PİRHA- Lice katliamında dedesini, kaybetti, ardından köyü yakılıp boşaltıldı ve İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı. İstanbul’da ise babası gözaltında kaybedildi. Besna Tosun, “24 yıldır, bağırıyorum ve hakikate ulaşana kadar bağırmaya devam edeceğim” diyerek hakikat mücadelesi veriyor.
Haberin Videosu
Cumartesi Anneleri eylemlerinin 760. haftasında Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in akıbetini sordu. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin Beyoğlu’nda bulunan binası önünde toplanan kayıp yakınlarına HDP milletvekilleri Musa Piroğlu, Oya Ersoy, Dilşat Canbaz, Züleyha Gülüm Ahmet Şık, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Turan Aydoğan ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ve TİP milletvekili Erkan Baş destek verdi.
“ŞİDDETİN DEĞİL BARIŞIN VE HUKUKUN YANINDA OLACAĞIZ”
Cumartesi Anneleri adına basın metnini İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu. Yoleri, 759. buluşmalarındaki polis müdahalesine değinerek, “Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerinin açıklanması, onları kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılması, hiç kimsenin kaybedilmediği ve yaşam hakkının güvencede olduğu barışçıl bir hukuk devleti istediğimiz için engellenmemiz, suçlanmamız, şiddete uğramamız keyfidir, hukuk dışıdır. Hakikat ve adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Yasaklara, baskılara rağmen demokrasi, barış ve adalet talebimizde ısrar edeceğiz. Ölümü değil, yaşamı savunacağız. Şiddetin değil, barışın ve hukukun yanında olacağız” dedi.
“GÖZALTINA ALINDIKLARI İNKAR EDİLDİ”
760. haftalarında gözaltında kaybedilişlerinin 24. yılında Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’i unutmadık diyerek buluştuklarını söyleyen Yoleri, “35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun ve 34 yaşındaki 6 çocuk babası Hüseyin Aydemir Liceliydiler. Yaşadıkları ağır baskılar nedeniyle Lice’yi terk ederek aileleriyle birlikte İstanbul’a taşınmak zorunda kaldılar. 19 Ekim 1995 sabahı Fehmi Tosun ve arkadaşı Hüseyin Aydemir, birlikte kahvaltı ettikten sonra Tosun ailesinin Avcılar’daki evinden çıktılar. Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli sivil polisler tarafından 34 UD 597 plakalı Beyaz Toros araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına ‘Gözaltına alındım, beni öldürecekler!’ diye bağırdı. Onlar Fehmi’nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek evinin önünden götürüldü. Olaya çevredeki komşular da tanık oldu” diye konuştu.
“Tosun ve Aydemir Aileleri tüm yasal yollara başvurdu ancak Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkar edildi” diyen Yoleri, “İç hukuktan sonuç alınamayınca dava Hanım Tosun tarafından AİHM’e taşındı. Zaman aşımından takipsizlik kararı verilen Fehmi Tosun dosyası İHD avukatı Eren Keskin tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Hükümetin taahhüdüne rağmen cezasızlık geleneğini bozmayan Anayasa Mahkemesi’de zaman aşımı gerekçesiyle dosyayı kapattı. Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedildiğini uluslararası mahkeme önünde kabul eden ancak bugüne kadar hiçbir taahhüdünü yerine getirmeyen AKP hükümeti, bir an önce gerekli adımları atmalıdır. Adli mercileri Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in gözaltında kaybedilmesiyle işlenen suça ortak olmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Fehmi Tosun, Hüseyin Aydemir ve tüm kayıplarımızı aramaktan, 61 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“HAKİKATE ULAŞINCAYA KADAR BAĞIRMAYA DEVAM EDECEĞİM”
