PİRHA – Cezaevleri’nde tutuklu ve hükümlü bulunanların İnanç hizmeti için sadece Diyanet İşleri Başkanlığı’nın muhatap alınmasıyla Alevilerin ve diğer inançlardaki mahkûmların varlığının yok sayılması meselesini HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen meclise taşıdı.
HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, cezaevlerinde sadece Sünni mahkumlar için görevlendirilen hocalar tarafından verilen inanç hizmetini ve diğer inançtan kesimlerin mahrum edilmesini, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi.
“BAŞKA İNANÇLAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR”
Önergede şunlar belirtildi:
“10 Şubat 2011 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında imzalanan protokolün ardından cezaevlerinde vaizler görev yapmaya başladı. Bu kapsamda görevlendirilen hocalar sadece İslam’ın Sünni mezhebine hizmet ettikleri için cezaevlerinde başka inançlarda olan tüm mahkûmlar görmezden gelinmiştir.
Bu anlamda bu toprakların kadim inançlarından biri olan Alevi inancındaki vatandaşların, Sünni mahkûmlara sunulduğu gibi kendileri için de talep ettikleri inanç hizmeti, mütemadiyen reddedilerek ciddi bir hak ihlali yapılmaktadır.
“ALEVİ VE DİĞER İNANÇTAN KİŞİLERİN VARLIĞI YOK SAYILIYOR”
İnanç hizmeti için sadece Diyanet İşleri Başkanlığı’nın muhatap alınmasıyla Alevilerin ve diğer inançlardaki mahkumların varlığı yok sayılmaktadır. Bu nedenle şu an Manevi Rehberlik Hizmetleri Birimi ile 360 cezaevinde 75’i kadın olmak üzere 680 din görevlisi, mahkumlara manevi destek hizmeti sunulurken, diğer inançlardaki mahkumların bu ihtiyacının karşılanmasına asla müsaade edilmemektedir.
Bu hakkın Sünni vatandaşlarımıza sunulduğu 2011 yılında beri Alevi mahkumların da yıllardır böyle bir talebi söz konusudur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı tanınması gerektiği kararı da dikkate alınarak, Alevi mahkumlara kendi inançlarını tutukluluk süreçleri içerisinde yaşayabilmelerinin önünün açılması bir sosyal hukuk devletinin en temel görevlerinden birisi olmalıdır.
“HER MAHKUM BAĞLI BULUNDUĞU OCAKTAN KİŞİYLE GÖRÜŞMELİ”
Alevi İnancı gereği her talip kendi dahil olduğu ocağın DEDE’sine veya ANA’sına bağlıdır. Bu nedenle Alevi mahkumlar Diyanet’in atadığı vaizlerle inançlarının gereğini yerine getiremeyeceği gibi, rastgele görevlendirilen DEDE’lerden veya ANA’lardan da bu hizmeti alamayacakları için her mahkumun bağlı bulunduğu ocağın DEDE’leri ve ANA’ları veya mahkumların kendileri tarafından belirlenen DEDE’lerle veya ANA’larla bu ihtiyaçları yerine getirilmelidir.
Özen, bu bağlamda Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
- 10 Şubat 2011 yılından itibaren bugüne kadar cezaevlerinde bulunan Alevi mahkûmların inancının gereğini yerine getirebilmesi için ocaklarına bağlı bulundukları DEDE’leriyle veya ANA’larıyla görüşme talepleri neden reddedilmektedir?
- Alevi ve diğer inançlardaki mahkûmların da Sünni mahkûmlar gibi inanç hizmetinin karşılanması için herhangi bir planınız var mıdır? Varsa bunlar nelerdir? Yoksa sadece bir inanç için tahsis edilen bu uygulama aleni bir ayrımcılık değil midir? İSTANBUL/PİRHA
Yoruma kapalı.