PİRHA – Türkiye’de her yıl iş cinayetlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmadığı için yüzlerce işçi hayatını kaybediyor. 2019 yılında 1614 işçi hayatını kaybetti. Adalet mücadelesini sürdüren aileler iş cinayetleri davalarında adalet istiyorlar. Davutpaşa patlamasının ardından iş cinayetinde yakınlarını kaybeden ailelerin oluşturduğu Adalet Arayan İşçi Aileleri ve Adalet Arayana Destek Grubu üyeleri PİRHA’ya konuştu.
Türkiye’de her yıl iş cinayetlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmadığı için yüzlerce işçi hayatını kaybediyor. 2019 yılında 1614 işçi hayatını kaybetti.
31 Ocak 2008 günü İstanbul Davutpaşa Çiftehavuzlar Caddesi’nde meydana gelen patlamadan sonra iş cinayetlerinden ötürü hak mücadelesi yürüten ailelerin bir araya gelerek yürüttüğü mücadele bu anlamda bir dönüm noktası olma özelliğini gösteriyor.
Davutpaşa patlamasının ardından iş cinayetinde yakınlarını kaybeden ailelerin oluşturduğu Adalet Arayan İşçi Aileleri, 2008 yılından beridir mücadelelerini sürdürüyorlar. Adalet arayışlarına dair mücadelelerinin devam ettiğini PİRHA’ya anlatan aileler ayrıca “28 Nisan tarihinin “Çalışırken hayatını kaybedenleri anma ve yas günü” olarak ilan edilmesini talep ediyorlar.
“12 YILDIR ADALET ARAYIŞIMIZ SÜRÜYOR”
Ekmeğini kazanırken alınmayan önlemler ve ihmaller nedeniyle Davutpaşa patlamasında 116 işçi yaralanırken 20 işçi ve işveren hayatını kaybetti. Patlamada eşini kaybeden İdris Çabuk 31 Ocak 2008 güne bir patlamayla uyandıklarını ve 12 yıldır adalet arayışlarının sürdüğünü, 12 yılda adaletsizliğin, kanunsuzluğun ve vurdumduymazlığın ne boyutta olduğunu öğrenmiş olduklarının altını çizdi.
Aileler gerçek adaleti istedikçe tam tersi bir şekilde mahkemelerin gerçek adaleti engellemeye çalıştığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Yargıtay ve anayasa mahkemesi vatandaşın lehine ya da doğru karar vermesi gerekirken ne hikmetse hep suçlu, kurumlarda görevini yapmayan insanları hep koruyorlar. Bu görev ile hareket ediyorlar. Biz bunun için 12 yıldır mücadele ediyoruz. Dava süreçleri uzun sürüyor. Uzun sürmesinin sebebi insanları bıktırmak. Biz bıkmadık, hatta üstüne başka iş cinayetlerine müdahil olmaya çalıştık.”
Hiçbir işçinin çalışırken hayatını kaybetmek zorunda olmadığını belirten Çabuk, “Biz şunu istiyoruz. İnsanlar çalışırken hayatını kaybetmek zorunda değil, bunların hepsi önlenebilir kazalar. İş cinayetleri önlenebilir. Tüm bunların önlemini almak kolay ama önemli olan devlet kurumlarının denetimlerini iyi yapması gerekiyor. Hakimlerin hakkaniyetli cezalar vermesi gerekiyor”
Davutpaşa patlaması iş cinayetleri noktasında önemli bir özelliğe sahip. İlk kez iş cinayetleri davasında kamu kurumlarında çalışan kişiler yargılandı. Dönemin Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın aynı zamanda dönemin Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürü, BEDAŞ Genel Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı davada yargılandı.
Davutpaşa davası 2 yıl boyunca açılmadı. Patlamada yakınlarını kaybeden ailelerin Taksim Meydanı’nda tuttukları nöbet ve yürüttükleri mücadele sonucunda açılan davada alınan formalite cezaları aileler hiçbir zaman yeterli bulmadı. Verilen cezalarla sorumlular serbest kalarak adeta ödüllendirildiler. Bu süreçten sonra aileler seslerini duyurmak için nöbetlerine devam etti.
“HALA BİNLERCE İŞÇİ ÖNLEMLER ALINMADIĞI İÇİN HAYATINI KAYBEDİYOR”
Yaşamını yitiren işçilere karşı borçlu olduklarını ve verdikleri mücadelenin böyle bir anlam içerdiğini de dile getiren aileler, gerekli cezalar verilmediği ve tedbirler alınmadığı için iş cinayetlerinin devam ettiğinin altını çizdiler. Davutpaşa patlamasında eşi Hüseyin Tayranoğlu’nu kaybeden Fadime Tayranoğlu 12 yıldır adalet aradıklarını ve adaletin bir an önce gelmesini istediklerini, binlerce işçinin hala önlemler alınmadığı için hayatını kaybettiklerini söyledi.
