PİRHA- Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıkladığı yeni ortaöğretim modeline tepki gösteren İzmir Eğitim-Sen 6 No’lu Şube Başkanı İsmet Süzer, yeni sistemin gelişi güzel değil programlı, planlı geldiğini belirterek, “18 yıllık iktidarın en son geldiği kertedir. Bu sistemde bütün çocuklarımızı birer birer küçük Recep Tayip Erdoğan’a dönüştürme sistemidir” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Lisede Ne Yaptık?/Ortaöğretim Tasarım Tanıtım Toplantısı”nda eğitim sistemine ilişkin değişiklikleri geçtiğimiz günlerde açıklamıştı. Selçuk yeni düzenlemede liselerde ders sayısının azalacağını, Din Dersi, Tasavvuf Edebiyatı ve İslam felsefesi gibi derslerin zorunlu olacağını, matematik, tarih ve felsefe gibi derslerin ise seçmeli olmasına eğitimciler tepki gösterdi. Ders saatlerinin azalması öğretmenlerin norm fazlası haline gelerek mağdur edilecek.
“YASALAR KİŞİYE GÖRE UYGULANIYOR”
Eğitimcilerden açıklanan yeni sisteme tepkiler gelmeye devam ediyor. İzmir Eğitim-Sen 6 No’lu Şube Başkanı İsmet Süzer de açıklanan yeni eğitim sistemine tepki gösterdi. Süzer, gelişmiş toplumlarda oturmuş normların olduğunu, bu normların anayasa ve yasalarla belirlendiğini belirterek, “Bu normlar kişiye veya iktidara göre değişmez. Bu nedenle sistemleri oturmuştur. Oysa bizde norm olmadığı gibi yasalarda kişiye göre uygulanmaktadır. Bunun en güzel örneği İstanbul seçimlerinde verilen karardır. Kısaca bizde norm yoktur, dolayısıyla eğitim sisteminde de bir norm aramak veya oturmuş bir sistem aramak doğru değildir. Eğitim sistemimiz bundan bağımsız değildir” diye konuştu.
Türkiye’de iktidara gelen herkesin toplumu kendi siyasi ideolojisi doğrultusunda şekillendirmek istediğinin altını çizen Süzer, “Şu andaki eğitim sistemimiz milliyetçi, ırkçı, asimilasyoncu, cins ayrımcı ve ayrıştırıcıdır. Bu da bugünkü siyasi ve toplumsal sosyolojimizi ortaya çıkarmıştır” ifadelerini kullandı.
Süzer, yeni sistemin de eskiden faksız olduğu bu sistemle toplumu yeniden şekillendirme ve dizayn etme süreci olarak gördüğünü kaydetti.
Süzer, “Şimdi AKP’den önce eğitim sistemimiz iddialı olarak yetiştirmek istedikleri kişilik tipi aslında Deniz Baykal kişiliğidir. Yani herkes en az Deniz Baykal kadar milliyetçi ve en fazla onun kadar Müslüman ve Türk olmak zorundaydı. Şimdi ise ideal kişilik Recep Tayip Erdoğan’dır. Burada da herkes en fazla Recep Tayip Erdoğan kadar Türk ve milliyetçi en az onun kadar Müslüman olmak zorundadır deniliyor. Ortak payda da Türklük ve Müslümanlık olunca da diğer öğeler fazla önemsenmiyor. Yani kısacası bilimsellik teferruatta düşüyor.” dedi.
“YENİ SİSTEMDE FELSEFE, BİLİM, ANALİZ YOK BİAT VE İTAT ÜZERİNE OTURTULUYOR”
15 Temmuz’dan sonra KESK’in eylem gücünün kırılmaya çalışıldığını ve öğretmen kitlesinde bir sesizlik oluştuğunu söyleyen İsmet Süzer, ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ prensibinin geçerli olduğu bir dönemden geçildiğini belirtti. Süzer, “Bu dönemde de bizden istenen şey şu; bu modelde bilim yok analiz yok felsefe yok bu modelde biat et ve itat et üzerine oturtuluyor. Yani kısacası bize sorgulamayın biat edin rahat edin deniliyor. Getirmek istedikleri sistemin özeti budur” dedi.
“BUGÜNKÜ SİSTEME BİR BARİYER OLUŞTURAMIYORUZ”
Eğitim-Sen’in çabalarının önemli olduğunu ancak yetersiz kaldığının altını çizen Süzer, şöyle konuştu;
“Eğitim-Sen’deki eğilimlerde de Deniz Baykal kişiliğini oluşturan eğitimi yeterli gören güçlü gruplar var. Dolayısıyla devam edecek ama asimilasyonu görmeyen, ana dilde eğitimi anlatmayan sadece laikliği ön plana çıkaran bir çizgide şuanda durduğumuzda unutmamak gerekiyor yani aslında Eğitim-Sen olarak büyük bir bariyer oluşturamıyoruz bu günkü sisteme.
