden sonra yaşandı. Soruşturmalar sonuçsuz kaldı, failler bulunamadı.
19 MART 2012 / BUCA’DA 5 ALEVİ YURTTAŞIN EVİ İŞARETLENDİ
İzmir’in Buca ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’nde 5 Alevi yurttaşın evi işaretlendi. İşaretleri ilk olarak bir Alevi yurttaş maç dönüşünde gece yarısı fark etti.
Adıyaman’daki ev işaretlemelerin ardından içinde kuşku olan yurttaş kapısında 5-6 cm büyüklüğünde bir numara gördü. Akrabalarının ve mahallede tanıdığı Alevilerin evlerini de kontrol eden yurttaş, onların da evlerinin numaralandığını fark etti. Bunun üzerine yurttaşlar, durumu polise şikayet etti. Polis, bölgede incelemeler yaptı.
Güvenlik nedeniyle o dönem ismini vermeyen yurttaş Alevilerin Sivas davasında zamanaşımı kararından sonra döneminin Başbakanı Erdoğan’ın “hayırlı olsun” açıklaması ve Adıyaman’daki saldırı üzerine İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “çocuklar yapmış olabilir” yorumu nedeniyle günlerdir tedirgin olduklarını ifade etmişti.
İşaretlemelerin bu saatler arasında yapılmış olduğuna dikkat çeken yurttaş, “Çocuklar bu saatlerde yataklarında olur. Bu işaretleri gece yarısı, çocuklar yapmış olamaz” uyarısında bulunmuştu.
Soruşturma her zamanki gibi sonuçsuz kaldı, failler bulunamadı.
NİSAN 2012 / DİDİM MAVİŞEHİR’DE ALEVİ AİLENİN KAPISI İŞARERETLENDİ
2012 Nisan ayı içerisinde Aydın Didim’e bağlı Mavişehir Mahallesi’nde Alevi ailenin kapısına çarpı işareti atıldı.
Kamuoyuna çok yansımayan olayın gidişatına dair bilgi edinemedik.
5 MAYIS 2012/ YİNE DİDİM: KAPILARA, ‘ALEVİLERE ÖLÜM’ YAZILDI
Aydın’ın Didim ilçesi Hisar Mahallesi’nde bulunan bir apartmanda Alevi iki ailenin evinin kapısı işaretlenip, boyayla “Aleviler’e Ölüm, Aleviler’i yakın” yazıldı.
Didim’de yaşanan bu yazılama sonrasında Didim Alevi Bektaşi Kültür Merkezi, Cemevi, EMEP, BDP, ÖDP Eğitim Sen ve birçok demokratik kitle örgütünün katıldığı basın açıklaması ile olay protesto edilmiş ve sorumluların açığa çıkarılması çağrısında bulunulmuştu.
Aileler olmasa da o dönemin tanığı olanlar ile geçtiğimiz iletişim sürecinde herhangi bir sonucunun alınamadığı kaydedildi.
3 AĞUSTOS 2012 / BALIKESİR’DE ALEVİLERE AİT 7 EV İŞARETLENDİ-SAHURDA DAVUL ÇALINDI
Balıkesir’in Altınoluk ilçesindeki 120 haneli Hedef Sitesi’nde gece Alevi ailelere ait 7 ev, kimliği belirsiz kişilerce işaretlendi.
Ayrıca işaretlemelerden önce 31 Temmuz gecesi bir çocuğa Alevilerin oturduğu bölgede bilinçli olarak sahurda davul çaldırıldığı aktarılmıştı. Olayın üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen kamuoyuna soruşturmanın sonuçlarını yansıtan açıklama yapılmadı.
22 EYLÜL 2013 / BORNOVA’DA ALEVİLERE AİT 20 MEZAR TAHRİP EDİLDİ
İzmir’in Bornova İlçesi’nde özellikle Sivaslı Alevilere ait 20’ye yakın mezar kimliği belirlemeyen kişi veya kişilerin saldırısı sonucu tahrip edildi.
Naldöken Mahallesi’ndeki mezarlıkta olaydan yaklaşık bir ay önce nöbetçi kulübesi ateşe verilmişti. 22 Eylül günü mezarlığa giden vatandaşlar bu kez de yakınlarına ait mezar taşlarının kırılıp tahrip edildiğini görmüş ve ihbar üzerine mezarlığa giden polis ekipleri inceleme başlatmıştı.
Hepsi de Alevi olan yaklaşık 20 mezarın zarar gördüğü tespit edilmiş ve tutanak düzenlenmişti. Saldırı aileleri öfkelendirirken, mezarlıkta toplanan Aleviler olayın siyasi olduğunu ve faillerin bir an önce bulunmasını istemişti
Olaydan sonra Alevilere ait mezar taşlarının kırılması, Naldöken Kültür Derneği, Sivas Dernekleri Federasyonu ve İmranlılılar Derneği (İMDER) tarafından düzenlenen açıklamayla kınanmıştı.
Kendilerine ulaştığımız aileler soruşturmanın sonuçsuz kaldığını ve faillerin halen bulunamadığını ifade etti.
MART 2014 / İZMİR ÇİĞLİ GÜZELTEPE MAHALLESİ’NDEKİ KARAKOL CEMEVİNE ÇEVRİLDİ
30 Ekim 2014 yılında boşaltılan ve adı işkenceler ile anılan karakol, AKP ‘ye yakınlığı ile konuşulan Evrensel Alevi Bektaşi Birliği Derneği’ne devredilerek cemevi yapıldı.
Karakolun cemevine çevrilmesine tepki gösteren Güzeltepe Mahallesi’ndeki Aleviler imza toplayarak bu mekana gitmeme çağrısında bulundu. Sözde Cemevine dönüştürülen ve Hz. Hüseyin adı verilen mekan ilgi görmeyince kapandı.
2 TEMMUZ 2014 / SİVAS MADIMAK ANMASINA BİBER GAZLI, TOMALI VE COPLU MÜDAHALE
Alevi kurumları öncülüğünde İzmir Basmane Fuar önünde Sivas Katliamı’nın 21’inci yıldönümü nedeniyle düzenlenen açıklamaya yönelik TOMA’lı polis müdahalesinde 9 kişi gözaltına alındı. Birçok kişi sıkılan biber gazı ve sudan etkilenerek hastanelere kaldırıldı.
14 AĞUSTOS 2014 / SELÇUK’TA ALEVİLERE AİT 42 MEZAR TAHRİP EDİLDİ
İzmir’in Selçuk İlçesi, Zeytinköy Mahallesi’nde Aleviler’e ait olduğu belirlenen 42 mezar, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce tahrip edildi.
290 hane, 852 nüfuslu dağ köyü Zeytinköy’deki bazı mezar taşlarının kırıldığını, mezarlara zarar verildiğini fark eden köylüler durumu jandarmaya bildirmişti.
Saldırıya tepki gösteren köy halkı ve kitle örgütleri köy meydanında toplanarak mezarlığa yürümüş ve mezarlıkta yapılan açıklamayı okuyan Alevi Kültür Dernekleri Selçuk Şube Başkanı Düzgün Çelik, Alevi mezarlarına siyasi bir amaçla saldırıldığını ifade etmişti.
Jandarma, soruşturmanın sürdüğünü belirtip, mezarları tahrip eden kişi veya kişilerin yakalanması için çalışmaların sürdüğünü bildirmişti. Soruşturma sonuçsuz kaldı ve failler bulunamadı.
10 HAZİRAN 2015 / Konak’ta DAD ve Dersimliler Derneği’nin Kapısı İşaretlendi
İzmir Çankaya’da bulunan Demokratik Alevi Derneği (DAD) İzmir Şubesi ve Dersim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin bulunduğu binanın dış kapısına kimliği belirsiz kişi yada kişilerce çarpı işareti konuldu.
Derneğe gittikleri sırada işareti fark eden dernek yöneticileri, halkların karşı karşıya getirilmek istendiğini dile getirmişti.
Olay yerinin İzmir’in merkezinde bulunması ve güvenlik kameraları ile denetliyor olmasına rağmen bu olayda sonuçsuz kaldı ve failler bulunmadı.
16 HAZİRAN 2015/ BALIKESİR’DE CEMEVİNE GETİRİLEN KEMAL DİVRİKLİ’NİN CENAZESİ HUKUKSUZCA ARANDI
Alevi Kültür Derneği yöneticisi Kemal Divrikli’nin cenazesi cemevine getirildiği esnada 10 -15 asker tarafından zor yoluyla ve hukuksuz bir biçimde aranarak rencide edildi.
