PİRHA- Bir nevi anma, acıları biraz olsun azaltarak normal hayata dönme anlamını da ifade eden mezar kaldırma bazı bölgelerde tam bir tören havasında geçiyor. Baharın bitmesi yazın gelmesiyle birlikte toprağın çökmesi ve sıkışması beklendiğinden bir yıl içerisinde hakka yürüyenlerin mezarları, genellikle de yeri kaybolmasın diye yapılıyor.
İnsanın ölüm karşısındaki tutumu, ölüm olgusuyla ilişkisi, inançların kültürlerin bütün unsurlarına etki etmiş, temel bir belirleyici olagelmiş. Ölümün aynasında hayata dair düşünceler, inançlar geliştirmiş. Ondandır ki, ölen insana dair yapılanlar, ritüeler her toplumun en dikkat çeken yanları olmuştur.
TOPRAKLA SIRLANMAK
Alevilerde bir kişi hakka yürüdükten ve toprağa verildikten yani toprakla sırlandıktan yaklaşık bir yıl sonra bahardan yaza geçilirken “mezar kaldırma” (mezar yapma) töreni yapılır. Ölüm, ölmek Alevilerde sonlanmak yok olmak demek değildir. Ölen toprakla sırlanmıştır ve doğanın çevrimine katılmıştır. “Devri daim olsun” sözü evrensel döngüyü anlatır.
Elazığ’a bağlı Karakoçan’ın Kavacık köyünde bir yıl önce hakka yürüyen Emine Kahraman’ın mezar kaldırma töreni için çocukları ve yakınları bir hafta öncesinden köye gelip hazırlıklara başlıyorlar. Mezar kaldırma töreni boyunca herkes kendi yakınının mezarını ziyaret edip başında ağıtlar yakıyor. Gülbang ve dualar okuyor. Mezarlıkta ve köyde lokmalar dağıtılıyor. Ardından kutsal kabul edilen ziyaretler de çıra yakılıyor. Ziyaretin ardından cemevine gelinerek kurbanlar kesiliyor. Verilen yemeğin ardından akşam saatlerinde mezarı kaldırılan kişinin yakınlarının evinde hep birlikte helva pişiriliyor.
“MAYA BOZULDU”
Kavacık köyünde 13 senedir dedelik yapan Mansur Ocağından Cafer Çeşim, mezar kaldırma töreninin ne bir farz ne de bir sünnet olduğunu belirtiyor. Bunun daha çok, insanların sevdiklerinin mezar yerlerinin bilinmesi ve sonraki kuşakların yakınlarını tanıması için yapıldığını söylüyor. Çeşim dede, “Eskiden bir kişi öldüğünde ölen kişinin yakınları için konu komşu 3 gün boyunca yemek yapardı ki, onlar yas tutabilsinler acılarını yaşayabilsinler” diye anlatıyor. Dede Çeşim, Alevilerin kimi geleneklerini, törelerini unutmasını ya da kendi inancına uygun yapmamasını da Alevilikteki dede-talip ilişkisinin kopmasına bağlıyor. “Dedeler taliplerini ziyaret etmiyor. Talipler de sahipsiz ve töresiz kaldı. Onun için de maya bozuldu” diyerek yakınıyor.
Sevim KAHRAMAN/ELAZIĞ
Yoruma kapalı.