PİRHA- Munzur Festivali kapsamında düzenlenen “Kadınlar haklarını ve mücadeleyi konuşuyor” panelinde erkek egemen sisteme karşı birlik ve mücadele vurgusu yapıldı.
19. Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında “Kadınlar haklarını ve mücadeleyi konuşuyor” paneli gerçekleştirildi. Panele HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, HDP İstanbul Milletvekili Dılşat Canbaz Kaya ve Avukat İlke Işık konuşmacı olarak katılırken moderatörlüğü ise SES Dersim Şube Başkanı Duygu Kurban yaptı.
Panelde konuşan HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya, festivali yaşamını yitirmiş tüm çocuk ve kadınlara atfettiklerini belirterek AKP’nin cinsiyetçi politikalarına ilişkin şu aktarımlarda bulundu:
“Özellikle kadınlar üzerinde önce bizleri hedef alıyor bu politikalar. OHAL ile beraber ilk kadın dernekleri kapatıldı, ilk kadın vekil ve belediye eş başkanları tutuklandı. Yapılan yasalarla bizlerin kazandığı haklar geri alınmaya başlıyor. Haklarımız geri alınıyor. Yasakları kınıyoruz. Sözümüzü söylememizden korkuyorlar. En hızlı yan yana gelen kadınlardır. Savaş politikaları sadece Dersim’de değil tüm bölgede önce kadın ve çocuğu vuruyor. Toplumsal cinsiyet rollerinde eşit koşullarda değiliz. Toplumun baskı rolü var, anne rolü var, toplumun ahlak rolü var.”
“ERİL ZİHNİYETE KARŞI MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
İstanbul sözleşmesine değinerek “Bu sözleşme kazanımlardan biridir. Bu sözleşme şu anda hiçe sayılıyor. Sokaklarda bu sözleşmeyi savunuyoruz. Alınan kararların tartışmaya açılmaması gerekiyor” diye konuşan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cinsel şiddet yeni yasalarla çok arttı. Bizlerin katledilmesi için her şey mübah. Cezasızlık politikası uygulanıyor. Şu 5 yıllık süreçte daha da artmış durumda. Eril zihniyet her yerde, mecliste, sokakta, evde. Buna karşı mücadele edeceğiz. Örgütlü mücadeleyle cevap olursak geri adım atacaklar.”
Kaya, Munzur Üniversitesi’ndeki tacize ilişkin ise şunları kaydetti:
“Cem Tekinoğlu’nu teşhir ediyoruz. AKP’nin, valiliğin çeteleriyle birlikte kadınlar üzerinde sistematik bir durumu var. Dersim gibi bir yerde örgütlü kadınlar olarak kapanmasına izin vermeyeceğiz. Bugün üniversitede, Dersim’de, Mardin’de kolluk güçlerinin saldırılarını biliyoruz. Bugün Cem Tekinoğlu yarın başka biri. Bizler bunların nefes almalarına izin vermemeliyiz. Erkek iktidarı sırtına alarak kadınlara yapılan tacizi kabul etmiyoruz.”
“EN BÜYÜK ŞİDDET İRADESİZLEŞTİRMEDİR”
Panelde konuşan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ise Sebahat Tuncel’e ve tüm tutuklu siyasetçilere selam yolladı. “Savaşlar son bulduğunda daha güzel festivaller, gezip görebileceğimiz festivaller olacaktır. Gözaltı, tutuklama politikalarına karşı kadın mücadelesi var. Kadınlar geri adım atmadığı, itaat etmediği için baskı altında” diyen Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“En büyük şiddet iradesizleştirme tavrıdır. Her şeyi kabulleneceğimiz, kendi fikirlerimizi ifade etmeyeceğimiz, devletin bizim adımıza karar vereceği bir durum yaratılmak isteniyor. Siyaseti toplumsallaştıracak olan kadınlardır. İktidarın en fazla saldırı odağı haline gelmiştir kadın. Sakine cansız, siyaset yürüttüğü için iki kadın arkadaşıyla beraber katledildi. Cansız, karşı çıkan bir kadındı. Silvan’da katledilen kadınlar, karşı çıktıkları için, itaat etmedikleri için katledildiler. Sadece 8 Mart paylaşımları yaptıkları için kadınlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.”
“KAYYUMLARIN DA İLK HEDEFİ KADIN EŞ BAŞKANLARIMIZDI”
Kayyumların da sistemin de ilk hedefinin kadınlar olduğunu belirten Başaran, şöyle devam etti:
“Kayyumların ilk işi kadın eş başkanlarımızın yerlerini gasp etmek oldu. En fazla kapatılan kadın dernekleridir. Bu arkadaşlarımız terörize edildi. Bu saldırı, eş başkanlık sistemimizeydi. İlk vekilliği düşürülen eş başkanımız Figen Yüksekdağ idi. Her gün ceza alıyor. Binlerce kadın siyaset yürütüp direndiği için cezaevlerinde.”
Cumartesi Annelerinin eylemlerine de değinen Başaran, “Cumartesi Anneleri eylemlerine devam ederken açlık grevi devam ederken çocuklarına destek vermek isteyen anneler direndi. Verilen hiçbir mücadele boşuna değildi” diye konuştu.
Kadının üstünden toplumu teslim alma siyaseti yürütüldüğünü ifade eden Başaran, “Maalesef mecliste de fiziki şiddete varacak bir ortam var. Kullanılan dil de bir şiddet biçimi. Meclisin çoğunluğunun erkek olması da bu tabloya çıkacaktır. Biz HDP olarak sadece vekillikte ve eş başkanlıkta değil; eğitim, kültür, sosyolojik alanda kadının var olması gerektiğini savunuyoruz. Savaş siyaseti üzerine kurulan bir sistem var. Bu sistem mücadelemiz karşısında geri adım atacaktır. Bu mücadelede oluşan atmosferin doğal gönüllü köleleri haline gelen erkeklerin de bu mücadelede var olması gerektiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Emek Partisi Kadın Bürosu’ndan avukat İlke Işık da “17 yıllık AKP iktidarının tablosudur Nupelda ve Ayaz. Çocukların kadınların öldürüldüğü şiddet dolu bir hayat bıraktılar bize. Bu hayatı ısrarla körüklediler. Yukarıdaki büyük şiddetten tüm erkekler cesaret alıyor. 31 Mart’ta, 23 Haziran’da alınan sonuç kadınların mücadelesinin sonucudur. Kadınlara AKP’yi sorduğumuzda karşımıza şiddet çıkıyor. Hiçbir kadın sokakta yaşamın hiçbir alanında rahat yaşam süremiyor. Günlük hayatımızı yoksulluk, işsizlik ve şiddetle yöneten bir iktidar var” dedi.
“Eşit ücret almıyor kadınlar ve erkekler. Aileyle uyumlu çalışma hayatını yıllardır kurmaya çalışıyorlar. Korkunç bir sömürü. Asla aile içinden çıkılamayan bir hayat” diyen Işık, bu sömürüye karşı birlik ve mücadele çağrısı yaparak sözlerini tamamladı.
Panel, katılımcılarla birlikte soru-cevap yapıldıktan sonra “Jin, jiyan, azadi”, “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganları ve zılgıtlar eşliğinde son buldu.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.