Hayatını kaybeden babası için cemevinde yapılan cenaze törenine, katılmak için tutuklu bulunduğu cezaevi idaresine başvuran Doğan Divrikli’nin yasal hakkı olmasına rağmen cezaevi yönetimi tarafından “Cemevleri ibadet yeri değildir” denilerek talebinin reddedilmişti.
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Kemal Divrikli’nin cenaze törenine katılmasına izin verilmeyen oğlu, mahkum Doğan Divrikli ve ailesine yaşatılan ayrımcı tutumla ilgili olarak dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun cevaplaması istemiyle soru önergesi vermişti.
21 OCAK 2016 / KONAK’TA İMAM ALEVİ YURTTAŞIN SELASINI OKUMADI
İzmir Kemeraltı Çarşısı’nda esnaf olan Alevi yurttaş V.T, hakka yürüyünce yakınları cemevinden kaldırılacak cenaze için Kemeraltı Camii’nde sela verilmesini istedi. Kemeraltı Camii imamı ise “Alevinin selası okunmaz” diyerek isteği reddetti.
Yaşananlara ilişkin konuşan Alevi yurttaş Hasan Aslan, Kemeraltı Camii’nde Alevilere ilişkin söylenenleri daha önce de babası vefat ettiğinde duyduğunu belirterek, “Bugün yaşanan olay daha öncede benim başıma geldi. Babam aniden vefat edince bir şok yaşamıştık. Eşe dosta haber verilmesi, cenazenin kalkacağı yer ve saatin bildirilmesi için camii imamına gittik. Orada imamdan duyduğumuz ‘sağlığında hiç camiye gelmedi, Aleviler’in camide selası okunmaz’ sözü bizi ikinci bir kez daha şoka soktu. Konuyu yargıya taşıdık. Dava başlayınca da müftülükten iki kez evimize gelip şikayetimizi geri çekmemizi istediler. Biz açtığımız bu davadan vazgeçmedik ve kazandık. Aldığımız tazminatı da cemevine bağışladık” şeklinde konuşmuştu.
Tüm bu yaşananlar karşısında cami imamı soruşturmaya tabi tutulmayarak görevine devam etmişti.
22 KASIM 2016 / CHP’Lİ BAYRAKLI BELEDİYESİ YAMANLAR CEMEVİNE AİT DÜĞÜN SALONUNU YIKTI
CHP’li Bayraklı Belediyesi, Yamanlar Cemevi’ne tahsis edilmiş olan düğün salonunu yıktı.
Cemevi üzerinde güç tahsis etmesine izin verilmeyen dönemin Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın bu yıkımı bilinçli gerçekleştirdiği ifade edilmişti. Salon tamamen yıkılırken, salonun içindeki malzemelerin çıkarılmasına da izin verilmedi. İçeride masa, sandalye, klima, projeksiyon gibi binlerce liralık malzeme de yıkımla beraber kullanılamaz hale geldi.
Yamanlar Cemevi’nin konu ile açtığı davalar devam ediyor.
5 ARALIK 2017 / MANİSA’DA ALEVİ AİLENİN DUVARINA ÇARPI İŞARETİ ATILDI
Manisa’da Alevi vatandaşların çoğunlukta olduğu Hafsa Sultan Mahallesi’nde yaşayan Kazım İnce’nin (77) evinin duvarına kırmızı boyayla çarpı işareti konuldu. İnce, polise şikayette bulunurken, evinin duvarındaki kırmızı işaret ise silindi.
Kendisine ulaştığımız Kazım İnce soruşturma ile ilgili bir sonuç alınmadığını belirtti.
19 EKİM 2018 / ÇİĞLİ’DE ALEVİ AİLENİN EVİNE 3 HİLAL ÇİZİLEREK ‘DEFOL’ YAZILDI
Çiğli Yakakent Mahallesi’nde eşi ve çocukları ile birlikte yaşayan Sinan Can isimli yurttaşın kapısına Alevi ve Kürt kimliği ile siyasi görüşünden dolayı, ‘Defolun’ ve ‘Allahu Ekber’ yazılarak 3 hilal logosu çizildi.
