PİRHA- MEB’in hayata geçirmeye çalıştığı performans değerlendirme sistemine ilişkin Eğitim- Sen Mersin Şubesi’nde Şube Başkanı Sinan Muşlu basın açıklaması yaptı.
Eğitim- Sen Mersin Şubesi’nde Şube Başkanı Sinan Muşlu, MEB’in hayata geçirmeye çalıştığı performans değerlendirme sistemine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Muşlu, ‘Kamuda performans değerlendirmesine dayalı, esnek ve güvencesiz bir istihdam sistemi oluşturmak, iktidarın uzun süredir gündemini oluşturuyor” dedi.
Açıklamada, “6 Temmuz 2012 tarihli resmi gazetede yayımlanan 10. Kalkınma Planı (2014-2018) içinde kamu istihdam rejimi ile ilgili olarak belirlenen iki hedeften (esnek çalışma ve işlevsel performans değerlendirmesi) biri olan performans değerlendirme uygulamasının Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bütün öğretmenlere yönelik olarak uygulanması için hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı ve MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ‘Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik İş ve İşlemleri Yönetmeliği’ taslağı hazırlandı.
MEB’in hayata geçirmeye çalıştığı performans değerlendirme sisteminde öğretmenler, her yıl öğrenci, veli ve eğitim yöneticilerinin değerlendirmesi ile karşı karşıya kalacak. Bakanlık 4 yılda bir düzenleyeceği sınavla öğretmenlerin ‘mesleki yeterliliklerini’ ölçecek.
Öğretmenlere verilecek performans puanının, yüzde 25’ini müdür notu, yüzde 15’ini veli notu, yüzde 15’ini öğrenci notu, yüzde 20’sini zümre öğretmenlerinin notu, yüzde 15’ini diğer öğretmenler ve yüzde 10’unu da öz değerlendirme puanı oluşturacak. Öğretmenlerin sınava girdikleri yıl performans puanlarının yüzde 30’unu sınav notu oluşturacak.”
’Öğretmen yetiştirme ve atama sistemini ‘Performans’, ‘Rekabet’, ‘Verimlilik’, ‘Kariyer’, ‘Kalite’ vb gibi piyasacı kavramlar üzerinden oluşturmak isteyen MEB’in piyasada faaliyet yürüten bir ticari işletme gibi hareket ettiği belirtilerek, ‘İnsan Kaynakları Yönetimi’ anlayışını referans alan mevcut zihniyetiyle ne öğretmenlerin, ne de eğitimin niteliğini yükseltmesi mümkün değildir” vurgusu yapıldı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Öğretmenlerin gelişimi ve mesleki yeterliliklerinin sağlanmasının temel koşulu, onların yaptıkları işi anlamlı bulmalarına, mesleki özerkliğe sahip olmalarına, okul ikliminin sağlıklı, özgür ve demokratik olmasına bağlıdır. Bu temel özelliklerin olmadığı bir ortamda, eğitime ilişkin her soruna eğitim biliminin değil, iktidarın siyasal ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşan bir anlayışla öğretmenlerin ve eğitimin niteliğinin artmasını beklemek mümkün değildir.
MEB’in iddia ettiği gibi ‘öğretmenlerin niteliğini arttırmak’ ve ‘mesleki yeterliliklerini ölçmek’ hedefi ile bütün öğretmenlerin dört yılda bir merkezi sınava tabi tutulması uygulamasını bağdaştırmak mümkün değildir. Böylesi bir uygulama ile ne öğretmenlerin niteliğinin arttırılması, ne de mesleki yeterliliklerin objektif olarak değerlendirilmesi söz konusudur.
MEB’in mevcut haliyle uygulamayı düşündüğü, öğretmen, öğrenci ve velilerin hepsinin değerlendirme sürecine dahil edildiği şekliyle bir performans değerlendirme uygulaması dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmamaktadır.
Performans ve Sınav değerlendirmesinin sonuçlarının kullanımı açısından da MEB’in öngördüğü işlevlere bırakın benzer yakın bir örnek dahi her hangi bir ülkede mevcut değildir.
Sonuç olarak ; “Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik İş ve İşlemleri Yönetmeliği” taslağı, öğretmenlik mesleğinin statüsü ve öğretmenlik mesleğinin toplumsal algısında derin ve telafisi mümkün olmayan olumsuz sonuçlar yaratacaktır. Performans değerlendirme sisteminin iş güvencemizi ortadan kaldıracağı, öğretmenin öğrenci ve veli ile olan ilişkilerini ise müşteri memnuniyeti düzlemine taşıyacağı bilinmektedir. Bu yönetmeliğin, öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin gelişmesine katkı sunmak yerine iş barışının bozulması, mesleki dayanışmanın zayıflaması, okul ortamında öğretmenlik mesleğinin toplumsal rolü ve değerinde aşınma yaratması gibi pek çok yeni sorun ve sonuç yaratacağı kesindir. Performans ve öğretmenlerin zorunlu olarak her dört yılda bir girmek zorunda bırakılacağı sınavın bizlere dayatılması; MEB’nin eğitim alanında yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine var olan sorunları çoğaltıp gerçek sorunları çözme niyeti ve iradesine sahip olmamasının sonucudur.”
MERSİN
Yoruma kapalı.