PİRHA- Alevi kadınlarına tarihsel olarak “Yolda kadına biçilen rol nedir?” ve “Bu rol bugün yerine getirilemiyorsa nedenleri nelerdir? Nasıl aşılabilir?” şeklinde sorular sorduk. Dizi yazımızın bu bölümünde sorularımızı Prof. Dr. Bedriye Poyraz yanıtladı. Poyraz, Alevi inancında kadın ve erkeğin inanç olarak eşit ancak bu eşitliğin topluma yansımadığını söyledi.
Haberin videosu
Cemlerde, sohbetlerde “Yol kadındır, kadın mürşidi kamilullahtır” sözünü çokça duyarız. Yine “Alevilerde kadın erkek eşittir” sözü neredeyse her ortamda övünülerek dile getirilir. “Bizde kadın erkek yoktur herkes candır” sözlerini de çokça duyarız. Çoğunlukla da bu sözleri erkeklerin ağzından duyarız.
Pratik gerçekten öyle midir? Öyleyse Alevi kadınlar neden Alevi örgütlenmeleri içinde belirgin bir noktada değiller? Neden söz ve yetki kademelerinde yer alamıyorlar? Neden renkleri, karakterleri sahaya yansımıyor? Gerçeğe biraz daha yakından bakmak için bu kez mikrofonu Alevi kadınlara bıraktık.
Yazı dizimizin bu bölümünde sorularımızı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bedriye Poyraz yanıtladı.
“ALEVİ İNANCINDAKİ KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ TOPLUMA YANSIMIYOR”
PİRHA: Tarihsel ve toplumsal olarak Alevilikte kadının yeri nedir? Nasıl bir seyir izledi?
BEDRİYE POYRAZ: Kadınların ezildiğini, haksızlıklara maruz kaldıklarını söyleyebiliriz ama Alevilik inancı nedeniyle bir tür yanılsama var sanki. Alevi toplumunda kadın erkek eşitmiş gibi bir yanılsama bu. Aslında öyle bir şeyin hiçbir zaman olmadığını söyleyebiliriz. Alevi toplumunda da kadın-erkek hiçbir zaman eşit olmadı. Çünkü Aleviler de bu toplumda yaşıyorlar. Başka bir yerde değil. Uzayda ya da herhangi izole bir adada yaşamıyorlar. Dolayısıyla bütün dünyada tarihsel olarak önemli ölçüde kadın erkek hiçbir zaman eşit değil. Sadece gelişmiş demokratik ülkelerde bununla ilgili mücadele verildiği, çeşitli politikalar uygulandığı için kararlar alındı. Kadının durumunun daha düzeldiğini söyleyebiliriz ama geleneksel olarak kadın erkek hiçbir zaman eşit değil. Alevi inancında kadın erkek elbette inanç olarak eşit. İnançta eşit olması önemli ve anlamlı bir şey. İnançtaki eşitliğin toplumla çok ilişkili olduğunu, topluma yansıdığını ya da toplumda var olduğunu söylemek doğru olmaz elbette. Alevi toplumu, kadın erkek eşitliği konusunda kendilerini Sünni toplumla karşılaştırıyorlar ve diyorlar ki ‘bizde kadın erkek eşit’. Klişeleşmiş bir laf bu. Hiç sorgulanıp tartışılmıyor. Bunun bir takım temeli de var aslında. Mesela Aleviler kız çocuklarını eğer olanak ve imkanları varsa okutuyorlar. Ama imkanlar sınırlıysa geleneksel olarak özellikle köylerde erkekleri eğitime gönderiyorlar. Ama şunun altını çizmek istiyorum; geleneksel olarak Alevi toplumu kadın-erkek eşitliğini iddia etmiyor. Böyle bir şeye ihtiyaç da duymuyordu. Yani bilirsiniz ki annelerimiz, babaannelerimiz zamanında kırsal kesimlerde kimse ‘kadın erkek eşittir’ diye bir şeyi sorgulamazdı. Ne zaman ki Aleviler kentlere gelip yerleşti işte o zaman Sünni toplumla farklı bir şekilde yüzleşti. O zaman Aleviler hem ayakta kalmaya, hayata tutunmaya çalıştı hem de kadının kadın olarak mücadele etmesinin önünü kesti, engelledi. Dolayısı ile kadınlar, ‘Biz zaten eşitiz’ deyip mücadele etmediler. Aslında buna benzer durum Cumhuriyet tarihi için de söylenebilir. ‘Atatürk kadın haklarını verdi’ denir. Doğrudur. Tabii ki verdi ama bu durum Türkiye’de kadın hareketinin geç mücadele etmesine de neden oldu. Aynı zamanda Alevi toplumunda da kadın hareketi gerçekten hala yeterince güçlü değil.
“ALEVİ KADINLARIN EŞİTLİK MÜCADELESİ VERMESİ GEREKİYOR”
Alevilik hakikaten feminizm, eşitlik ile çok barışık ve birlikte yürüyebilecek bir anlayış. Kadının cinsiyetten öte ‘can’ olarak değerlendirilmesi feminizm için de çok uygun bir yaklaşımdır. Ama bunun için politik bir mücadele şart. Alevi toplumundaki kadınların kadın olarak eşitlik mücadelesi vermesi gerekiyor. Ve birtakım haklara da sahip olması gerekiyor. Alevi toplumunun özellikle karar mekanizmalarında; yani Alevi örgütlerini kastediyorum… Bunun farkına varmaları gerekir. Bunu söylüyorlar ama klişe laflarla. Fakat bunun gereğinin henüz çok yerine getirildiğini söyleyemeyiz.”
“BİR KAÇ ANANIN OLMASI KADINLA ERKEĞİN EŞİT OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ”
Ne oldu da Alevi kadınlar sahneden çekildi? Geçmişte örneğin analar da görünürdü. Alevilerin her konuşmasında “Bizde kadın erkek eşittir” denir. Geçekten eşit midir?
BEDRİYE POYRAZ: Böyle bir şey yok. Zaten hiçbir zaman da sahnede değillerdi. Birkaç ana olabilir ama bu toplumda kadının ve erkeğin eşit olduğu anlamına gelmiyor. Hani ‘bir zamanlar tanrıçalar vardı’ deniliyor, tek tek tanrıçalar olmakla birlikte ama toplumda kuralları düzenleyenler iktidar sahibi olanlar, yani erkekler. Dolayısıyla tek tek birkaç tane ananın olması Alevi toplumunda kadın ve erkeğin eşit olduğu anlamına gelmiyor. Ya da şöyle bir şey söyleyebilirim; geçmişte Dersim’de kadınlar analık yapıyordur ama yine de kadın olarak birçok manada eziliyordur. Bu çok mümkün. Bunu farazi olarak söylüyorum. Dolayısıyla böyle bir şey yok. Geleneksel hiçbir toplumda da böyle bir şey yok. Toplumsal cinsiyet eşitliği modern bir kavram. Yani daha önce var olan bir şey yok ki. Avrupa’ya baktığınızda birçok yerde kadınlar ‘cadı’ denilerek yakılıyordu. Dolayısıyla orada yok da Alevi toplumunda neden olsun ki? Alevi toplumu uzaydan gelmiyor ki. Kadın erkek eşitliği bir yanılsama. Biz aslında daha önceden eşittik ama şimdi eşit değiliz. Analığımız elimizden alındı. Statümüz elimizden alındığı gibi ‘eski haklarımızı istiyoruz’ gibi bir varsayımdan hareket ediliyor. Bu doğru bir şey değil. Önceden kadın erkeğin eşit olmaması şimdi eşit olmayacağı anlamına gelmez. Hayat, koşullar değişti ve başka türlü kavramlar ile türlü türlü gelişmeler oldu. Şimdi artık kadın erkek eşitliği mücadelesi farklı boyut ve anlamlarla veriliyor. Dolayısıyla şimdi bir eşitlik mücadelesi verip bunu kavramamız gerekiyor. Mesela siyahiler uzun yıllar boyunca köle olarak birçok ülkede baskı altında kaldı. Biz bugün o kölelik durumlarının sürdürülmesini mi iddia edeceğiz? Bu mümkün değil. Dolayısıyla eşitlik meselesini bir kökenle açıklamak doğru değil. Ama şu anda dünyanın, insan haklarının, eşitlik anlayışının geldiği yer bu.
“KADINLAR KURUMLARDA HEM VAR HEM YOK”
Peki Alevi kurum ve örgütlerinde kadının yer alması neden önemli?
BEDRİYE POYRAZ: Alevi örgütleri hem Türkiye’de hem de Avrupa’da çok önemli işler yaptılar. Saygı duyuyorum ve çok önemsiyorum. Ama geldiğimiz yerde Alevi örgütlerinin gerçekten birçok anlamda birçok yanlışları var. Çok eleştirilmesi gereken yönleri var. Bu haliyle kadınların Alevi örgütlerinde yer alıp alamayacağından çok emin değilim. Çünkü yapı gerçekten kadınları çok dışlıyor. Birçok anlamda Alevi örgütlerinin kendilerini yeniden yapılandırması ve daha eşitlikçi bir yapı oluşturması gerekiyor. Bir kere Alevi örgütleri ve karar mekanizmasındakiler özellikle kadınlarla ilgili çok klişe laflar kullanıyor. En sık kullanılan klişe laf ‘İlimden gidilmeyen yol karanlıktır’ denir. Ama akademi ile hiç ilişkileri yoktur. Kadın-erkek eşitliğini akademi anlatıyor ama onu hiç ciddiye almıyorlar. Alevi örgütleri ne yazık ki Alevi toplumunun sahip olduğu birikimi kendisine çekmeyi beceremedi. Yani Alevi örgütleri ne yazık ki Alevi toplumunun sahip olduğu entellektüel akademik birikimden yararlanamıyor. Dolayısıyla örgütler, kendilerini günün koşullarına göre yeniden yapılandıramıyor. İhtiyaçlara yanıt veremiyor. Kadınlar örgütlerde hem var, hem de yok. Sorsanız kadınlar var ama işte mutfakta çay yapıyorlar. Mesela aşure fotoğrafları sosyal medyada çokça döndü. Aşure yapanların hepsi kadın. Haksızlık etmeyelim, önemli bir şey olduğu için aslında aşureyi erkekler de yaparlar. Örneğin benim babam aşure yapardı ama temel olarak işin hamallığını, mutfak kısmını yapanlar kadınlardır. Yapabilirler, bu konuda çok katı değilim ama karar mekanizmasında da kadınlar yer almalılar. Örgüt yönetiminde mutlaka yer almaları gerekir. Mutlaka daha farklı bir sistem oluşturmak gerekiyor.
“BİR GRUP ERKEK ÖRGÜTLERİ ELE GEÇİRMİŞ DURUMDA”
Gerçekten ‘içim yanıyor’ desem haksızlık olur mu bilmem ama biz sürekli siyasi iktidarı eleştiriyoruz. Neden? Tekçi bir yapı olduğu için. Ama üç aşağı beş yukarı Alevi örgütlerinde de hep aynı adamlar var. Kendimi bildiğimden beri Alevi örgütlerine yeni bir isim gelmedi. Hepsi tekrar tekrar hep karar mekanizmasında olmak istiyor. Kimse o konumdan vazgeçmek istemiyor. O konuma gelmek için gerekli her türlü politikayı yapıp durumlarını sürdürüyorlar. Çünkü bir grup erkek o örgütleri ele geçirmiş durumda. Konumlarından neden vazgeçmediklerini de tartışmak gerekir. Alevi örgütlerinde herhangi bir ekonomik durum da söz konusu değil. Siyasi iktidar da Alevi toplumunu çok yoksullaştırdı ama yine de bundan vazgeçmiyorlar. Yani birtakım yönetmeliğin değiştirilmesi gerekiyor.”
“EŞ BAŞKANLIK YERİNE DÖNEM BAŞKANLIĞI OLABİLİR”
Alevi kadınların özgün bir örgütlenme modelini yaratarak mücadele etmesi gerektiğine ihtiyaç olduğuna inanıyor musunuz? Kurum ve örgütlerde eş başkanlık tartışmaları var bu konularda neler söyleyeceksiniz?
BEDRİYE POYRAZ: Kesinlikle eş başkanlık meselesini önermiyorum. Altını çiziyorum; eş başkanlık sistemi Alevi toplumlarında asla ve asla tutmaz. İddia ediyorum ki mümkün değil. Eş başkanlık olacağına hiç olmasın daha iyi. Çünkü yine götürürler eş başkan dedikleri kadını sekreter olarak devam ettirirler. Onun yerine ‘fermuar sistemi’ olabilir. Yani bir dönem kadın başkan olur bir dönem erkek olur. Ancak o şekilde çözüm olabilir. Bunu yapmak zorundalar. Mesela Avrupa Alevi Federasyonu ya da Almanya Alevi Federasyonu ile görüşüyorum. ‘Artık gelecek başkan bir kadın olsun’ diye arzu ediyorum. Ama kimse kendi konumundan vazgeçmiyor. Kadınlar da bu sert mücadele içerisine girmek istemiyor. Başkanlık yapabilecek donanıma sahip tek tek kadınlar biliyorum.
“ÖRGÜTLERDE ÇOK ÇALIŞAN EMEKTAR KADINLAR VAR”
Elbette kadınlar örgütlü değiller ama çok emek veren kadınlar var. Kadınların örgütlü olmadığı doğru bir şey değil. Bu aslında bir mazeret. Yine sorumluluğu ve suçu kadına yüklemeye çabalıyorlar. Bu toplumda genel olarak var olan durum. Mesela Avrupa’da Berlin’de bir ana ile tanıştım. Oradaki binayı almak için kendi evini ipotek etmiş. O kadını bir karar mekanizmasına getiriyorlar mı? Hayır getirmiyorlar. Birçok yerde çokça çalışan emektar kadınlar var. Her şeyi çok güzel yapıyorlar ama erkeklerin politika yapma biçimi çok sert ve kadınların bunlarla mücadele etmeleri gerçekten mümkün değil. Dolayısıyla kadınları onlarla yarışmak zorunda bırakmamak gerekiyor. Bir örgütte yapılması gereken ne varsa kadınlara verin. Bakın nasıl güzel yapıyorlar. Çok daha iyi yapacaklardır iddia ediyorum.”
(HABER MERKEZİ)
İlgili Haberler:
1-Menşure Doğan Ana: Kadın İtikadı Sürdürendir-VİDEO
2-‘Pratikte Erkekle Eşit Değiliz’-VİDEO
3-‘Kadın, Hem Yol’un Sonu Hem De Başıdır’-VİDEO
4-‘Erkekleri Yol’a Verdikleri İkrarı Tutmaya Davet Ediyorum’-VİDEO
5-‘Sıra Posta Oturmaya Gelince Kadının Yeri Yok; Kurumlar Erkek Egemen-VİDEO
6-‘Biz Alevi Kadınlar Eşitsizliği Kabul Etmiyoruz’-VİDEO
7-‘Alevi Kadının Kurtuluşu Aleviliğin Kurtuluşudur; Çünkü Yol Anadır’
8-‘Kurumlarda Canla Başla Çalışan Kadınlarımız Yönetimlerde Yok’-VİDEO
9-‘Kadının Bir Eli Beşik, Diğer Eli Dünyayı Sallar’-VİDEO
10-‘Alevi Kurumlarında Kadın Yoksa, Aleviliği Konuşmanın Da Ciddiyeti Yok’
11-‘Talip Kadınlar Da Ana’yı Aramaz Oldu’-11-VİDEO
12-‘Kadınlar Aktif Olup “Ben De Varım” Desinler’
13-‘Meydanda Gönül Birlemeye Gelenler Hep Kadınlar’-13 VİDEO
14-‘Karar Alıcıların Erkeklerden Oluşması Alevilik Için Büyük Tehlike’-VİDEO
15-‘Dedelerimiz Bencil Davranıyor; Anaları Ceme Çağırmalılar’-VİDEO
16-‘Alevi Kurumlarındaki Yapı Kadınları Çok Dışlıyor’-VİDEO
17-‘Alevi Kadınların Sahnesi Erkeklerce Işgal Edildi’-VİDEO
Yoruma kapalı.