İki çocuğu ve eşiyle birlikte bir buçuk yıldır yaşadığı evin duvarına yazılan nefret ve tehdit ifadeleri için polise gittiğini, fakat polisin kendisine ‘Bu topraklarda yaşıyorsun. Kötü bir şey değil bunlar’ dediğini aktaran Can, daha önce de motosikletinin yakıldığını, yangının eve de sıçradığını ama hiçbir soruşturma açılmadığını kaydetti.
Evinin duvarına 3 hilal çizilerek ‘Defolun’ ve ‘Allahu Ekber’ yazıları yazılan inşaat işçisi Sinan Can, polisin bu gelişme karşısındaki ideolojik tutumunu anlatarak, bu nedenle yaşadıklarına ilişkin herhangi bir suç duyurusunda bulunmak yerine basınla paylaşmayı uygun gördüğünü vurgulamıştı. Soruşturma sonuçsuz kaldı ve failler bulunamadı.
22 MART 2019 / YAMANLAR’DA 6 AİLENİN EVİ İŞARETLENDİ
İzmir Bayraklı’da Kürt ve Alevi nüfusunun yoğun olarak yaşadığı Yamanlar Mahallesi’nde 6 evin duvar ve kapıları kimliği belirsiz kişi veya kişilerce çarpı ile işaretlendi.
Kürt ve Alevilerin yoğun yaşadığı Yamanlar Mahallesi sakinleri, sabah saatlerinde evlerinin duvarlarının ve kapılarının çarpı işareti ile işaretlenmiş olduğunu görmüştü. Toplam 6 hanenin evlerinde görülen işaret halkın tepkisine yol açmıştı.
Yaşananlar üzerine mahalleliler polisi araması sonrası olay yerine gelen polislerin tutanak tutarak çarpı işaretlerinin üzerlerini boyaması yurttaşların tepkisine neden olmuştu. Olayın yaşandığı gün Yamanlar’daki aileleri ziyaret HDP Milletvekili Murat Çepni ise faillerin bir an önce bulunması çağrısında bulunmuştu.
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, olayı meclis gündemine taşımış ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Polisin yeterli ve detaylı araştırma yapmaksızın duvarlardaki işaretleri sildirdiği iddiası doğru mu?” sorusunu yöneltmişti.
İletişime geçtiğimiz aileler olayın 2. yılına girecek bu olayın faillerin hala bulunamadığını ifade etti.
1 KASIM 2019 / KARŞIYAKA’DA ALEVİ AİLENİN KAPISINA ‘ALEVİLERE ÖLÜM’ YAZILDI
İzmir’de yaşayan Yalçın Acar isimli vatandaşın evinin kapısına “Alevilere ölüm” tehdidi yazılarak ve çarpı işareti konuldu.
Kızlarını okul servisine bindirmek için kapıyı açtığında ‘Alevilere ölüm’ yazısını ve çarpı işaretini gördüğünü söyleyen Acar, kimse ile bir tartışma yaşamadıklarını ifade etmişti.
Suç duyurusunda bulunduğunu dile getiren Yalçın Acar’a ulaşamadığımız için soruşturmanın durumunu öğrenemedik.
26 KASIM 2019 /GAZİEMİR’DE ALEVİ AİLENİN DUVARINA ‘DEFOL ALEVİ’ YAZILDI
İzmir’in Gaziemir ilçesine bağlı Yeşil Mahallesi’nde oturan Şenal ailesinin duvarına kimliği belirsiz kişi veya kişilerce, ‘Defol Alevi’ yazılarak çarpı işareti konuldu.
Kimliği hala belirlenmeyen kişi veya kişilerce yapılan yazıyı fark eden aile karakola giderek şikayette bulunmuştu.
Olay yerine gelen polislerin yazıları sildiğini ve kendilerine, ‘Bu iş sarhoşların veya çocukların işidir’ dediklerini aktaran Şenal ailesi, olayın çocuk işi olduğuna inanmadıklarını ve olayın takipçisi olacaklarını vurgulamıştı.
PİRHA’nın gündeme getirdiği bu haber kısa sürede ülke gündeminde ilk sırayı almış ve alışkın olmadığımız bir şekilde iktidar cephesinden konuya dair açıklamalar geldi.
