17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar haftası kapsamında Cumartesi Anneleri, gözaltında kayıplar mücadelesinde simge durumunda olan Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un mezarları başında bir anma düzenlediler.
17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar haftası kapsamında Cumartesi Anneleri, gözaltında kayıplar mücadelesinde simge durumunda olan Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un mezarları başında bir anma düzenlediler.
Cumartesi Anneleri, 17-31 Mayıs uluslararası gözaltında Kayıplar Haftası kapsamında, Türkiye’de gözaltına kayıplar mücadelesinin başlamasına vesile olan Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un mezarları başında bir anma düzenledi. Anmaya, Rıdvan Karakoç ve Hasan Ocak’ın ailelerinin yanı sıra ESP ve İHD’den temsilciler ve gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un çocukları katıldı.
“ÇEYREK ASIRDIR MÜCADELE EDİYORUZ”
İlk olarak Rıdvan Karakoç’un mezarı başında yapılan anmada Rıdvan’ın ağabeyi Hasan Karakoç kısa bir konuşma yaptı. Hasan Karakoç konuşmasında şunları söyledi; “25. yılımızı tamamladık, kayıplar mücadelesinde 25 yıl önce abimi gözaltına alan işkenceci katiller, yoğun işkenceler sonrası abimi katlettiler, Beykoz kimsesizler mezarlığına attılar. Rıdvan’ın cenazesini bulduk, defnettik. 25 yıldır bu işkenceci katillerin kaybettiği insanların akıbetini sormak için mücadele ediyoruz. 25. Yılında sevdiklerimizin yolunda, izindeyiz. Yıl önce söz vermiştik. Şimdi yine söz verdiğimiz gibi başuçlarındayız, yollarındayız, izlerindeyiz. Onları unutturmayacağız. İşkenceciler, katiller onları yok ederek bu insanlık mücadelesini bitirebileceklerini düşünüyorlardı, hesapları tutmadı. Çeyrek asır süren bir mücadeleden bahsediyoruz. Onları kaybedenlerden hesap soruncaya kadar bu mcüadelemiz devam edecek. Onları yalnız bırakmayacağız. “
“RIDVAN VE HASAN MÜCADELENİN YÜKSELEN SESİ OLDU”
Rıdvan Karakoç’un mezarı başında yapılan anma sonrası Hasan Ocak’ın mezarı başına gelen aileler, burada da kısa bir anma gerçekleştirdi. Anmanın bu yıl pandemi dolayısıyla az sayıda insanlar yapıldığını belirten Cumartesi Anneleri’nden Maside Ocak, “Sembolik olarak mezar başındayız, bir kez daha Hasan ve Rıdvan’a merhaba demeye geldik” dedi.
Maside Ocak sonrası bir konuşma yapan Hasan Ocak’ın abisi Hüseyin Ocak ise şunları söyledi;
“Salih Bozışık’tan Sabahattin Ali’den bu yana gözaltında kayıplarımızı tanıyoruz. Bugün mücadelemizin başlangıcı olan Hasan Ocak’ın mezar naklinin yapıldığı gün. O günden bugüne mücadelenin yükselen sesi oldu Rıdvan ve Hasan. Hepsinde devlet suçüstü yakalandı. Özellikle son içişleri bakanlığının cumartesi annelerine karşı saldırısının bir nedeni de budur. Hasan’ın gözaltına alındığına tanıklar vardı.
Hasan daha öncede gözaltına alınmıştı. Beykoz’da bulunduktan sonra Cumhuriyet Savcılığı aldığı parmak izlerini emniyete gönderildi, otopsi öncesi yine alınan parmak izleri İstanbul emniyetine gönderildi. Hasan Beykoz Cumhuriyet Savcılığına gelmeden öncede parmakları mürekkepliydi. Ne tesadüf ki gözaltında kayıplar ve ölümü şüpheli olanların dosyalarını Adli Tıp kurumundan alıp yakmaya gönderiyorlardı. Algan Hacaloğlu 1995’te Adli Tıp kurumuna el koydu. Oradaki raporlara göre 290tane kimsesizlere gömülen ceset var. Onların üçte ikisi işkence ile öldürülen cesetler. Bunlarla ilgili bir araştırma yapılamadı. Bugün yaşanan saldırının nedeni ise devlet suçüstü yakalandı. Bugün 25. Yılında bir kez daha haykırıyoruz; lütfen failleri korumayın. Geçmişle hesaplaşma yasalarını çıkartın. “
“HAKİKAT VE ADALET İSTİYORUZ”
Hüseyin Ocak’ın açıklaması sonrası kısa bir açıklama yapan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ise, Türkiye’de gözaltında kayıplar ile ilgili yaşanan cezasızlık politikasına değinerek, hakikat ve adalet arayışlarının hiçbir zaman son bulmayacağını belirterek şunları söyledi;
“Bu yıl yine Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası etkinlikleri kapsamında buradayız. Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un kaybedişleri ve bulunmasına kadar geçen süre Türkiye’de gözaltına kayıplara karşı mücadelede oldukça önemli yer tutuyor. Sadece yaşadığımız coğrafyada değil, tüm dünyada kaybedilen, akıbetleri bile yok edilen insanlarla ilgili bir mücadelenin haftasıdır. Aynı zamanda baştan bu yana var olan hakikat ve adalet talebimizi bir kez daha seslendiriyoruz. Adaletin gerçekleştirilmesi talebimiz halen güncel. 25 yıldır halen aynı şeyleri söylüyoruz, hakikat ve adalet istiyoruz. Türkiye’de cezasızlık politikası devam ediyor. Halen suç işleyenler korunuyor.
Yoruma kapalı.