İktidarın baroları bölmek için Meclis’ten çıkardığı “çoklu baro” düzenlemesinin ardından İstanbul ve Ankara’da yeni baro kurmak isteyen yandaş hukuk dernekleri, avukatlardan gerekli 2 bin imzayı toplayamadı.
İktidarın baroları bölmek amacıyla Meclis’ten çıkardığı çoklu baro yasası 15 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yasa, en az 5 bin avukatın kayıtlı olduğu ilde 2 bin avukatın imzasıyla yapılacak başvuru sonucunda yeni bir baro kurulabileceğini öngörüyordu. Yandaş hukuk derneklerinin öncülüğünde İstanbul 2 No’lu Barosu’nu kurmak üzere harekete geçen 4 avukat, 2 bin imzayı toplamadan “kurucular kurulu” sıfatıyla 17 Ağustos’ta doğrudan Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) başvurdu. TBB de hazırladığı uhap.com.tr adlı özel sitede, yasada hükmü olmamasına karşın elektronik imza toplamaya başladı.
Ankara’da ikinci baroyu kurmak isteyen avukatlar Yakup Erikel, Ali Aydın Akpınar, Eyüphan Korkmaz ve Mehmet Hakan Yılmaz, TBB’ye 21 Ağustos’ta resmi başvuruda bulundu.
2 BİN İMZAYA ULAŞILAMADI
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre, Ankara ve İstanbul’da iktidarın desteğiyle uzun süredir çalışma yapan avukatlar, aradan geçen zamana karşın 2 bin imzaya ulaşamadı. Dün itibarıyla yaklaşık 50 bin avukatın olduğu İstanbul’da ikinci baro kurmak amacıyla 1280, yaklaşık 20 bin avukatın bulunduğu Ankara’da ise 250 avukat imza verdi. İmza sayısı, yasanın aradığı 2 bin rakamını bulmadı. Kamu avukatlarının da sürece dahil edilmesine karşın, avukatların paralel baroya sıcak bakmadığı görüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün, Ebru Timtik’in fotoğrafının asılması üzerinden İstanbul Barosu’nu hedef göstermesinin perde arkasında da her iki baronun yeterli imzayı bulamamasının yattığı öğrenildi. Baro kulislerinde, Erdoğan’ın mevcut baroları ve avukatları “terörle ilişkilendirerek” avukatların yeni barolara geçmesine etki etmeye çalıştığı konuşuldu.
EKİMDE SEÇİME KATILAMAYACAKLAR
Yeni baroların yeterli imzaya ulaşamaması, iktidar cephesinde sıkıntı yaratacak. Çünkü Avukatlık Yasası’na eklenen geçici maddeye göre, görev sürelerine bakılmaksızın tüm barolarda baro başkanlığı, yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyelikleri ile TBB delege seçimleri 2020 yılı ekim ayının ilk haftasında; Birlik Başkanlığı, yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyelikleri seçimleri ise 2020 yılı aralık ayı içinde yapılacak. İstanbul ve Ankara’da yeterli imzaya ulaşamayan avukatlar, ekim ayında seçim yapma şanslarını da kaybetti. Çünkü, yeni kurulan baronun TBB’de temsil edilmesi için ilk seçimli genel kurulunu yapması gerekiyor. Yasaya göre bunun için de en az 30 gün önceden genel kurul çağrısı yapılmak zorunda.
Yeterli imzaya ulaşamayan ve kuruluşunu gerçekleştiremeyen her iki grup, yasanın istediği bir ay önceden yapması gereken duyuru süresini de kaçırdı. Bu durum, her iki grubun ekimde baro başkanlığı seçimlerini yapamamasına ve TBB’ye delege gönderememesine neden olacak. İktidar, aralık ayında yapılacak TBB Başkanlığı seçimlerinde yandaş baroların desteğini alamayacak.
Öte yandan TBB, Avukatlık Yasası’na eklenen çoklu baro düzenlemesine uyum kapsamında ilgili yönetmelikte değişiklik yaptı. Yasadaki hükümleri yönetmeliğe ekleyen TBB, en az 5 bin avukatın kayıtlı olduğu ilde yeni baro kurulması için 2 bin avukatın imzasıyla başvuru yapılması şartını da ekledi. Yönetmelikte, yasada olmamasına karşın internet üzerinde elektronik imzayla başvuru yapılabileceğinin düzenlenmesi dikkat çekti.
AMAÇLARI, ÇOKLU BARO İÇİN ALGI YARATMAK
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Timtik’in pankartının asılması nedeniyle kendilerine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi. Durakoğlu, Erdoğan’ın kafasında farklı bir avukatlık modeli olduğunu kaydetti. Bu modelin “hukuk devletinin avukatı” olmadığını kaydeden Durakoğlu, hukuk devletinde bir kişinin suçlu ilan edilmesi için hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunması gerektiğini kaydetti. Böyle bir mahkeme kararı olmadan bir kişiyi peşinen suçlu ilan edemeyeceklerini kaydeden Durakoğlu, şunları kaydetti:
“Erdoğan’ın kafasındaki senaryoyla, Avukat Ebru Timtik’in savcı Mehmet Selim Kiraz’in şehit edilmesinde en küçük dahli olmadığı halde, henüz kesinleşmemiş olan kararda bu yönde bir iddia olmadığı halde, bir algı operasyonuyla olayı başka bir noktaya getirmeye çalışıyorlar. İstanbul Barosu sanki bunun parçasıymış gibi algı yaratıyor.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.