PİRHA – Ya Kanal Ya İstanbul Platformu’nun çağrısıyla Küçükçekmece Gölü’nün etrafında “insan zinciri” için bir araya gelindi. Eyleme katılan yurttaşlar ‘Kanal değil yaşam’ sloganı atarak Kanal İstanbul Projesi’ne tepki gösterdi.
Haberin videosu;
Ya Kanal Ya İstanbul Platformu’nun çağrısıyla Küçükçekmece Gölü’nün etrafında ‘insan zinciri’ için bir araya gelindi. “Kanal değil yaşam”, “Kanala değil depreme bütçe”, “Kanala değil eğitime bütçe”, “Bu daha başlangıç mücadele devam”, “Kanala geçit yok” sloganları atılarak insan zinciri oluşturuldu.
Eyleme HDP, CHP Milletvekilleri, Alevi Dernekler Federasyonu Başkanı Celal Fırat’ın yanı sıra İstanbul’un ilçelerinden çok sayıd yurttaş da destek verdi. Küçükçemece’deki tarihi köprü üzerinde yapılan basın açıklamasında Kanal İstanbul Projesine tepki gösterildi.
Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, İstanbul’u savunmak ve Kanal İstanbul projesine “Hayır” demek üzere Küçükçekmece gölü etrafında insan zinciri oluşturma çağrısında bulunmuştu.
Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu tarafından yapılan açıklamada, “Tüm kentin yaşamına kast eden Kanal İstanbul projesine hayır demek için, kendi yaşam alanımızın sağlığını korumak için, ekolojik yıkımı değil yaşamı savunmak için birleşiyoruz, dayanışıyoruz” denildi.
Açıklamanın Tamamı;
Katıl Kanal İstanbul’u durduralım, Küçükçekmece’yi, Avcıları kurtaralım!
Bir yıkım projesi olan ‘Kanal İstanbul’, Marmara Bölgesi’ne olduğu kadar Karadeniz’e ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere de zarar verecek. Ancak bugün etrafında toplandığımız Küçükçekmece Lagünü ve çevresi için bu etkiyi sadece zararlı diye ifade etmek çok hafif kalır. Küçükçekmece’de, Avcılar’da, Başakşehir’dei Firuzköyde, Kayabaşı’nda ve kanalın yapılacağı bölgede yaşayan yurttaşların Kanal İstanbul’a itiraz etmek, yapamazsınız, durun demek için herkesten çok daha fazla sebepleri var.
Kanal istanbul ile;
Küçükçekmece, Avcılar ve kanalın çevresinde kalacak diğer yerlerde yaşayanlar; her an deprem riski ile, yeraltına karışacak denizsuyunun kayganlaştıracağı zeminde yıkım riski ile yaşamaya mahkum olacak. İstanbul’da beklenen büyük deprem her an gerçekleşebilir. Bilim insanlarına göre olası depremde Kanal’ın Marmara ağzı 9-10 şiddetinde etkilenecek ve ciddi hasar görecek. Marmara Ağzı denilen yer Avcılar ve Küçükçekmece’dir. 17 Ağustos depreminde İstanbul’un en çok zarar gören bu ilçeleri için Kanal Projesi, yaşanacak yeni depremlerle haritadan tamamen silinmek, binlerce insanın yaşamını yitirmesi demektir.
Tarım arazilerine ve evlere el konacak, halkın elinden yaşam alanları zorla alınacak
ÇED raporuna göre Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) kullanılarak uygulama yapılacak. Halkın elinden, arazilerinin yüzde 45’i hukuksuzca alınacak. Şimdiden acele kamulaştırma bedeli için rayiç bedel ödenmeyecektir kararını çıkaranların niyeti açıktır; bölge halkının ev ve arazilerine acele kamulaştırma ile el konacaktır.
Küçükçekmece, Avcılar, Kanalın çevre çeperinde tüm yaşam susuz bırakacak!
Proje ile birlikte istanbul’un su ihtiyacının yüzde 28.89’unu karşılayan Sazlıdere Barajı ve Durusu (Terkos Gölü), Küçükçekmece Lagünü ve yeraltı suları ile birlikte tuzlanacak, ekolojik yapıları tamamen değişecek. Başta Küçükçekmece, Avcılar, Firüzköy, Kayabaşı halkı olmak üzere İstanbul ve Trakya’da yaşayan halklar susuz kalacak . Küçükçekmece Lagün havzasında yaşayan tüm canlılar için yaşam, yaşam alanları ile birlikte yok olacak.
Sokaklarda çocuklarımız güvende olmayacak!
Üçüncü Havalimanı inşaatının en yoğun olduğu 2018 yılında hafriyat kamyonlarının çarpması ile 253 kişi hayatını kaybetti. Proje hayata geçerse 7 yıl boyunca İstanbul trafiğine günlük 10 bin dev hafriyat kamyonu katılacak. Bu kamyonlar Küçükçekmece, Avcılar, Başakşehir, Arnavutköy hattında yol alacaklar.
Yollarda güvenle yürünemeyecek, çocuklar oynayamayacak. Okula, bakkala, gitmek kaza ile yüz yüze yaşamak haline dönüşecek.
Her gün her saat zehir soluyacağız
Kazılar, patlatmalar başlar başlamaz en az 7 yıl boyunca bütün bölge inşaat alanı haline gelecek. Hepimiz içinde asbestten, kadmiyum a kadar barındıran partikülleri soluyacağız. Yakınlarımızı, arkadaşımızı, çocuğumuzu kaybetmenin bedelini yaşamak zorunda değiliz. Hastalıklara mahkum olmak zorunda değiliz. Zehir solumaya, zehirlenmeye razı olmayacağız.
Kıyamadığımız hayvanların idam emridir; Kanal İstanbul
Bizler bu topraklarda yaşayanlar; ekoloji mücadelesi verenler, İstanbul’lular hayvanları, canlıları, ağaçları kendimizden daha fazla severiz, koruruz. Gezi’de ağacına dokundurmayan, Hevsel’de binlerce yıl biriken ekoloji belleğini korumak için sokaklara dökülen, yaz kış sokaklara kediler, köpekler için su koyan insandır İstanbullu. Küçükçekmece Lagünü, onu besleyen orman ekosistemi bu proje ile yok olurken, oradan beslenen, orada barınan, orada üreyen en az 124 kuş türünün, su samurlarının yok olacağı, yüzlerce balığın üreyemeyeceği söyleniyor. Buna göz yumacak mıyız?
Anılarımız, İstanbul kentinin belleği yok olacak
Proje ile birlikte Küçükçekmece Lagün havzasında olan Bathenoa Antik Kenti, İstanbul’daki ilk yerleşmelerden biri olan Yarımburgaz Mağaraları ve henüz gün yüzüne çıkarılmayan yüzlerce uygarlık izi, kültürel varlıklar proje tarafından yutulacak. Kentin belleği ile birlikte büyüdüğümüz sokaklar, evler, parklar yok olacak. Dün bizim yaşadığımız Küçükçekmece, Avcılar yarın parayı bastıranının keyif yaptığı Katar İstanbul’a dönüşecek.
Vazgeçmeyeceğiz;
Bu projeyi durduracağız.
İstanbullular birleşecek ve bunu başaracağız.
Yaşama, doğaya, çocuklarına sahip çıkan bütün İstanbullulara sesleniyoruz.
Katıl durduralım İstanbul’u birlikte kurtaralım!
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.