1 Mayıs 2012 İşçi ve Emekçi Bayramı’nda Hamdi Alkan’ın yönettiği ‘Arka Sıradakiler’ dizisinde hayatını kaybeden Selin Erdem’in annesi Hacer Erdem, “İşçilerin hayatının hiçe sayıldığı bir sistem içerisinde, bir çarkın içerisinde benim kızım da maalesef kayboldu.”
Türkiye’de adalet olmadığını söyleyen Hacer Erdem, “Bir insan öldüğünde sadece bir can ölmüyor, anne ölüyor, baba ölüyor, kardeş ölüyor. Kalanlar yaşamıyor, yaşayan da ölüyor. Adalet istiyoruz, herkes işini yapsa zaten böyle bir şeye gerek kalmayacak. Biz gücümüz ve ömrümüz yettiğince bu işi devam ettirmeye çalışacağız.”
“BİZ DELİ MİYİZ ADALETİ SARAYDA BULDUK DA SOKAKTA NİYE SÜRÜNELİM”
Anne Hacer Erdem, Selin’in bilirkişi raporunda yüzde yüz kusursuz olduğu ve bunun iş cinayeti olduğu belirtilmesine rağmen iş cinayetinin trafik kazası olarak mahkeme salonlarına taşındığını söyleyerek, “Adalet yerini bulmadı, sesimizi duyurmayı yasakladılar” dedi.
Bu yüzden mücadelesini sokak nöbetleriyle sürdürdüğünü belirten Erdem, “Biz deli miyiz? Adaleti sarayda bulduk da sokakta niye sürdürelim” diyerek kızını ve diğer iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçiler için mücadele yürüttüğünü kaydetti.
Türkiye’de adalet olmadığını, bir adaletsizlik batağına düşünce bunu anladık. Debelendik, debelendik maalesef o bataktan hiç olmazsa adalet arayan ailelere destek grupları, gönüllülerimiz ve avukatlarımız sayesinde bir nebze de olsa hayata tutunabildik.”
“SORUMLULARIN ÜST SINIRDAN CEZA ALMALARI GEREKİR”
Selin Erdem’in babası Musa Erdem ise devletten beklentilerinin iş cinayetleri davasında adil yargılamaları ve sorumluların üst sınırda ceza almaları gerektiğini söyledi. Erdem “Yaşamımın sonuna kadar Adalet Arayan İşçi Aileleri ile birlikte mücadele yürüteceklerinin altını çizdi.
“‘İŞ KAZASI’ YERİNE ‘İŞ CİNAYETİ’ DENMELİ”
Adalet Arayan İşçi Aileleri, medyanın ve herkesin “iş kazası” yerine, “iş cinayetleri” demesi gerektiğini belirtiyorlar. Aileler, “Çünkü sözler neyi nasıl tanımladığımızı bizlere gösterir. İş cinayetleri davalarında adil ve etkin yargılamanın olması, sonu cezasızlıkla bitmeyen mahkeme kararları ve bütün sorumlular için yargılamanın temin edilmesi gerekir” diyorlar.
Bir Umut Derneği’nin oluşumlarından olan Adalet Arayana Destek Grubu Üyesi Şenol Agalday da, iş cinayetleri davalarında dava öncesi ve dava sonrası hak mücadelesine destek olmak amacıyla ailelerin yanında olduklarını, davaları aktif olarak takip ederek etkin bir yargılama sürecinin oluşması için destek olduklarını belirtiyor.
2012 yılından beri çıkardıkları İş Cinayetleri Almanağı, iş cinayetinde hayatını kaybedenlerin sektörlere, illere, cinsiyete ve yaş gruplarına ilişkin istatistiklere aynı zamanda meslek kolu dosyalarına yer veriyor.
“2012-2019 ARASINDA 15 BİNE YAKIN İNSAN İŞ CİNAYETİNDE YAŞAMINI YİTİRDİ”
2019 İş Cinayeti Almanağı’nda ulusal ve yerel basına yansıdığı kadarıyla 1614 işçi, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmadığı için hayatını kaybetti. 2019 almanağında Aydın’ın Çine ilçesinde kuvars madeninde çalışırken silikozis hastalığına yakalanan işçilerle röportajlar ve hem halk sağlığı hem de işçi maruziyeti olan asbest konusuna yer veriliyor.
Adalet Arayana Destek Grubu adına Şenol Agalday, 2012’den 2019’a kadar 15.000’e yakın insanın iş cinayetinde hayatını kaybettiğini ve bunun için milyonlarca çalışanın hayatına dair bütün bu gerçekler unutulmasın diye ve sesleri daha da çoğalsın diye mücadele ettiklerini belirtti.
Burcu ANIL/İSTANBUL
Yoruma kapalı.