Alevi Haber Ajansi

CHP’li Böke ve Cihaner’den çağrı: Kurucu bir siyaset inşa edilmeli

CHP Milletvekilleri Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner, ‘Gelecek için’ başlıklı yayınladığı bildirgede, Gezi Parkı direnişinin, ‘Hayır’ iradesinin ve Adalet Yürüyüşü’ndeki duruşun, Saray’ın Cumhuriyet devrimlerine saldırısı ve baskılarına karşı kurucu siyaset olarak inşa edilmesi gerektiğinin vurguladı. “Bu siyaset, kapsayıcı bir sosyal demokrat programa ve anti-faşist mücadelenin gerektirdiği örgütlenmeye dayanmalı” dendi.

CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, ortak bir bildiri yayınlayarak, CHP’nin 3 Şubat’ta yapılacak 36’ncı olağan kurultayının kadrolarda değişim için fırsat olduğunu dile getirerek yönetim organlarının seçimine genel merkez ve belediyelerin müdahale etmemesi çağrısında bulundu. Meclis’i boykot dahil bir dizi aktif eylemin gündeme alınması istenen bildiride, genel merkez politikalarına da ciddi eleştiriler yöneltildi.

“TÜRKİYE TARİHSEL FIRSATIN EŞİĞİNDE”

Dünyanın bir altüst oluş sürecinden geçtiğinin belirtildiği açıklamada günümüze şekil veren hegemonyanın çöküşte olduğu, egemenlerin bu çöküşü otoriter rejimler inşa ederek ve aşırı sağı güçlendirerek ertelemeye çalıştığı ifade edildi. “Bu çöküşün aynı zamanda ezilenler ve sömürülenlerin sol değerler etrafında örgütlenmesi için tarihsel bir fırsat yarattığı” belirtilirken “Ezilenlerin ve itiraz edenlerin hayaleti yeniden meydanlarda dolaşıyor” denildi ve Türkiye’de de benzer bir tarihsel fırsatın eşiğinde olunduğu aktarıldı.

“REJİMİN VAADİ HUKUKSUZLUK, YOKSULLUK VE SAVAŞ”

“Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu eşitsizlik ve adaletsizlikler, Saray Rejimi’nin dayattığı neoliberal ekonomi anlayışı ve din istismarcısı siyasal İslam’ın tekçi, baskıcı dayatmasından kaynaklanıyor. Bu rejim artık yapısal sınırlarına dayandı. Bu rejimin Türkiye’ye vaadi, daha fazla hukuksuzluk, daha fazla baskı, daha fazla yoksulluk ve savaş… Meclis işlevsizleştirilmiş, Anayasa fiilen yok edilmiş, parti genel başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları tutuklu. Ülkemizin nerede ise yarısı yerel yönetimlerde demokratik temsil hakkından yoksun kalmış durumda” denilen açıklamada Gezi direnişi, referandumdaki ‘Hayır’ iradesi ve Adalet Yürüyüşü hatırlatılarak halkın “Başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet devrimlerinin kazanımlarını koruma iradesini gösterdiği” belirtildi.

“KURUCU BİR SİYASET İNŞA EDİLMELİ”

Bu iradenin kurucu bir siyaset olarak inşa edilmesi sorumluluğunu gerektirdiği ve bu siyasetin de “kapsayıcı bir sosyal demokrat programa ve antifaşist mücadelenin gerektirdiği örgütlenmeye dayanması gerektiği” savunulan açıklamada “Zamanın ruhu dünyayı ve Türkiye’yi sağ siyasetin değerleriyle okuyan değil, sosyal demokrasinin ilkeleri ışığında, sınıf temelli, emekten yana, kendi ideolojik çizgisi ve toplum talebi konusunda net bir sol siyaseti çağırıyor” denildi ve kurultayın bu bakımdan önemli bir fırsat olduğu söylendi.

“KURULTAY BAŞKANLIĞA, DELEGE SAYISI YARIŞINA İNDİRGENMEMELİ”

Açıklamada bu sebeple kurultayın genel başkan değişikliği, kişisel dayanışma ve delege sayısı yarışına indirgenmemesi gerektiği vurgulanarak “Kurultay, ülkenin sorunlarına dair partinin net bir siyasi çizgi ve tavır geliştirmesi için fikirlerin tartışıldığı bir zemine dönüştürülmeli” denildi.

CHP’nin olağanüstü rejim karşısında toplumsal muhalefetin enerjisini siyasete yansıtması gerektiği belirtilirken “Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalizme karşı verilen ilk bağımsızlık savaşını Cumhuriyet’le tamamlamış, devrimlerle de dünyaya ilham vermişti. Bugün de, sloganlara hapsedilmemiş ve içeriğinden soyutlanmamış Atatürk devrimleriyle, evrensel sosyal demokrat değerleri günümüz için bütünleştiren yeni bir devrimci siyaseti var etmek görevimiz” vurgusu yapıldı.

Olağanüstü koşulların derinleştiği her kritik dönemeçte muhalefetin tavrının koşulların ağırlaşmasının önüne geçemediği belirtilirken ” CHP’nin tarihi sorumluluğu, daha fazla zaman kaybetmeden, AKP faşizmini aşarak, Türkiye’yi laik, özgür, demokratik bir sosyal hukuk devleti olarak yeniden ayağa kaldırmaktır” denildi.

Açıklamada CHP, “Toplumsal muhalefetin en büyük örgütlü gücü ve öncüsü” olarak tanımlanırken “CHP,  ‘sürekli OHAL’ rejimini normalleştirmeyen, gayrimeşru olanı meşrulaştırmayan, olağanüstü koşullara uygun olağanüstü bir muhalefeti örgütlemeli” ifadesi kullanıldı.

MECLİS’TE AKTİF BOYKOT

Olağanüstü koşullara rağmen muhalefetin olağan dönemin siyasi araçları ve yöntemlerine sıkıştığı, bu doğrultuda CHP’nin Meclis içindeki mücadeleyi bir siyasi tavırla birleştirmeden ‘olağan dönemin yasama faaliyeti’ olarak sürdürme anlayışına son vermesi gerektiği,  OHAL sona erene, asgari demokratik bir ortama geçilene kadar ve adil, güvenli bir seçim ortamı sağlanana dek, Meclis’te aktif boykot, Meclis çalışmalarından çekilme ve benzeri demokratik araçları parti kurullarında ciddi şekilde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

“SİYASAL İSLAM VE NEOLİBERALİZME KARŞI ÇIKILMALI”

CHP’nin “Siyasal İslam ve neoliberalizme cepheden karşı çıkması gerektiği” ve toplumu “ideolojik belirsizlik” tuzağına düşmeden net ilkelere dayalı bir gelecek hayalinde ortaklaştırması gerektiği vurgulandı: “CHP’nin kuracağı siyaset, AKP’nin dayattığı siyaseti toplumun iradesi sanan ve bu duruma uymak için kendisini değiştiren, kendi kimliğine yabancılaşan değil; kendisi olarak, mevcut düzeni değiştirmek iddiasında olmalı.”

KÜRT SORUNU

Metinde Kürt sorunu konusunda “Halkı, salt güvenlikçi baskı politikalarıyla terör arasına sıkıştırmayı reddeden, demokratik siyaset alanını genişleterek kalıcı toplumsal barışı sağlamakta kararlı sosyal demokrat bir çözüm çerçevesi ortaya konulmalı.  Bu doğrultuda, Cumhuriyet devriminin temel ilkeleri ve sosyal demokrasinin evrensel değerleri olan; laiklik, özgürlük, demokrasi, eşitlik ve barış, kararlılıkla ve tavizsiz savunulmalı” denildi.

Açıklamanın son bölümü şöyle:

“AKP faşizmi karşısında direnen toplumsal muhalefetin bütün ilerici unsurlarını siyasete ve partimize taşıyacak siyasi katılım mekanizmaları, meclisler/forumlar gibi yatay örgütlenme biçimleri kullanılmalı. Bu siyasi dönüşüm ve örgütlenmenin gereği olarak, parti adına kararlar parti kurullarında alınmalı, bu kurulların seçimleri demokratik biçimde yapılmalı. Belediyelerin ve genel merkezin örgüt seçimlerine açıktan/örtülü müdahalesi olmamalı, partinin kadroları blok değil çarşaf liste yöntemiyle belirlenmeli.
Bu değerler ışığında siyaset yapan bir CHP, Türkiye’nin de geleceğini değiştirecek.
Ülkemizin birikimine güveniyoruz. Biliyoruz ki; milyonlar özgürlük, eşitlik, laiklik ve demokrasiyi ayağa kaldırmaya hazır. Şimdi sıra bizde. Kurultayımızda belirlenecek yönetim organlarımızın, tarif ettiğimiz doğrultuda oluşması için tüm partililerimizi beraber olmaya çağırıyoruz.
36. Kurultayın delegelerine, CHP üyelerine ve Türkiye’ye çağrımızdır:
Geçmişi biz kurduk, geleceği de biz inşa edelim!”

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak