PİRHA- Maraş Katliamı tanıklarından Aziz Öğüt, o dönem yaşadıklarını ve hafızasında kalanları Pir Haber Ajansı’na anlattı. Öğüt, “Bizim evin de her tarafında kurşun izleri vardı. Hatta bizim evin kurşunlamasına tanık olan bazı kişiler, ‘senin evine silahla ateş eden seninle beraber iş yaptırdığın adam’ dediler. Biz adama ekmek yediriyoruz para kazandırıyoruz ama böyle bir şeyde ilk kurşunu bize o adam sıktı” diye konuştu.
19-26 Aralık 1978’de gerçekleştirilen Maraş Katliamı’nın 40’ncı yılında, katliamın tanıklarından Aziz Öğüt, katliama ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cenazelerin katledilerek üst üste atıldığını ifade eden Öğüt, ölü sayısının resmi rakamların aksine çok daha fazla olduğunu belirtti.
“DUMANLARI GÖRÜYORDUK, SİLAH SESLERİNİ İŞİTİYORDUK”
Maraş Katliamı’nda traktör acenteliği işi yaptığını söyleyen Öğüt, 2 öğretmenin katledilmesi ile saldırıların geliştiğini belirtti. Katledilen öğretmenleri uğurlamak için bir araya gelen kitleye Ulu Camii civarında taşlarla saldırıldığını belirten Öğüt, “Bizim de olduğumuz o kalabalıkta katledilen solcu öğretmenleri uğurlamak için gelen 5000 kişinin üzerinde insan vardı. Cenazeler kaldırılırken yukarıdan kalenin orada Ulu Cami civarında geçişimizi bekleyen saldırganlar ellerine ne geçerse, taşlarla beraber bize fırlatıyorlardı. Bu saldırı karşısında bir anda millet etrafa kaçışıp darmadağın oldu” dedi.
Öğüt konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Teyzemin kızının eşi Mehmet Başıbüyük de yanımdaydı bir taş da onun ayağına geldi. Onun koluna girip oradan götürdüm. Bu olayın ardından haberi alan rahmetli babam Hasan Öğüt bizim acente dükkanının önünde oturup bizi bekliyordu. Bizi görünce telaşlandı. ‘Sakın ha burada durmayın artık, kız kardeşin Elif’i ve oğlunu da al, çocuklarla birlikte köye gidelim’ dedi. ‘Baba niye böyle telaş yapıyorsun, orada bir olay oldu, biter gider.’ dedim. ‘Yok dedi bir şeyler olabilir sen çabuk yürü çıkalım’ dedi. Biz de onunla beraber kardeşim Elif ve çocukları evden alıp beraber köye gittik. Babam rahmetli çok öngörülü bir insandı. Ertesi gün katliam başladı. Onun o uyarısı olmasaydı. Belki bizim aileden birçok kişi bugün hayatta olmayacaktı. Onun öngörüsü ile bugün hayattayız. O akşam köyde kaldık. Sonra ne olduğuna dair haber almamıştık. Sabah oldu biz köyden Maraş merkeze gidip dükkanımızı açacaktık. Tabi biz bilmiyoruz ki ortalık karışmış, katliamlar başlamış. Biz dükkana gitmek isterken Kara Maraş Mahallesi’nin girişinde askerler önümüzü kestiler, bizi oradan öteye bırakmadılar. Askerler önümüzü kesti ama yanan evlerin dumanlarını görüyorduk, silah seslerini duyuyorduk.”
“MEHMET MENGÜCEK ÇATIŞMADA DEĞİL, GÖZALTINDA KATLEDİLDİ”
Maraş direnişinin baş aktörlerinden birisi olan Mehmet Mengücek’in orada halkı kurtarmak adına mahalleye girerek saldırganlarla mücadele ettiğini ve askerler tarafından yakalandığına tanık olan Öğüt, sonrasında katledildiğinin haberini alıyorlar.
Askeri hava alanında bulunan araçların orada çadır kurduğu ve hiç bir şey olmamış gibi dolaştığının altını çizen Öğüt, “Biz orada şehrin giriş noktasında beklerken Mehmet geldi. Mehmet Mengücek 9 kız kardeşin tek erkek kardeşi ve Yolboyu köyünün muhtarıydı. Katliam haberini duyunca kız kardeşinin düğününü bırakıp oraya gelmişti. Askerler bırakmamasına rağmen Mehmet yardımcı için gelen bir kaç yoldaşıyla beraber orada taşlı yollardan Namık Kemal Mahallesi’ne doğru gitti. Mehmet yakalanmamak için engebeli bir yerden yere yatıp yuvarlana yuvarlana karşı tarafa geçti ve epey ilerledi orada. Bir süre silah seslerinin geldiği ve dumanların çıktığı yöne doğru giderek saldırganlarla mücadele ettiler. Sonra Askerler Mehmet’i yakalayıp asker aracına aldılar. En son askerlerin götürdüğünü gördük ama sonra duyduk ki Mehmet öldürülmüş. Mehmet orada askeri cemse aracına bindirildi ama nasıl öldürüldü tabii tam olarak bilmiyoruz. Fakat Alevilerin yoğun yaşadığı Kara Maraş’ın içinde ortalık kadın, çoluk çocuk çığlıklarıyla inliyordu. Kadınlar çoluk, çocuğunu kucağına almışlar korkudan tir tir titriyorlar. Kaçışan insanların her biri diğerine çarpıyor, ‘ne yapacağız yardım edin’ seslerini duyuyoruz.”
