Alevi Haber Ajansi

Rumelifeneri’nin içindeki Sarı Saltuk’a sahip çıkma çağrısı-VİDEO

PİRHA- İstanbul’da Marmara ile Karadeniz’in kesiştiği Rumelifenerinin içinde Alevilerin önemli olan Sarı Saltuk türbesi bulunuyor. 1263 yılında burada Rumeli’ye gittiğine inanılan Sarı Saltuk’un bu kültürün en önemli simgelerinden biri olduğunu söyleyen Araştırmacı Yazar Ayhan Aydın, Saltuk’u Balkanların Hacı Bektaşı’ı olarak tanımlıyor.

Rumeli Hisarı Mahallesi İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan Sarıyer ilçesinde Rumelihisarı semtine bağlı.

Alevi ocak ve ziyaretlerinden biri olan ve en önemlisi Dersim’de bulunan Sarı Saltuk’un bir nişangahı da İstanbul Sarıyer Rumelihisar’da fenerin içinde yer alıyor. Karadeniz ve Marmara’nın kesiştiği bir noktada yer alan Sarı Saltuk türbesinin birçok düşünce ve inanıştan ziyaretçisi bulunuyor.

İstanbul Rumelihisarı’nda Karadeniz ve Marmara Denizi’nin kesiştiği bir noktada Rumelifeneri’nin içinde bulunan Alevilerin inanç merkezi Sarı Saltuk türbesini Derveş Cemal Ocağı mensubu İmam Yılmaz, Şıx Delil Berxecan Ocağı mensubu Haşim Turhan ve Araştırmacı-Yazar Ayhan Aydın ziyaret ederek çerağlar uyandırıldı.

Rumelihisarı’nda bir deniz feneri içinde yer alan Sarı Saltuk türbesinde ilk defa çerağ uyandıran Derveş Çemal Ocağı mensubu İmam Yılmaz, Şıx Delil Berxecan Ocağı mensubu Haşim Turhan ve Araştırmacı-Yazar Ayhan Aydın  PİRHA’ya konuştu.

KARADENİZ VE MARMARA’NIN KESİŞTİĞİ NOKTADA

Derveş Cemal Ocağı mensubu İmam Yılmaz, “Burada yer alan Sarı Saltuk türbesi ve nişangahı konum olarak Karadeniz ile Marmara Denizi’nin kesiştiği bir noktadır. Denizde yolunu kaybeden ve darda kalana yardımcı olmuş yol göstermiştir. İlmi, yolu, irfanı ve ehlibeyti öğretmek için onlara bir nevi fener olmuştur” diye konuştu.

Sarı Saltık türbesinin konumuna baktığımızda burada çok az sayıda yol talibinin kaldığını görüyoruz” diyen Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:

“Sarı Saltuk türbesinin burada olması çok eskilere dayanıyor. Bir fenerin içinde yer alması çok önemli ve anlamlıdır. Buraya çok canımız ziyarete geliyor. Bu nedenle buraya bir cemevinin yapılması bizlerin arzusudur. Bu türbede bir cem yapılmıyor. Burası çevredeki esnaf ile komşuların koruması ve denetiminde. Sarı Saltuk türbesinde hizmet verecek bir dede ve talip bulunmuyor. En büyük eksilikte budur. Keşke bir imkan olsa da bunu gerçekleştirsek. Türbeye farklı görüş ve inançtan insanlar da geliyor. Sarı Saltuk’un kim olduğunu Sünni canlarımız da bizim kadar biliyorlar. Sadece gelen canların lokmaları pay ediliyor.”

SARI SALTUK TÜRBESİ’NDE İLK KEZ ÇERAĞ UYANDIRILDI

Yılmaz’dan sonra söz alan Dersim Şıx Delil Berxecan ocağına mensup Haşim Turhan ise bize Sarı Saltuk türbesinde gerçekleştirdiği ritüelleri şu şekilde ifade etti:

“Bugün ilk kez burada delil ve çerağ uyandırıldı. Daha önce sadece niyazlaşmak için geliniyordu. Bir Newroz gününde burada olup bu ritüeli gerçekleştirmek bizler için anlamlıdır. Kendimizle Sarı Saltuk türbesinin Tacı Şerifine bir lale getirdik. Bu lale sevgiyi ve baharın gelişini temsil ediyor. Tacı Şerif 12 dilimden oluşuyor. Tacı Şerifteki 12 dilim 12 İmam’ı temsil ediyor. Gül suyumuzu Allah, Muhammet ve Ali aşkına döktük. Gülsuyunu mistik ve tasavvuf manasındadır. Enerjisi güçlüdür. İnsanlar gülsuyu döktüğünde bedenindeki enerjiyi ortaya çıkarır. Bir de Sarı Saltuk Türbesine biberiye yağı döktük. Biberiye yağı ise kutsal mekanların bulunduğu coğrafyada enerjinin yayılması ve ortamın dengelenmesi için yapılan bir ritüeldir. Bir de Şahkulu Sultan Dergahı türbesinden teberik getirdik. Pirden pire armağan olarak alıp bu pirimizin bahçesine getirdiğimiz teberiği bir ritüel olarak koyacağız. Ve son olarak Allah, Muhammet, Ali adına çerağımızı uyandırdık.”

