PİRHA- TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Remzi Suiçmez, çay sezonunun başladığını hatırlatarak, çay sektörünün sorunlarının ivedilikle çözülmesini istedi.
Covid-19 salgınının yaş çay hasadı ve kuru çay üretimini doğrudan etkileyeceğini belirten Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Remzi Suiçmez, yaş çay sezonunun bu yıl iklim koşulları nedeniyle gecikerek resmen bugün başlatıldığını duyurdu.
Salgın nedeniyle her yıl çay hasadında çalışan yaklaşık 40 bin yerli ve yabancı tarım işçisinin bu yıl hasada gelemeyeceğinin belirtildiği açıklamada şunlar kaydedildi:
“İmece kültürünün yaygın olmasına karşın mevcut hasat için yeterli olmayacağı gerçeği karşısında en gerçekçi çözüm, ya bölge dışındaki üreticilerin seyahat izni alarak bölgeye kontrollü bir şekilde gelmesi ya da bölgede en az 6 ay süreli asgari ücretli çalışacak istihdam ortamının oluşturulmasıdır. Uzun süre 4 İl Valiliklerince alınan farklı kararlar ve yaşanan belirsizlik sonrası kontrollü seyahat izninin çıkması sonrası bölge dışındaki 100.000 üreticinin büyük çoğunluğunun 20 Mayıs 2020 tarihinden itibaren bölgeye gelmesi beklenmektedir. Bu aşamada kent girişlerindeki sağlık kontrolleri yanı sıra, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Çaykur) tarafından açıklanan bahçede çay toplanması, çayın alım yerine getirilmesi, eksperlerce çay alma koşulları, alım yeri hijyeni, nakliye aşaması ve fabrikada imalat koşullarına kadar üretim sürecindeki tüm insanların uyması gereken 44 maddelik “Covid-19 Acil Eylem Planı”nın titizlikle ödünsüz uygulanması, özel sektöre yönelik benzer önlemlerin alınması ve uygulamaların sıkı denetlenmesi gerekmektedir.”
Ziraat Mühendisler Odası, 2020 yılı yaş çay alımı ve kuru çay üretimi dahil kısa, orta ve uzun vadede sorun yaşanmamasına yönelik şu önerileri sundu:
*İl Pandemi Kurulu” içerinde Tarım ve Orman Bakanlığı ve Çaykur ile birlikte üretici temsilcileri, Ticaret Borsası, Ziraat Mühendisleri Odası ve diğer tarım paydaşları yer almalıdır. Çay ve yaklaşan fındık tarımının hasat, üretim, imalat, ulaştırma, pazarlama konularını çok boyutlu değerlendirip eylem planı hazırlayacak tüm sektör bileşenlerinin ayrımsız içinde yer alacağı “İl ve Bölge Tarım Komisyonları” oluşturulmalıdır.
*2020 yılı için 3.27 TL/kg taban ve 13 kuruş/TL destekleme fiyatı ile birlikte %13.3 artışla toplam 3.40 TL/kg olarak açıklanan yaş çay fiyatı üretim maliyetlerinin altındadır. Açıklanan rakamın maliyet ve üretici kârı ile birlikte 4 TL/kg olması gerekirdi. Bu aşamada 13 kuruş/TL olarak yıllardır sabit kalan destekleme fiyatı artırılmalı ve telafi edici ödemeler gündeme getirilmelidir. Salgın nedeniyle üretici ve çalışanların gelir düzeyinde yaşanacak azalmanın giderilmesi için yaş çay bedelleri en azından birinci sürgün döneminde peşin ödenmelidir.
*Çaykur`un kota ve kontenjan uygulaması nedeniyle hasat edilen yaş çayın yarısının özel sektöre verilmesi mecburiyeti ortaya çıkmakta, özel sektör işletmelerinin geçmiş yıllarda açıklanan fiyatın yarı fiyatına yaş çay alması ve alım bedellerini ödeme konusundaki yaşanan olumsuzların ortadan kaldırılması amacıyla, Çaykur bu sezon kota ve kontenjan uygulamasını yeniden değerlendirmelidir. Bu bağlamda geçen yıl 500 kg/gün olan kotanın bu yıl 600 kg/gün olarak açıklanması özel sektörü etkileme açısından olumlu gözükse de kurumun mevcut işleme kapasitesi 250-270.000 tonu geçmeyeceği için kağıt üzerinde kota artışı değil işleme kapasitesinin artırılmasına bağlı kontenjan artışı önemlidir.