Eğitim-Sen’i Eğitim-Sen yapan tabi ki tüzüğüdür. Laik, bilimsel, ana dilde eğitimi savunmamız gerekiyor oysa biz şu haliyle özellikle sistemin bizim üzerimize baskı yapmasıyla birlikte biz anadildeki eğitimi vazgeçtik, bilimselliği de yutuyor gibi duruyoruz sadece şuanda laikliğe sarılmış pozisyondayız. Buda hem ilkelerimizden vazgeçmemizi hemde aslında mücadelenin doğru gitmemesini sağlıyor.”
“DERSLERLE ERDOĞAN KİŞİLİĞİNDE BİREYLER YETİŞTİRMEK AMAÇLANIYOR”
Yeni sistemin daha öncesi kredi sistemin süslenmiş hali olarak değerlendiren Süzer, “Dolayısıyla bu sistem yeni değildir, sadece burada ne öne çıkıyor, Din dersleri, tasavvuf edebiyatı gibi derslerle Recep Tayip Erdoğan kişiliğinde bulunan yeni bireyler yetiştirme amaçlı gelen bir eğitim sistemidir” diye konuştu.
“ÖĞRETMENLER ARASINDA REKABET OLACAK”
Seçmeli derslerde öğrencinin istediği öğretmeni seçme hakkının olduğunu dolayısıya bir öğretmende beş kişi toplanırlen bir diğerinde 60 öğrenci tolanacağını söyleyen Süzer, bununda öğretmenler arasında rekabete sebep olacağını ve öğretmenlerin iş barışının bozulmasına sebep olacağından endişeleneceğini belirtti.
Yeni sistemde ders saatlerinin azaltılmasınını da değerlendiren İsmet Süzer, “Bir çoğu norm fazlası pozisyonuna düşecek bu sistemle birlikte 70 bine yakın insan norm fazlası olacak. Dolayısıyla şuanda atanamayan öğretmenler sorunu dahada artacak. Yani 70 bini eritince dışarıdan öğretmen alamayacak ve buda eğitim sistemini doğrudan etkileyecektir” dedi.
Okullarda tatil zamanlarının değiştirilmesini ise renklendirme olarak değerlendiren Süzer, tatil zamanlarında ailelerin zorlanacağına dikkat çekti.
“PARANIZ YOKSA SİYASİ İKTİDAR SİZİ İSTEDİĞİ GİBİ ŞEKİLLENDİRECEKTİR”
Süzer, özel okuk sayılarının arttığını belirterek, kamuoyuna şunları söyledi;
“Biz kamuoyuna ve öğretmen arkadaşlara şunu söylüyoruz. Bu yeni model yeni değildir. Dahada karmaşıklığı artıracaktır çünkü bu sitemin 2023 vizyonu TEB MEB’in öğretmen meslek yasasıyla birleştirildiğinde özetle topluma şunu söylüyor. Devlet eğitimden elini çekecek. Eğer nitelikli ve bilimsel eğitim istiyorsanız özel okullara çocuğunuzu gönderin. Dikkat edilirse Narılıdere’de özel okullar devlet okulun sayısında daha fazladır. Dolayısıyla paranız yoksa siyasi iktidar çocuklarınızı istediği biçimde şekillendirecektir diyorlar. Zaten akademik eğitim veren Anadolu Liseler bu iki yıl içinde eritilecek ve kapatılacaktı. Sadece akademik bilgi veren liseler şu haliyle nitelikli liseler olarak adlandırdıkları birkaç Anadolu lisesi, Fen liseleri ve Sosyal bilimleri kalacaktır. Ayrıca bizim akademi eğitim dediğimiz yani pozitif bilimler veren İmam Hatip Fen Liseleri ve İmam Hatip Anadolu Liseleri açılacak ve çocuklar oraya yönlendirilecek.”
“18 YILLIK İKTİDARIN EN SON GELDİĞİ SON KERTEDİR”
Laik, bilimsel, ana dilde eğitimi savunacaklarını bunun için mücadele etmeye devam edecekelrini belirten İzmir 6 No’lu Şube Başkanı İsmet Süzer, “Aslında 17 yıllık iktidar bizi yavaş yavaş alıştıra alıştıra zamanı değil diyerek iyicene suyunu sıkıp ondan sonra bugünkü en san sistemi getirmiştir. Bu sistem MEB’den bağımsız değildir. Hiçkimse kendisini aldatmasın bu sistem gelişigüzel gelmemiştir programlı, planlı gelmiştir. 18 yıllık iktidarın en son geldiği kertedir. Bu sistemde bütün çocuklarımızı birer küçük Recep Tayip Erdoğan’a dönüştürme sistemidir” diye konuştu.
Semra ACAR/İZMİR
Yoruma kapalı.