PİRHA- Geleneksel Samandağ 21. Evvel Temmuz Festivali’ne katılan sanatçı Ferhat Tunç, birlik çağrısı yaparak, “Demokratlar, Araplar, Kürtler, Türkler, Aleviler, iktidarın zulmüne sessiz kalmayan Müslümanlar birlik olmalı. Bizi ancak birlik ve sessiz kalmamak barışa, kardeşliğe, adil bir ülkeye kavuşturacak” dedi.
Geleneksel Samandağ 21. Evvel Temmuz Festivali, bu sene koronavirüs salgını dolayısıyla online olarak düzenlendi. Samandağ Kalkındırma Derneği tarafından 11-12-13-14 Temmuz günlerinde düzenlenen festivali 200 bini aşkın kişi izledi. Online paneller ve etkinliklere çok sayıda sanatçı, akademisyen, gazeteci, yazar, siyasetçi ve aktivist katıldı.
Sürgünde yaşayan sanatçı Ferhat Tunç da, Samandağ Evvel Temmuz festivali katılımcıları arasındaydı.
Tunç, festivalde videolu olarak konuşma yaparak, “Ben Dersimliyim. O topraklarda tanıdım acıyı da direnmeyi de. Samandağ ise benim için ikinci Dersim olmuştur. Kardeşliğin, teslim olmamanın, adalet arayışının ve sol-sosyalist değerlerin kıymetini bilen, kıymetini artıran bir yerdir Samandağ. Samandağ halkının yaptığı, yapacağı her şeyin bu minvalde bir karşılığı vardır. Festivalin anlamı bu nedenle çok önemli” dedi.
Özellikle diktatöryal koşulların hakim olduğu böyle günlerde Samandağ’ın ve halkının değerinin çok daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Tunç, şunları ifade etti:
“Ülkemiz uzun zamandır bir karanlıkta ve zulmün, adaletsizliğin, yoksulluğun, savaşın gölgesinde yaşıyor halklarımız. Sanatçısından gazetecisine, siyasetçisinden işçi ve emekçisine kadar herkesin özgürlük, adalet ihtiyacı çok daha artmıştır. Ülkemizin kaynakları iktidar tarafından sömürülüyor, savaşa, ölüme harcanıyor, halklarımız kutuplaştırılıyor. İnsanların birbirinden giderek uzaklaştığı, vicdanın yara aldığı bir yozlaşmaya itiliyor toplumumuz. Umutsuzluk, çaresizlik aşılanmaya çalışılıyor.”
“SON NEFESİME KADAR HALKIN DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKACAĞIM”
Sonu gelmeyen davalar, hapis cezaları ve “tetikçi medya” aracılığıyla hedef alındığını söyleyen Tunç, sürgünde olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Evimden, siz değerli halkımızdan uzun süreden beri sürgündeyim. Ülkemiz 12 Eylül Darbesi koşullarını aratmayan karanlık dönemini yaşıyor. Bu karanlıkla mücadele ederken kimimiz hapiste, kimimiz sürgünde. Özgürlüğe, barışa, sanata düşman bir iktidarla ters düşmediğimde neyin sanatını yapacağım ki ben? Vicdanı olan her sanatçı bunu her gün kendisine on kere sormalıdır. Seçtiğimiz belediye başkanlıklarından milletvekilliklerine kadar gasp ediliyor. Bu, demokrasinin d’sini tanımamaktır, halkın iradesini yok saymaktır.”
“BİRLİĞE İHTİYACIMIZ VAR”
Sanatçı Tunç, konuşmasının sonunda birliğe ihtiyaç olunduğunu belirterek, “Hiçbir baskı tek birimizi hedeflemiyor, herkese ve her yere yayılıyor. Önüne geçmediğimizde çok geç kalabiliriz. Demokratlar, Araplar, Kürtler, Türkler, Aleviler, iktidarın zulmüne sessiz kalmayan Müslümanlar birlik olmalı. Bizi ancak birlik ve sessiz kalmamak barışa, kardeşliğe, adil bir ülkeye kavuşturacak. Umutsuzluğa asla yer yok. Zulüm ve talan düzeniyle mücadele etmeyi onur saymalıyız. Ülkemiz halkları böyle bir diktatörlük rejiminde yaşamayı asla hak etmiyor” değerlendirmesinde bulundu.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.