PİRHA- Türkiye’nin kuruluş tarihinden günümüze en büyük işçi ayaklanması olarak kabul edilen 15-16 Haziran işçi direnişinin yıl dönümü. İşçiler ve emekçiler bugün de haklarının gaspıyla karşı karşıya. Son olarak kıdem tazminatının kaldırılmasına dönük tasarıya karşı işçiler, hükümete 15-16 Haziran direnişini hatırlatarak, “Haklarımızı korumak için genel grevde dâhil her şeyi yapmaya hazırız” dedi.
Bundan 47 yıl önce Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin ortak önerisiyle Millet Meclisi’ne sunulan 274 ve 275 sayılı sendikalar yasasında değişiklik yapılarak, işçi ve sendikal hakların elden alınmasını öngören tasarı 12 haziran 1970 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girdi.
Tasarıda; hademeler, kapıcılar, temizlik işçileri gibi d cetvelinden maaş alan devlet personeli işçi sayılması, sendika kurabilmek için o iş kolunda en az 3 yıl çalışma şartı konması, sendikadan ayrılma işleminin noter vasıtasıyla yapılabilmesi sendika genel kurullarının iki yerine üç yılda bir toplanması, sendikanın fonlarının yüzde 30’unu aşmamak üzere yatırım yapabilmesi, ancak bunun iznini de konfederasyondan alınması zorunluluğu getirilmesi vardı.
274 ve 275 sayılı sendikalar yasasında yapılmak istenen değişiklik üzerine öncülüğünü DİSK’in yaptığı ve sonradan TÜRK-İŞ’e bağlı işçilerinde destek verdiği on binlerce işçi 15 haziran 1970 günü 113 işyerinde eyleme başladı. İstanbul’daki işçiler üç koldan, İzmit’teki işçiler ise iki koldan yürüyüş düzenledi.
16 haziran günü de 150 bine yakın işçi yine iki büyük şehirde yürüyüşe geçti. İstanbul’da Topkapı-Eminönü istikametinden Levent-Mecidiyeköy’den Zincirlikuyu istikametine, Kadıköy’den Üsküdar ve Kartal üzerinden toplanan işçiler, kurulan birçok polis barikatını aşarak yürüyüş düzenlediler. İşçi direnişinin yükselmesi üzerine hükümet, sıkıyönetim ilan etmekte buldu. 3 ay süren sıkıyönetim sonunda 5 bini aşkın işçi işten çıkarıldı.
Sıkıyönetim sürecinde Cumhurbaşkanı’nın onayından geçen 274 sayılı yasadaki değişiklik, sıkıyönetimden sonra, TİP (Türkiye İşçi Partisi) ve CHP’nin değişikliklerin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurması üzerine, değişikliklerin önemli bir bölümü iptal edildi. 275 sayılı yasada değişiklik öngören tasarı ise, Meclis’e bile sevk edilmeden geri çekildi.
1970 yılında CHP ve AP’li milletvekilleri tarafından “Güçlü sendikacılık yaratılması” iddiasıyla gündeme gelen değişiklik şunlardı;
* Bir işçi sendikasının Türkiye çapında faaliyet gösterebilmesi için o işkolundaki toplam işçi sayısının üçte birini üye kaydetmiş olması gerekir.
* İşçi federasyonlarının faaliyet gösterebilmesi için o işkolundaki toplam işçi sayısının üçte birini üye kaydetmiş olması gerekir.
* İşçi konfederasyonu kurulabilmesi için daha önce sözü edilen sendika ve federasyonların üçte birini, sendikalı işçilerin üçte birini üye yapması gerekir.
* Sendika üyeliğinden ayrılabilmek için tek tek noter karşısına çıkmak gerekir.
Sendika kurmak için en az üç yıl işyerinde çalışmak gerekir.
* Uluslararası işçi kuruluşlarına ancak en fazla işçiyi barındıran konfederasyon üye olabilir.
Yoruma kapalı.