PİRHA- HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, mevsimlik tarım işçilerinin devasa olan sorunlarının salgınla beraber katlanarak arttığına dikkat çekti. Turan, “Kıtlıkla karşı karşıya kalabiliriz. Buna karşı alternatif toplumsal üretim ilişkileri kendimiz oluşturmalıyız. Kooperatifler temelinde üretimimizi kendimiz yapmalıyız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Dr. Rıdvan Turan, koronavirüs salgını sürecinde tarım krizine değindi.
Can TV‘de Diren Keser‘in sunduğu Can Aktüel programında konuşan Turan, “Sömürü mekanizmasının dünyanın şahikası haline dönüştüğü bir ortamda, bütün öngörüler iflas etti” diyerek şunları belirtti:
“Demek ki neymiş insanın doğa, insanın insan ile kurduğu ilişki yanlışmış. Demek ki sömürünün esas olduğu ne olursa olsun daha fazla kar daha fazla para mantığına dayalı sistem yanlışmış. Şimdi deniyor ki “aynı gemideyiz”, değiliz. Risk analizi yaparsak evde kalanlar ile çalışanlar arasında risk tabi ki farklıdır. Demek ki bunun da sınıfsal yanı var. Koronavirüs bir sınıfa ait değil ama virüsün ortaya çıkardığı sonuçları baktığımız zaman Han Duvarı gibi sınıfsal bir meselenin olduğu ortaya çıkıyor. Kısacası modern kapitalist sistemlerde sınıf ilişkilerinin dışında ondan bağımsız hiçbir ilişki biçimi yoktur.”
“MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİNİN SORUNLARI KATLANARAK ARTTI”
Mevsimlik tarım işçilerinin devasa olan sorunlarının salgınla beraber katlanarak arttığına dikkat çeken Turan, şunları söyledi:
“İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge sonucunda 20 kişilik otobüslerde 10 kişinin oturması gerekiyor ancak mevsimlik tarım işçilerde böyle bir olanak yok ve 5 bin Tl ile 11 bin Tl arası para cezaları kesiliyor ve otobüsleri bağlanıyor. İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı’na ilettik ve uyardık. Çünkü insanlar mağdur olmuş durumda. Tarlaya gidemedikleri içinde ürün ortada kalıyor. Neoliberal politikaları anlata anlata bitiremediniz ve ardından insanları kentlere yığdınız. Bunun sonucu olarak da kırsal kesimler boş kaldı. Tarımla uğraşanlar yaş ortalaması ise şu anda 55 yaş, yani riskli gruptalar. Hal böyle olunca tarımda ciddi bir kriz yaşanıyor. Bu da koronavirüs salgınının başka bir yansıması.”
“GIDA EGEMENLİĞİNİZ YOKSA HİÇBİR ALANDA EGEMENLİĞİNİZ YOKTUR”
“Ne yazık ki tarım politikalarından kaynaklı bir kıtlık il karşı karşıya kalabiliriz” uyarısında bulunan Turan, şunları kaydetti:
“Geçmişti vebadan binlerce insan öldü denir ama bu ölenlerin tamamı vebadan ölmemiştir, önemli bir kısmı da açlıktan ölmüştür. Koronavirüs salgını gıda egemenliğini ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Gıda egemenliğiniz yoksa hiçbir alanda egemenliğiniz yoktur, demektir. Çünkü ne ekeceksen senin yani halkın karar vermesi gerekir. Egemenler ne zaman ki buna karar vermeye başladığı zaman senin egemenliğin ortadan kalkmış demektir. Gıda üretimini sen yapıyorsan, neyi içeceğine sen karar veriyorsan, geleceğini güvence altına alınmış demektir. Gıda güvenliğini sağlamışsın demektir. Sağlıklı gıda üretimi de bunun üzerine olacaktır ve inşa edilecektir. Uzun zamandır gıda egemenliği sağlansın, diye konuşup, uyarıyoruz. Ortadoğu politikalarına destek olacaklar diye Rusya’dan buğday ithal edilmeye başlandı. Şimdi Rusya Türkiye’ye buğday vermekten vazgeçti. Orta Asya’da patates başta olmak üzere birçok ürünü alıyoruz. Ama bu süreçte “Bu ürünleri size satmıyoruz” dediler. Depoda bir şeyler var ama bu ne kadar yetecek. Kırsalı tasfiye etmişsiniz, Kürt illerinde hayvancılığı bitirmişsiniz. 40 milyon dönüm çeşitli bankalar tarafında haciz edilmiş durumda. Yüzbinlerce çiftçi hacizle karşı karşıya. Ülkemizin ana omurgası olacak tarım üreticileri tasfiye edilmiş durumda. Petrol fiyatları bütün dünyada eksilerdeyken biz mazotu 5 liradan alıyoruz. Böyle bir şey olabilir mi? Sonra da yerli ve milli diyorlar. Bunun neresi yerli ve milli?”
“DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLALIM”
Rıdvan Turan, son olarak egemenlerden bir beklentilerinin olmadığını vurgulayarak, “Alternatif toplumsal üretim ilişkilerini kendimiz oluşturmalıyız. Kooperatifler temelinde üretimimizi kendimiz yapıp market zincirlerine muhtaç olmadan tarladan tabağı bir alternatif üretim tüketim ilişkisi kurmak zorundayız Bunu yapabiliriz bu süreçte buna ilişkin örneklerde ortaya çıktı. Herkes bir şey üretiyor bu çok önemli ve değerlidir. Yeter ki bunları bu çabaları bir araya getirebilelim. Herkesin dayanışma içerisinde olması lazım. HDP’nin yeni yaşam çerçevesinde kardeş aile kampanyası düzenledik. Herkesi bu sürece dahil olamaya çağırıyorum.”
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.