“ İNSANLAR OTOBÜSLERLE KAÇIRILARAK KATLİAMDAN KURTARILDI”
Öğüt, “Yol, Su, Elektrik (YSE) Müdürü Fevzi Onaç tarafından getirtilen sarı otobüslere bindirilen kadınlar, çocuklar ve yaşlılar civardaki Alevi köylerine bırakıldı. Biz gençler geri kalanları kurtarmak için döndük. Biz geri dönerken bizimle beraber otobüste o zaman katledilen Abbas Karakız da vardı. Çokyaşarlar Köyü’nün durağı civarında geldiğimizi gören Hasan isminde bir arkadaşımız bizi durdurup; ‘yol kapalı, sizi yakalarlar, bırakmazlar, girmeyin o tarafa’ dedi. Ama Abbas ve onunla beraber bazı arkadaşlar dönmeyi reddedip yürüyerek karşı tarafa geçmek için Çakallar Köyü civarından gittiler. Sonra dan onlara da silah sıkıldığını öğrendik. Abbas’ı orada karşıya geçemeden katlettiler” diyen sözleriyle o an yaşadıkları dramı anlattı.
“EV SAHİBİ TARAFINDAN EŞYALARI YAĞMALANDI”
Öğüt, sözlerinin devamında bir çok evin yağmalanarak yakıldığını ifade ederek şöyle konuştu:
“Daha sonra olaylar durunca biz Maraş’a iş yerlerimize gittik ki her yer darmadağın edilmiş, her şey yağmalanmış. Duvarlara 3 hilal işaretleri yapmışlar. Ondan sonra eve gittik ki, bizim evin girişinde de bir kare şeklinin içine 3 yazmışlar. Yani buradaki 3 ev yağma edilebilir, Aleviler katledilebilir anlamında. Sonra kız kardeşime gittik evinde hiçbir şey bırakmamışlar. Sadece kapının arkasında bir buzdolabı kalmış. Sonra sıkıştırınca öğrendik ki kendi ev sahibi tarafından evin eşyaları yağmalanıp bağ evine götürülmüş. İşte sonra biz öğrenince bir kısmını verdiler. Velhasıl o süreçte maddi ve manevi çok büyük sıkıntılar ve acılar yaşandı.”
“BİZİM İÇİN MÜCADELE EDEN İNSANLARA SAHİP ÇIKAMADIK”
“Sonra bu kadar mücadele verip bir sürü çoluk çocuk, kadınların kızların hayatını kurtaran Fevzi Onaç’ı ‘sen niye yardım ettin’ diyerek hapse atıp, işkenceler yaptılar. Birçok masumun hayatını kurtaran Fevzi Onaç gibi birine insanlarımız daha fazla sahip çıkmalıydı” diyerek eksik kaldıklarını hatırlatan Öğüt, katliam acılarını halen hissettiğini söyledi.
“MARAŞ’IN ACISINI BİREBİR YAŞIYORUM”
Öğüt konuşmasının sonunda ise şunları vurguladı:
“Maraş Katliamı’nda katledilenler içerisinde Musa Funda benim samimi dostumdu. Bizim evin hemen yanında oturuyordu. Ailesinin bir çok ferdi katledilen Musa, Suna ve bizim ev böyle üçken şekilde paraleldi. Musa Suna’nın evi ile Musa Funda’nın evi birbirine yakındı. Musa Funda saldırı haberini alınca Musa Suna’nın çocuklarını kurtarmak için onların evine yardıma gidip kendini feda etti. Bizim evin de her tarafında kurşun izleri vardı. Hatta bizim evin kurşunlamasına tanık olan bazı kişiler; ‘senin evine silahla ateş eden seninle beraber iş yaptırdığın adam’ dediler. Biz adama ekmek yediriyoruz para kazandırıyoruz ama böyle bir şeyde ilk kurşunu bize o adam sıktı. Bu nedenle artık Maraş’ta durmak istemedik. Daha sonra zaten orada canını kurtarabilen herkes gitti. Ama halen orada yaşadıklarımızın üzerimizde etkisi var. Benim gözümün önüne geldiği zaman ben halen Maraş’ın acısını bire bir yaşıyorum.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
MEHMET MENGÜCEK
FEVZİ ONAÇ
Yoruma kapalı.