Alevi Haber Ajansi

Dersimli yurttaşlar: Hükümeti istifaya çağırıyoruz-VİDEO

PİRHA – Koronavirüs salgın sürecine ilişkin PİRHA’ya konuşan Dersimli yurttaşlar, ekonomik anlamda büyük bir çöküş yaşandığını, hükümetin bu süreci iyi yürütemediğini belirttiler. Yurttaşlar, “Evde kalamıyoruz, çalışmamız gerekiyor, buna ilişkin hiçbir yol yöntem izlenmiyor. Bu yaşananlar doğrultusunda hükümeti istifaya çağırıyoruz” dediler. 

Koronavirüs salgını sürecinde hükümetin politikalarından en çok emekçilerin etkilendiği görülüyor. “Evde kal” çağrılarının yerini “Evde tut” çağrıları aldı.

Milyonlarca emekçinin ya işyerleri kapatıldı ya da emekçiler zorla ücretsiz izne çıkarıldı.

Bunun yansıması Dersim’de de yoğun bir şekilde görülüyor. Yüzlerce emekçinin işyeri kapatılırken açık kalanlar ise zor durumda.

Halk, tamamıyla eve çekilmiş durumda olduğu için İçişleri Bakanlığı genelgesiyle kapatılmayan iş yerlerinde emekçiler, günlük kazanımlarını sağlayamıyor.

Salgın sürecinde bu politikalardan en çok etkilenen emekçilere mikrofon uzattık. Yurttaşlar, evde kalamadıklarını, acilen bir yol bulunmasını talep ederek şikayetlerini dile getirdiler.

“GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMIYOR”

Organik ürünlerin satıldığı pazarda çalışan Zeki Bagav, “Virüs çok hızlı yayıldı. İşin ciddiyetini hala anlamış değiliz. Tedbirler yeterince alınmamış. Vatandaşı umreye yolluyorlar bu hastalık süresince. İnsan sağlığı dikkate alınmadı. Umreden gelen insanlar gelip halka bulaştırıyor. Karantinada olması gerekenler, karantinadan kaçırılıyor. Şehirler karantinaya alınmıyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE, AKLA VE BİLİME SAVAŞ AÇMIŞ DURUMDA”

Tedbirlerin yetersiz kaldığını belirten Bagav, “Türkiye şu anda akla, bilime savaş açmış durumda. İsteğimiz cehalet içinde ölmek herhalde. Böyle bir devlet, millet olunmak isteniyor. Yaşananların akılla izah edilir bir durumu yok. Tedbirler baştan savma. Vatandaş da yeterince bilinçlenmemiş, ki mecbur kalanlar da var” dedi.

“DEVLET, SAVAŞ DEĞİL HİZMET AYGITI OLARAK TANIMLANMALI”

Bagav, hükümetin ekonomik açıdan yurttaşlara dair ekonomik anlamda bir destek sunmadığını belirterek şunları kaydetti:

“Vatandaş dar gelirli. Günlük çalışıldığı için geçinilmiyor. Ay sonuna kimse para biriktiremiyor. Çok ciddi bir ekonomik kriz var zaten hali hazırda. Bu süreçte devletin devreye girmesi gerekiyor. İnsanların cebine para koyulup bütün tedbirler alınması gerekiyor.

Ben devletim, bugün için varım demesi gerekiyor. Devlet ülkelere saldırır vs değil, böyle bakmamak gerekiyor. Devlet, şiddet aygıt olarak tanımlanmamalı, devlet hizmet aygıtı olarak tanımlanmalı.

Bu virüs her açıdan zarar verip yıkıma doğru götürüyor. Ama bir yanı da var; bizi düşünmeye itiyor. Sağlık sisteminde, yönetim şekli konusunda düşünmeye itiyor. Bunca yıl biz nasıl yaşadık ve ne hale geldik konusunda düşündürüyor.”

“HÜKÜMETİ DERHAL İSTİFAYA ÇAĞIRIYORUZ”

Organik ürünlerin satışıyla geçimini sağlayan aynı zamanda atanamayan öğretmen olan Agit Aral, “Burada gulik ve farklı organik ürünler satıyoruz. Hükümetin yapmış olduğu “Evde kal” çağrılarına uyamıyoruz. Evde kalamıyoruz. Çünkü kira, faturalar geldi, dolayısıyla dar gelirli olduğumuz için günlük olarak çalışıyoruz” diyerek tepkisini dile getirdi.

Aral, “Dün mesela çalışamadığımız için yevmiye alamadık. Bugünkü hükümet İspanya’ya, İtalya’ya yardım gönderiyor. Biz burada açız. Bu hükümet kimin hükümeti. Bu hükümeti derhal istifaya çağırıyoruz. Kendi vatandaşına sahip çıkamıyor. Deprem oluyor milletten bağış topluyor, salgın oluyor yine milletten bağış topluyor” diyerek hükümeti istifaya çağırdı.

“PATRONLARA ÖZEL TEŞVİK, EMEKÇİYE SIFIR”

Patronlara özel teşvik verildiğini ancak emekçiye dair hiçbir politika uygulanmadığını belirten Aral, şunları kaydetti:

“Patronlara özel teşvik veriliyor, emekçiye sıfır. Bu felaket sınıf gözetmiyor. Ama bu felakete önlem almak kesinlikle sınıfsaldır. Maske takamıyoruz, elimizde sadece eldiven var. Çin’e kitleri satıyorsun, salgın ne zaman başladı hiçbir açıklama yok. Bu salgın bitti deseler neye göre inanacağız? Şubat ayında Van’da çıkan bu felaket; umreye neden insanlar gönderiliyor? Gönderdiniz, peki neden karantinaya alınmadı? Polisin yüzüne tüküren bir insan var. Bu ibadet kabul olur mu?”

“TOPLANAN VERGİLER, BAĞIŞLAR NEREDE?”

Deprem, sel, salgın ve birçok felakette yurttaşlardan toplanan vergiler yerine bağış kampanyalarının düzenlenmesine tepki gösteren Aral, sözlerini şöyle sürdürdü:

“15 Temmuz’da 338 trilyon para toplandı, Beşiktaş saldırısında 72 trilyon para toplandı, depremde 72 trilyon para toplandı bu paralar yok. Bu parayı sorduğun zamanda hiçbir eleştiri kabul edilmiyor.

Sağlık Bakanı’na güzellemeler yapılıyor, bakanın işi bu. Her akşam çıkıp ölüm haberi veriyor. Bu yapılacağına kim nerede ölüyor bunları söylesinler. Sokağa çıkma yasağına ilişkin soru soruluyor. Evet veya hayır tek cevaplık bir soru, buna ‘Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin’ deniyor. Devlet bana bakmak zorunda. Devlet İspanya’ya bakıyorsa gitsin İspanya’yı yönetsin.”

“BÜTÇEYİ SAĞLIĞA AYIRMAYIP İMAMLARA MAAŞ VERİYORLAR”

Aral, bakanların ekonominin iyi olduğu yönündeki açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“İsyanlardayız artık. İnsanlar kendini yakıp intihar ediyor. Ama sorsak İMF bizden borç istiyor. Berat Albayrak hiç kimse işsiz kalmayacak diyor. Ben işsizim, ben atanamayan öğretmenim, haberin var mı? Bu tabloyla gurur duyuyor musun? Altın varaklı kaloriferlerin yanında bir şeyler söylüyorsun. Bize yutturamazsın. Git İspanya’yı, İtalya’yı yönet.

Bakanlar, vakaları doğru söylemek zorunda. Belki burada da vaka vardır ama açıklanmıyor. Sağlık personeli alacaklarına imamlara maaş veriyorlar. Namaz yok, fetva yok, hutbe yok, bu imamlar niye para alıyor? El insaf artık.”

“SİYASİ TUTUKLULAR DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR”

Aral, infaz yasasına da değinerek “Siyasi tutsaklar derhal koşulsuz bir şekilde serbest bırakılmalıdır. Bu salgın sürecinde en çok cezaevleri etkilenecektir. Zaman kaybedilmemesi gerekiyor. Siyasi temsilcilerin derhal tahliye edilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“MADDİ OLARAK ZOR DURUMDAYIZ”

Fırında çalışan Adile Ateş ise, Dersim’in küçük bir kent olmasından kaynaklı salgının kritik olduğunu belirtti.

Ateş, “Herkesin dikkatli olması lazım. Bir kişinin yakalanması herkesin hasta olması demektir. Burası küçük bir yer. Bizi düşünen yok. Biz maddi olarak zor durumdayız. Dükkanı kapalı olanlar var. Elemanlarını çıkartanlar var. Herkes mağdur durumda. Biz ekmek pişirmemize rağmen zor durumda kalıyoruz” dedi.

“BİZİM VERGİLERİMİZ NEREDE?”

Giyim mağazası olan Aysel Mencik isimli yurttaş ise, “Evde kalın çağrıları yapılıyor. Tamam evde kalalım ama bizim çeklerimiz var nasıl ödenecek? Kredi kartlarımız için bankalar arıyor, mesaj atıyor. Bunların ertelenmesi gerekiyor. Evde aç, susuz kalırım ama bunları nasıl ödeyeceğim? Ya bunlar ertelenecek ya da devlet ödeyecek. Devlet ödüyorsa çıkmam evden, sıkıntı yok. Dükkanı açıyorum, insanlar gelmiyor. Alışveriş olmadığı zaman ödeme de yapamayacağız. Bizim vergilerimiz nereye gidiyor? Biz bunları verdiğimizde devlet bunu düşünmüyor mu bir felaket olur. Ya devlet buna bir çözüm bulacak ya da hepimiz gümleyip gideceğiz. Çeklerimiz, borçlarımız yazılmaya başlanacak, faizler gelecek. İcralar gelecek. Acilen bir çözüm bulunması lazım”diye konuştu.

PİRHA/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak