PİRHA- Diyanet’in küçük yaşta çocukların evlenebileceğini ve kız çocukların 9 yaşında gebe kalabileceğini açıklamasına bir tepki de Yazar Necdet Saraç’tan geldi. Diyanet’in kapatılmasını isteyen Saraç, “Diyanet’in bütçesi bilimsel eğitime aktarılsın” dedi.
Diyanet, resmi internet sitesinde bulûğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirtmiş, kızların 9 yaşında gebe kalabileceklerini, erkeklerin de 12 yaşına girdiklerinde baba olabileceklerini ifade eden skandal açıklama yapmıştı. Diyanet’in bu açıklamasına bir tepki de Yazar Necdet Saraç’tan geldi.
Saraç, “Günlük yaşama İslam hukuku üzerinden doğrudan müdahale anlamına gelen “fetva” dün Şeyhülislamlar üzerinden yapıyordu, bugün de Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden” dedi.
DİYANET’E SORULAR
“Şeyhülislamlık makamı gibi geniş yetkilerle donatılmış Diyanet İşleri Başkanlığı, kağıt üzerinde de olsa laik olan Türkiye’de iktidarı da arkasına alarak fetva yayınlamaya devam ediyor” diyen Saraç, şunları belirtti:
“En son “9 yaşındaki kızlar evlenebilir” diye özetlenebilecek “fetva” bu işin yalnızca kamuoyuna yansıyan küçük bir parçası. Diyanet’in “buluğ çağı” ve “nikah” tanımlamalarında’9 yaşındaki kız evlenebilir’ diye belirtmesi haklı olarak kamuoyunda “çocuk istismarcılığı” olarak tepki topladı. Tepkiler artınca Diyanet her zamanki gibi bir kez daha “biz böyle demedik, söylediklerimiz çarpıtılıyor” lafının arkasına sığındı, sitesindeki tanımlamalara rağmen bu konudaki yorumları “yalanladı. Aynı Diyanet, daha önce de tepki çeken benzer “fetvaları” ve “yorumları” da ya yalanlamış ya da geri çekmemiş miydi?”
Necdet Saraç, Diyanet’in şu skandal açıklamlarını da hatırlatarak, şu soruları sordu:
“Babanın öz kızına duyduğu şehvet” konusunda Diyanet’in fetvası acaba neyi içeriyordu?
“SMS ve internet üzerinden yayınlanan mesajla eşlerin “Boş ol” diyerek boşanabileceğini kim yayınladı?
Diyanet “eti yenmeyen hayvanlarının sütünün tüketilmesinin de sözkonusu olamayacağını belirterek, “eşek sütü” tartışmalarına “ışık” tutmamış mıydı?
Şans faktörüne dayalı oyunların “haram” ilan edilmesi bir yana “Lades oyunu da bir tür kumar niteliğindedir” diyen Diyanet değil miydi?
Ya olgunlaşmamış “sebze ve meyvelerin satışını caiz görülmemesi” fetvası kimindi?
Peki “Müslüman erkeklerin kadınlara has süs eşyalarını kullanmaktan uzak durmaları gerekir” diyen, “sırf süs için evde köpek beslenmesi caiz değildir” diyen Diyanet değil mi?
Her konuda “fetva” veren Diyanet’in Alevilerle ilgili verdiği fetvaları da hatırlatarak, “Alevi olan kişi ile evlilik caiz midir?” sorusuna, “Müslüman olanla evlenilir, olmayanla evlenilmez” diyen Diyanet değil mi? diye sordu.
“DİYANET NEFRETİ KÖRÜKLÜYOR”
Saraç, Diyanet’in nefreti körüklediğini ancak en büyük bütçeye sahip olduğunu belirterek şunları dile getirdi:
“117 bin 378 personeli yetmediği için 9 bin 500 personel daha almaya hazırlanan, bir çok ilin nüfusundan daha fazla personele sahip, yaklaşık 8 milyarlık bütçesiyle bir çok bakanlığın bütçesinden daha büyük bütçesi olan, protokoldeki yeri de, toplumsal örgütlenmedeki pozisyonu da sürekli büyütülen, laik bir ülkeye dini referanslarla “ayar” vermeye çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumsal ilişkileri normalleştirmek, farklılıklarda eşitliği sağlamak, çocukları ve kadınları korumak bir yana, yayınladığı fetvalarla, yaptığı icraatlarla farklılığı, kutuplaşmayı ve nefreti körüklüyor…”
“BU ÜLKEYE DAHA FAZLA DİN, FETVA DEĞİL, EŞİTLİK, VİCDAN GEREKİYOR”
Yazar Necdet Saraç, bu ülkeye daha fazla din, daha fazla fetva gerekmediğini, bu ülkeye daha fazla eşitlik, daha fazla özgürlük, daha fazla vicdan gerektiğini kaydetti.
“Laik bir ülkede fetvalara yer olmamalı, isteyen istediği gibi inanıp, istediği yerde ve istediği biçimde ibadet edebilmeli” diyen Saraç, “Diyanet kapatılsın, bütçesi laik ve bilimsel eğitime aktarılsın” ifadesini kullandı. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.