“BANKALARA VE KOOPERATİFLERE OLAN BORÇLAR 1 YIL FAİZSİZ ERTELENMELİ”
*Üreticinin bankalara ve kooperatiflere olan borçları 1 yıl faizsiz ertelenmelidir.
*Çaykur, 24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye Varlık Fonu A.Ş.`ne aktarılmış, Fon`a devredildikten sonra kurum sürekli zarar etmeye başlamış, üç yıllık toplam zararı 1.559.990.000 TL olmuştur. Çaykur, derhal Türkiye Varlık Fonu A.Ş. kapsamından çıkarılmalıdır. Kurum, işletme sermayesi artırılarak her tür siyasetten ari özerk bir yapıya kavuşturulmalı, yeterli teknik/idari personel desteği sağlanmalı, atama ve görevlendirmelerde kıdem ve liyakat esasına göre davranılmalı, geçici personel kadrolu olmalı, kurum tekrar kâr eden yapısına geri döndürülmelidir.
*Ülkemize her yıl gümrük tarifeleri ve dışalım yolu ile 4-5.000 ton, kaçak yollarla gümrük vergisine tabi olmadan 40-50.000 ton menşei ve muhtevası belli olmayan çay girişi olmaktadır. Yıllardır devam eden kaçak çay girişi sıkı denetlemelerle mutlaka önlenmeli, çay dışalımında uygulanan vergiler artırılarak çay sektörümüz korunmalıdır.
*Çay ekim/dikim alanlarının doğal sınırına varması, yeni çay bahçesi tesisinin neredeyse imkânsız hale gelmesi ve bölgede çaya alternatif katma değer yaratan başka bir ürünün olmaması nedenleriyle çay üretim alanları kadastral alanlar baz alınarak yeniden ruhsatlandırılırken gerçek rakamlarla geçerli politika ve çözüm yolları ortaya konulmalıdır. “Budama tazminatı” ve “çay primi” ödemesi güncel ihtiyaçları karşılayacak şekilde artırılarak devam etmelidir.
*Çayda kalite ve verimi artırıcı Ar-Ge çalışmalarının özel sektörün ilgisizliği nedeniyle yalnızca kamu tarafından yürütülmesi gerçeği karşısında Atatürk Çay ve Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü`nün teknik bilgi, personel ve altyapısı güçlendirilmelidir.
“ORGANİK ÇAY ÜRETİMİ TEŞVİK EDİLMELİ”
*Çay üretim alanlarında yanlış ve bilinçsiz şekilde kullanılan kimyasal gübrelerin toprak ve su kaynaklarında yarattığı kirliliği önlemek için organik gübre kullanımı ve organik çay üretiminin teşvik edilmesine devam edilmelidir.
Güncel bir sorun olan sokağa çıkma yasağı konusunda ise; Çaykur’un kampanyayı geç açıklaması ve ilk defa özel sektörün Çaykur’dan önce çay alması, Ramazan Bayramı`nda 81 ilde sokağa çıkma yasağı getirilmesi nedeniyle 2-3 gün çay alımı yapılıp sonrasında 4 gün alım yapılmaması gerek çayda kartlaşma nedeniyle kalite düşüklüğüne yol açacak gerekse bayramdan sonra yoğun bir şekilde yapılacak alım yüzünden oluşacak izdiham sonrası Çaykur kısa sürede kontenjan uygulamasına geçmek zorunda kalabilecektir. Bu nedenle Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde 23-26 Mayıs 2020 tarihlerinde çay hasadına ve fabrikaların üretim yapmasına izin verilmeli, bu illerdeki üreticiler ve çalışanlar sokağa çıkma yasağından muaf tutulmalıdır.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.