Açıklamanın ardından gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun söz aldı. Tosun, babasının sivil polisler tarafından gözaltında kaybedilişinin 24. yılı olduğunu hatırlatarak, “Sözün bittiği yer demeyeceğim çünkü 24 yıldır sözüm bitmedi. Söyleyecek çok sözüm var. Ben korkmuyorum çünkü suç işlemiyorum. Ne yapıyorsam hukuk çerçevesinde, hukuk kuralları içinde yapıyorum. Sizlerse hukukun dışındasınız ve suç işliyorsunuz. Burada eylem yapmak, düşüncelerimi ifade etmek suç değil, siz bu hakkı ihlal ediyorsunuz. Geçen hafta kötü muamele görmeme hakkımı ihlal ettiniz. Amiriniz bana ‘bağırma’ dedi. Benim babam sizin devletiniz tarafından gözaltına alındı hemde gözlerimin önünde. 24 yıldır, bağırıyorum ve hakikate ulaşana kadar bağırmaya devam edeceğim. Sizler suçlu bir devletin memurları olarak buradasınız. Görevinizi yapmıyorsunuz. Bana ‘görevimi yapıyorum’ demeyin. Size suç işlemeyi öğretiyorlar. Beni korkutamazsınız çünkü 24 yıldır hatta 30 yıldır tüm şiddetinizi yaşadım. 4 gün sonra Lice katliamının yıl dönümü, dedemi katlettiniz. Evimi yaktınız sonra babamı aldınız katlettiniz. Neyle yargılıyorsunuz beni? Ben intikam duygusuyla konuşmuyorum, hakikatin sağlanmasını istiyorum. Bu da sizin göreviniz, görevinizi yapın” diyerek geçen haftaki polis müdahalesine tepki gösterdi.
“ÇOCUKLAR BABASIZ KALMASIN”
Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun ise şunları söyledi:
“Kızımın söylediği gibi artık yeter diyorum. Suçlu değiliz, haklı olduğumuz için bu meydanlarda direniyoruz. Kimsenin kaybolmasını istemiyoruz. Hiçbir çocuğun babasız büyümesine ben göz yummuyorum. Beş tane çocuğu babasız büyüttüm. Bu ülkede çocuklar babasız kalmasın. İnsanım insanca yaşamak istiyorum. Bu insanları savunmaya devam edeceğim. Hiçbir zaman geri adım atmıyorum. Haklı olduğumuz için haklılığımızdan güç alıyoruz. Meydanlardan, kayıpları aramaktan, hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Kayıpların mücadelesini vermeye devam edeceğiz.”
“ONLARIN ÇOCUKLARI OLMAKTAN GURUR DUYUYORUZ”
Hüseyin Aydemir’in oğlu Aziz Aydemir’in gönderdiği mektubu Abdülmecit Baskın’ın oğlu Eren Baskın okudu. Aydemir’in gönderdiği mektupta şu ifadeler yer aldı:
“Bizler yıllardır bu acıların içinde yaşayan bir halkız. Babalarımızı kardeşlerimizi, çocuklarımızı kaybettik. Emin olun bizler de sevdiklerimizin bulunması için kaybedilmeye hazırız. Bütün kayıplarımızın, faili belli cinayetlerin hesabı soruluncaya dek mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Biz Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun aileleri olarak onları hiç unutmadık unutmayacağız. Onlar gibi onurlu, gururlu babaların çocukları olmaktan gurur duyduk ve ölene dek onları aramaya devam edeceğiz.”
“FEHMİ TOSUN BİAT ETMEYEN ONURLU BİR İNSANDI”
Tosun ailesinin avukatı Eren Keskin gönderdiği mektupta ise, “Fehmi Tosun da bu coğrafyada kaybedilen diğer insanlar gibi biat etmeyen, onurlu, aydın bir insandı. Biat etmeyen Tosun, başta çocukları olmak üzere dalga dalga yayılarak mücadelenin devamını sağlıyor. Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilmesine ilişkin dosya diğer tüm kayıp dosyaları gibi zaman aşımı gerekçesiyle sonlandırıldı. Anayasa Mahkemesi de ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle başvurumuzu reddetti. Dosya yeniden AİHM’e gönderildi. AİHM bugüne dek ayrımcılık suçunu düzenleyen 14. maddeden T.C. Devletini hiç cezalandırmadı. Oysa Fehmi Tosun Kürt olduğu için kaybedildi. İnsan hakları savunucuları olarak AİHM’i T.C. Devletine karşı 14. Maddeyi uygulamaya çağırıyoruz” ifadeleri yer aldı.
Sabri MERAL/İSTANBUL
Yoruma kapalı.