PİRHA – 15 aydır tutuklu olan Selahattin Demirtaş’ın üç günlük savunmasından sonra mütalaasını veren savcı, tutukluluk halinin devamını istedi. Demirtaş, “Barış olsaydı 15 Temmuz olmazdı. Çünkü biz yapacağımız siyasi çalışmalarla Türkiye’nin barışını sağlayacaktık” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu davanın ikinci duruşması 3’üncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde kurulan duruşma salonunda başladı.
SAVCI, TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ
15 aydır tutuklu olan Selahattin Demirtaş’ın üç günlük savunmasından sonra mütalaasını veren savcı, tutukluluk halinin devamını istedi.
HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu davada verilen öğle arasının ardından dosyaya gelen yeni evraklar ve müzakereye verilen cevaplar okundu. Ardından iddia makamı tutukluluk halinin devamı yönünde mütalaasını sundu.
Savcı, 15 aydır tutuklu olan Demirtaş’ın savunması için süre verilmesini, mevcut kuvvetli suç şüphesinin bulunması, atılı suçların katalog suçlardan olması, CMK 100 ve devamı maddeler gereğince tutukluluk halinin devamını istedi. Avukatların mütalaaya karşı savunmalarını sürdürüyor.
Bugünkü duruşmada Demirtaş’ın savunması sona erecek ve mahkeme taleplere dair ara kararını verecek.
Mahkeme başkanı duruşmanın önceki günlerinde darbe davalarına bakan heyet olduklarını hatırlatarak, Pazartesi günü darbe davaları olması sebebiyle Demirtaş’ın duruşmasını uzatamayacaklarını söylemişti.
50 AVUKAT DURUŞMAYI İZLİYOR
HDP milletvekilleri ile yaklaşık 50 avukat duruşmayı izliyor. Duruşmaya başlanmadan önce mahkeme başkanı dün Demirtaş’ın duruşma salonundan servis edilen fotoğrafları için avukatlara sitemde bulundu. Mahkeme başkanı “Bunu bir avukat arkadaşa yakıştıramıyorum” diyerek, avukatların cep telefonlarını duruşma sırasında çıkarmamalarını istedi.
Mahkeme Başkanı daha sonra dosyanın tamamının taralı olarak içinde yer aldığı 3 DVD’yi Demirtaş’a teslim etti. Demirtaş, duruşmanın ilk gününde dosya eklerini görmediğini, talep etmesine karşın verilmediğini, verildiğinde de ücret talep edildiği söylemişti. Mahkeme başkanı bunu hatırlatarak, “200 TL kardasınız” diye espri yaptı. Demirtaş bu ekleri incelemek için zaman talep edeceğini dile getirdi.
Demirtaş daha sonra savunma yapmaya başladı.
“BARIŞ OLSA 15 TEMMUZ OLMAZDI”
Demirtaş, “Çünkü biz yapacağımız siyasi çalışmalarla Türkiye’nin barışını sağlayacaktık. En çok korktukları şey buydu. Barış içinde bir Türkiye’yi kim yıkabilir. Cemaati de silip süpürür atardı böyle bir Türkiye. Hiçbir yere sızamazdı. 15 Temmuz olmazdı. Türkiye zayıf düşmeseydi böyle bir şey de yaşanmazdı. Darbe mekaniği dediğimiz buydu” dedi.
‘SURİYE SOÇİ’DE DEĞİL ANKARA’DA KONUŞULURDU’
Demirtaş, hükümetin çözüm geliştirmek yerine izlediği bu politikalardan dolayı Ortadoğu’da ciddi bir aktör olmak yerine yalnızlaştığını ifade ederek, “Suriye’deki çözüm Soçi’de ve Cenevre’de değil, Ankara’da konuşulurdu” dedi.
DTK’nin düzenlediği toplantılara birçok AKP’li ismin katıldığını ve dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek tarafında da Meclis’e davet edildiğini hatırlatan Demirtaş, hükümet temsilcilerinin silah bırakma imkanı gibi bir sürecin geliştiği dönemde “Silahı bırakıyorsa gelsin DTK’de konuşsun” yaklaşımı içindeyken cemaatin tuzak kurduğunu söyledi.
‘DTK İYİ BİR ŞEYDİR, HDP OLARAK KÖTÜLÜĞÜNÜ GÖRMEDİK’
Demirtaş, DTK ile ilgili savunmasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde 2013 yılında Diyarbakır ziyareti sırasında dönemin DTK Eş Başkanı Ahmet Türk ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi binasında görüştüğünü, yine aynı dönem AKP’li çok sayıda siyasetçinin bu toplantılara katılımı ya da destekledikleriyle ilgili açıklamaları içeren haberleri okudu.
“DTK iyi bir şeydir. HDP olarak bir kötülüğünü görmedik. Faydalandık” diyen Demirtaş, halen HDP’nin DTK üyesi bir parti olduğunu ama başka partiler, dernekler ve oluşumların da içinde yer aldığını söyledi.
KANDİL VE İMRALI’DA ÇEKİLEN FOTOĞRAFLAR
Demirtaş, çözüm sürecinde Kandil’de çekilen fotoğrafların dosyaya delil olarak konmasına dair şunları söyledi:
“Ses kayıtları, ortam dinlemeleri hepsini kriminale gönderebilirsiniz. Arkasında durmadığım tek bir konuşmam ya da inkar ettiğim tek bir faaliyetim yoktur. Hepsinin arkasındayım. İmralı’da, Kandil’de fotoğraf çektirdik. Bunlar hatıra fotoğrafı değildi. Bu işin ciddiyetine dair olan fotoğraflardı. Cezaevine yasak olan fotoğraf makinesini biz sokmadık. Oradaki görevli tarafından çekildi. Adalet Bakanlığı mührüyle dijital ortamda verildi. Kandil’de çekilen fotoğraflar ise hükümetin onayıyla dağıtıldı. Çünkü bu fotoğraflar sürecin ciddiyetle yürütüldüğünün göstergesiydi. Çözüm süreci bozulunca şimdi o fotoğraflar dosyaya delil diye konuldu. Her gün baskıyla, yargıyla karşı karşıya olmamıza rağmen pes etmiyoruz. Bize oy vermeyenler ise bu durumu anlamlandırmaya çalışıyor. Bizimde istediğimiz toplumsal uzlaşıdır. Böylesi yüzde 10, diğer yüzde 51’den iyidir.”
“TÜRKİYE’Yİ İKİYE BÖLÜYORLAR”
Parti programında yer alan “demokratik özerkliği” bir dizi çalışmada anlattıklarını, bu süreçte oylarının da arttığını söyleyen Demirtaş, “Başkanlık modeli Türkiye’yi kurtarır diyorlar ya. Benim elimde, partimin elinde iktidar partisi imkanlarının milyonda biri olsun yüzde 75 oy alırız biz. Biz bu imkansızlıklar içinde halk desteğini sağladık. Oy vermeyenler de dinliyordu, çok önemliydi. Bu yüzde 50 oy almaktan daha değerliydi. İşte alıyorlar Türkiye’yi ikiye bölüyorlar. Böyle yüzde 50 oy alacağımıza yüzde 10 alıp, kardeşliğe, barışa hizmet edelim önemli deriz değiliz. Bizim bakış açımız bu. Milli-gayri milli olarak ayırıp yüzde 60 oy alsak ne olur. Başkan olmak oya bağlı değil rızaya bağlıdır. Yüzde 50 oy alırsınız, yüzde 50’nin rızasını alamazsınız, başkan olamazsınız. İkna lazım. Toplumun geri kalanının iknası lazım” dedi. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.