SARI SALTUK’UN YEDİ YERDE MAKAMI BULUNUYOR

Araştırmacı Yazar Ayhan Aydın’da Sarı Saltuk’a ilişkin bilgiyi verdi:

“Sarı Saltuk 1263 yılında burada Rumeli’ye gittiğine inanılan ve bu kültürün en önemli simgelerindendir. Sarı Saltuk sadece Anadolu’da değil özellikle Balkan coğrafyasında alperen ve eren bir kimliktir. Balkanlar’da ana olarak yedi yerde makamı var. Türkiye’de de en az yedi yerde mekanı var. En bilindik mekanı Dersim Hozat’takidir. Ancak İstanbul’da bulunan makamı çok eskiden bilinmiş olsa bile Alevi Bektaşi camiası çok yakın bir dönemde fark edebildi. Yaygın söylentiye göre Selçuklu döneminde İzzettin Keykavus döneminde yaşadığına inanılan Sarı Saltuk burada Çepni boyları ile birlikte Rumeli Feneri’nden hareket ederek Karadeniz üzerinden bugünkü Romanya’nın Babadağ dediğimiz bölgesine gittiğine inanılıyor ve söyleniyor. Ancak tek başına gitmemiş. Kendi çevresindeki muhipleri, talipleri, gönüldaşları ve yol arkadaşları ile gitmiş. Böylece bir oba olarak gittiğini anlıyoruz. Sarı Saltuk’un bugün bulunduğu bu nokta aynı zamanda denizcilik açısından da çok önemli bir yerde bulunuyor.”

Denizcilerin yardımına koşan biri olduğuna da inanılan Sarı Saltuk’un Rumelifeneri’nin içinde bir makamının da yer aldığını söyleyen Aydın, “Makam ulu erenlerin bir dönem kaldığı, eğlendiği ve onlarla anılan zaman geçirdiği yere onların anısını yaşatmak adına sonradan yapılmış ve türbe işlevi gören yerdir. Burası da Sarı Saltuk’un ayak basıp Karadeniz’e açıldığı yer olarak biliniyor. Burası İstanbul’daki en önemli makamıdır. Sarı Saltuk menkıbesi  yüzyıllarca Anadolu ve Balkanlar’da birliğin, dirliğin, hoşgörünün, barışın simgesi olmuştur” dedi.

Aydın, Sarı Saltuk’un bunun dışındaki makamlarını ise şöyle sıraladı:

“Sarı Saltuk karizmatik ve güçlü bir önder olduğundan gittiği ve ayak bastığı yerlerde Hristiyan’ı ile Müslüman’ı ile ziyaret edilen türbelere sahiptir. En belli başlıları Bulgaristan’da Kaliagra Varna’ya yakındır. Kaliagra burnunda Sarı Saltuk makamı vardır. Osmanlı arşivlerinde de burada yaşadığı ve tekkesi olduğunu görebiliyoruz. Makedonya Ohrid’de Sveti Naum dünyanın en eski manastırında da Sarı Saltuk’un bir süre kaldığı ve orada saygıdan dolayı ona makam vererek ismini zikrediyorlar. Arnavutluk’ta Kurye kentinde bir mağarada, Kosava’da İpek Şehrinde, Bosna-Hersek’te Bilagay’da makamları var. Tüm makamları suya yakınlığı ile dikkat çekmektedir. En önemli ziyaret yerlerinden biri Romanya’daki Babadağ’dır.”

“BALKANLARIN HACI BEKTAŞ’I SARI SALTUK’TUR”

Sarı Saltuk’un Selçuklular zamanında yaşamış ve halk hareketinin en büyüğü olan Babailer İsyanı’nın içerisinde Barak Baba’nın piri olarak ön plana çıktığını söyleyen Aydın sözlerini şöyle sürdürdü:

“Balkan bölgesinde en yaygın inanç olduğu için Balkanların Hacı Bektaş’ı Sarı Saltuk’tur. Sarı Saltuk adına çok eser yayınlanmıştır. İlk büyük derleme Cem Sultan tarafından yapılmıştır. Cem Sultan Rumi isimli vezirine bir görev vererek yedi yılda Sarı Saltuk ile ilgili bütün söylenceleri derleyip Saltuk Nameyi çıkarmıştır. 200 yıl sonra yazılan bir eser olduğuna göre birçok rivayetler ve konularda buraya girmiştir. Sarı Saltuk il ilgili çok bilgi olmadığından bazıları onun kimliğini değiştirerek Sünni bir kimliğe büründürmek istiyor. Namazında, orucunda, niyazında bir insan olarak gösterilmek isteniyor. Ancak tarihi gerçekler ile bu uyuşmuyor. Çünkü o atı ile darda ve zorda kalan insanlara gidip yardımcı olan bir önderdir. Dolayısı ile kimlik değiştirilmeye çalışılıyor.”

“SAHİP ÇIKMAZSAK İNANÇ MERKEZLERİMİZ ELİMİZDEN ALINACAK”

Sarı Saltuk’a sahip çıkılması çağrısında bulunan Aydın, “Sarı Saltuk’un kimliğinin değiştirilmesi ve asimile edilmeye çalışılması Alevi Bektaşi tarihinin de en ciddi şekilde darbe yediği noktalardan birisi olacaktır. Yunus Emre ve diğerlerinde böyle oldu. Eğer toplumumuz, derneklerimiz, vakıflarımız, aydınlarımız, yazarlarımız akıllarını başlarına almazlarsa daha çok darbeler yiyeceğiz. Ve kendi inanç merkezlerimiz ve mekanlarımız elimizden teker teker çıkacaktır. Sarı Saltuk Alevilerin Hızır’ıdır. Çünkü Sarı Saltuk zalimin ve zulmün karşısındadır. Bugünde zulüm günlerindeyiz” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak