PİRHA – Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri , 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Ülkenin İşçileri ve emekçileri ancak bölge halklarına acıdan başka bir şey vermeyen paylaşım savaşlarına karşı barış içinde bir arada yaşama talebiyle, baskı zulüm ve zorbalığa karşı da halk demokrasisi için mücadele ederek kazanacaklardır” ifadeleri yer aldı.
Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin Seyit Rıza Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya siyasi parti, sendika temsilcileri, HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü katıldı.
Açıklamayı okuyan İHD Dersim Şubesi Başkanı Gürbüz Solmaz, şunları kaydetti:
“1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle barışın egemen olduğu bir dünyada yaşamak istediğimizi bir kez daha belirtmek istiyoruz. Barış hakkı bir insan hakkıdır. Dayanışma haklarındandır.
1939 da Nazi Alman ordularının Polonya’ya saldırarak; dünyanın gelmiş geçmiş en kanlı, en yıkıcı savaşı başlattığı gününün yıldönümü. Milyonlarca insanın ölmesine ve sakat kalmasına neden olan bu emperyalist savaşın sonrası, faşizm Avrupa’da yenildikten sonra 1 Eylül Dünya Barış Günü olarak ilan edilmiştir.
1945 yılında kabul ve ilan edilen Birleşmiş Milletler Şart’ın Giriş bölümü ile 1 ve 2. Maddelerinde, barış ve insan hak ve özgürlüklerine saygıyı güçlendirme amacı vurgulanır. BM İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan ve 10 Aralık 1948 tarihinde kabul ve ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin başlangıç maddesi ile 28. maddesinde barış ve barışın temellendirileceği uluslararası ve ulusal sosyal düzenlerin, bu bildiride yer alan haklara ve özgürlüklere dayanması gerekliliği vurgulanır. Bildiri’de barış hakkının kutsallığı ve bu hakkı korumanın ve uygulanmasını sağlamanın da devletler için bir yükümlülük olduğu vurgulanır.”,
“BARIŞ TALEBİNİN; EKONOMİK, SOSYAL, KÜLTÜREL HAKLAR İLE DE İLİŞKİSİ BULUNMAKTADIR”
“Barış talebinin, medeni ve siyasi haklarla (yaşam hakkı, işkence yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü vb.) olduğu kadar; ekonomik, sosyal ve kültürel haklar (çalışma hakkı, konut hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, dil hakları) ile de ilişkisi bulunmaktadır. Aynı zamanda BM Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesinin 1. Maddeleri, halkların kendi kaderlerini tayin hakkını bir insan hakkı olarak kabul ve ilan eder. Türkiye bu sözleşmelerin 2003 tarihinden beri tarafıdır” diye konuşan Solmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanlar arasındaki ekonomik, sosyal ve her türden eşitsizlikler, hakların ve özgürlüklerin tanınmayışı, savaşların ve çatışmaların temel sebebidir. O nedenle, her şart altında ve dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklara ve özgürlüklere dayalı olarak sağlanabileceği düşüncesindeyiz. Dünyadaki bütün çatışma bölgelerinde çatışmaların temelinde genellikle hak ve özgürlük taleplerinin bulunduğu gözlenmektedir.
Türkiye çoğulcu etnik, dilsel, dinsel ve kültürel dokuya sahiptir. İnsanı ve doğayı temel alacak bir bakış açısı, hukuksal düzenlemelerin de bu çoğulcu dokuyu hak temelli olarak yansıtmasını gerektirir.”
“1 EYLÜL; BÖLGEDE BARIŞ, ÜLKEDE DEMOKRASİ İÇİN DAYANIŞMA GÜNÜ OLSUN”
İHD verilerine göre kayıpları açıklayan ve Dersim’deki orman yangınlarına değinen Solmaz, şöyle konuştu:
“Kalıcı barış için çatışma nedenleri ortadan kaldırılmalıdır. Bunun için ilk yapılması gereken çatışmaların durması, sona erdirilmesi, diyalog yollarının açık tutulması, insan hakları ve demokrasi eksenli çözüm arayışlarına imkan sağlanmasıdır.
Ülkenin İşçileri ve emekçileri ancak bölge halklarına acıdan başka bir şey vermeyen paylaşım savaşlarına karşı barış içinde bir arada yaşama talebiyle, baskı zulüm ve zorbalığa karşı da halk demokrasisi için mücadele ederek kazanacaklardır.
Ortadoğu’da emperyalist ve işbirlikçi güçlerin saldırgan politikaları ancak bölge halklarının eşit ve özgür olarak bir arada yaşayacağı bir düzen mücadelesiyle durdurulabilir.
1 Eylül Dünya Barış günü bölgede barış ülkede demokrasi için dayanışma ve birliğimizi gösterdiğimiz gün olsun.”
Solmaz, Kutudere bölgesinde devam eden orman yangınına değinerek, “Önce havadan müdahale edileceği söylendi ancak güvenlik bölgesi olması nedeniyle yangına müdahalenin edilemeyeceği bildirildi. Yangın yayılarak devam ediyor” dedi.
DERSİM/PİRHA
Yoruma kapalı.