Olaya ilişkin ilk olarak açıklama yapan İzmir Valisi Erol Ayyıldız ise söz konusu mahallede Alevi vatandaşların yaşadığının öğrenildiğini belirterek, “Emniyetimizin yaptığı çalışmada yazının herhangi bir mezhepsel bir durum sebebiyle olmadığı, kavga nedeniyle asayiş olayına dayandığı değerlendirilmektedir. Konuyla ilgili idari ve adli tahkikat devam etmektedir” açıklamasında bulundu ve bu açıklama Alevi kamuoyunda tepki topladı.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, olay olduğu andan itibaren tüm ilgili birimlerin konuyu yakından takip ettiğini ve olayla ilgili detaylı inceleme yapıldığını öne sürerek, “İçişleri Bakanımız konuyu bizzat takip etmektedir. İzmir Valiliği ve Emniyet birimleri azami hassasiyetle ilgilenmektedir. Dolayısıyla devlet kurumları tarafından bu meselenin ‘birkaç çocuk yapmıştır’ denilerek geçiştirildiği bilgisi kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘dan da, “O eve yapılan işareti, kendi evime yapılmış işaret olarak görüyorum. Arkadaşlarımız o kişiyi bulacaktır. İçişleri Bakanlığı olarak bizatihi tarafız bu olaya hukuken de tarafız. Adaletin önüne o kişi çıkacak ve bunun bedelini ödeyecek” açıklaması geldi.
Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziemir’deki işaretleme için, “Bu kapılara bu işaretleri koyanların üzerinde tüm güvenlik teşkilatlarımız özellikle çalışmaktadır ve bunlar yakalandığı zaman da hesabı sorulacaktır” demiş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise çarpı işaretini kendi evine atılmış saydığını söyleyerek, “Biz İçişleri Bakanlığı olarak bizzat tarafız. Bu kişi bulunacak ve bedelini ödeyecek. Benim bakanlığım döneminde bu tür olaylar çok az yaşandı ama hiçbiri faali meçhul olarak kalmadı. Milletin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok” ifadelerini kullandı.
7 yıl önce gündeme gelen ev işaretleme olayları ne medya ne de iktidar cephesinde görünmezken, 2019 yılının 26 Kasım’ında Gaziemir’de bir Alevi yurttaşa ait evin duvarına çarpı işareti atılması sonrasında iktidar cephesinden gelen böyle açıklamalar şaşkınlıkla karşılandı.
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Alevi ailenin evinin işaretlenmesine ilişkin bazı açıklamalarda “talihsiz ifadeler” ve tanımlamaların bulunduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Alevilik tanımı yaptığını” ve bu tanımın aslında bir “asimilasyon” olduğunu söyledi.
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ise, İzmir, Adana ve son olarak Mersin’de Alevi ailelerin evlerinin işaretlenmesini İçişleri Bakanı Soylu’ya sormuş ve 2012’den bu yana Alevi yurttaşların evlerine benzer saldırıların olduğuna dikkat çekerek “Alevi yurttaşlara yönelik yapılan bu saldırıların failleri açığa çıkartılmış mıdır?” sorusunu yöneltmişti.
Ajans olarak kendilerine ulaştığımız Şenal ailesi soruşturmadan herhangi bir sonucun henüz çıkmadığını ve kendilerini bir şey iletilmediğini dile getirdi.
19 ARALIK 2020 / MENEMEN’DE DERSİMLİ AİLENİN KAPISINA ÇARPI İŞARETİ ATILDI
İzmir Menemen’de Dersimli bir ailenin kapısına Maraş Katliamı’nın yıl dönümünü olan 19 Aralık gecesi 01:00 sıralarında çarpı işareti konuldu.
Yine olayı açığa çıkaran ajansımız PİRHA’ya konuşan ev sahibi Haydar Koç, 19 Aralık Cumartesi gecesi duyduğu ayak sesleri sonrasında kapıyı açtığında bir şey fark etmediğini ancak pazartesi günü işaretlemeyi gördüğünü söylemişti. Koç, “Beni kuşkulandıran bunun Maraş Katliamı’nın yıl dönümüne denk gelmesi. Polisler, ‘çocuklar da yapmış olabilir’ dedi ve fotoğraf çekip gittiler” ifadelerini kullandı.
30 Aralık 2020 günü tekrardan ulaştığımız ev sahibi Haydar Koç, yürütülen soruşturmadan herhangi bir sonuç çıkmadığını ve kendilerine bir şey iletilmediği bilgisini paylaştı.
Ersin ÖZGÜL / İZMİR
Yoruma kapalı.