PİRHA-Tokat’ta koruma altındaki ardıç ağaçlarıyla kaplı Fırtıman köyüne mermer ocağı yapılacağı söylentilerinin ardından yurttaşlardan tepki geldi. Bölgede yaşayan Erdal Koçak, “Burada ocak açma izniyle ilgili bir ÇED raporu yok, sadece arama ruhsatı var. Henüz çalışma ruhsatı alınmamış” dedi.
Tokat’ın Zile ilçesine 3 km uzaklıktaki koruma altında olan Fırtıman köyüne mermer ocağı yapılacağı söylentisi halkın tepkisine neden oldu.
Bölge halkından Erdal Koçak, ardıç ağaçlarıyla kaplı Fırtıman köyüne yapılacağı söylenen mermer ocağına ilişkin PİRHA’ya konuştu.
Koçak, planlanan ocakla birlikte doğanın tahrip edileceğini söyleyerek “Ormanımızı, ağaçlarımızı koruyabilmek ve bizden sonraki kuşaklara aynı güzellikte aktarabilmek için bir çabamız var” dedi. Aynı zamanda öğretmen olan Erdal Koçak, “Kendi yaşam alanımızı korumakla mükellefiz” diyerek şunları söyledi:
“Çocuklara, masallarda ‘hep güzel olanlar kazanır, kötüler kaybeder’ diye anlatırdım. Fakat hayatla tanıştıktan sonra masallar çocuklukta kalıyor. Yani ‘kötü’ olarak lanse edilen insanların, yaşam alanlarına müdahale ettiği noktada insanlar kendi yaşamlarını devam ettirebilmek için bu tür olumsuzluklarla karşı karşıya kalıyorlar. Artık bu masallardaki gibi gerçek hayatımızda da güzel olanların kazanmasını istiyoruz.
Dolayısıyla bir ağacın önemini, o ağacın oksijen salınımında ne kadar önemli olduğu gerçekliğini bizler biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak benim de bir yaşama hakkımın olduğunu, neticede ülkemizi çok seviyoruz, ülke insanın küçük ölçekte yaşadığı yere sahip çıkmasının en doğal hakkı olduğunu düşünüyorum. Bulunduğumuz yerde mermer ocağının kurulması halinde buranın yaşam formunun, insanların ekip biçtikleri yerlerin, su havzalarının zarar göreceği biliniyor. O nedenle bu mermer ocağının yapılmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan ettik. Sivil toplum örgütleriyle diyaloğa geçtik. Milletvekili tanıdıklarımızla buluştuk, haber ajansları ile görüştük.”
ÇED RAPORU OLMADAN MERMER OCAĞI GİRİŞİMİ!
Erdal Koçak, köy çevresinin ardıç ağaçlarıyla kaplı olduğunu belirterek, ruhsat alan firmaya iki bin dekarlık alanda iki yıllık arama izni verildiğini söyledi. Koçak, bunun üzerine Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu verilmeden yürütülen faaliyetlere karşılık yetkili birimlere, şikayet dilekçesi sunduklarını anlattı. Erdal Koçak “Hatta bu dilekçemizle birlikte onlar da bu noktada biraz şaşırdılar. Çünkü insanlar bu tür gelişmeleri haberlerde izlediklerinde öğrenmiş oluyorlar ve ruhsat alımından sonra müdahale etmeye çalışıyorlar. O zamana kadar da iş işten geçmiş oluyor. Burada ocak açma izniyle ilgili bir ÇED raporu yok, sadece arama ruhsatı var. Henüz çalışma ruhsatı alınmamış” ifadelerini kullandı.
YİNE BİR ALEVİ KÖYÜNDE ÇEVRE TALAN EDİLİYOR!
Erdal Koçak, mermer ocağı faaliyetlerini önceden öğrenmelerinin büyük avantaj olduğunu belirterek “Bazı yerlerde bakanlıklar üzerinden işlem yürüyor, ne oluyor ne bitiyor nere alınıyor, nere satılıyor kimsenin haberi yok. Bir bakıyorsunuz iş makinaları gelmiş çalışmaya başlayınca insanların haberi oluyor. Ama bizim bu anlamda şansımız gelişmeleri önceden görebildik” dedi.
Koçak, köylerinin Alevi köyü olduğuna da işaret ederek şunları söyledi:
“Yakınımızda çekerek ırmağı var. Oraya 3 sene önce HES yapılma projesi vardı. Çekerek ırmağı hattı üzerinde bulunan ve Çekerek ırmağından yararlanan birçok köy vardı. Yani bu tür olumsuz gelişmelere karşı sorunlarımızı havuz medyası olarak adlandırılan basından hiçbir şekilde duymuyoruz. Ancak çevre konusunda duyarlı sosyal demokrat camiadan ve çevreci vatandaşların tepkisinden dolayı çevre tahribatı, felaketi gibi konular gündeme gelebiliyor diye düşünüyorum.
İnsanların dirençli olması gerekir ki çevremizde de bu duyarlılık var. Bu sistemin ne yapacağını, kendisini nasıl geliştirdiğini, ne olduğunu ne bittiğini gözlemleyebilen bilgili insanlarımız olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla işler nerede başlıyor nereden bitiyor bilgi alma noktasında kendimizi yeterli görüyoruz.
Sosyal medyada çok etkili oluyor. Gerçekten tepki gösterme noktasında katılımlar da güçlü olunca bu firmaların geri adım atacağını düşünüyorum. Yani doğaya ve çevreye yönelik tahribata karşı duruş sergileyen katılımcıların çok olmasının etkili olacağını düşünüyorum.
Bu anlamda duyarlılık gösteren, sorunlarımıza sahip çıkan başta Zile Köyleri Dernekler Federasyonu’nun ve birçok ismin bir hayli çabası oldu. Yine CHP ve Yeşil Parti ilçe başkanlarının bu noktada bizimle olduğunu görüyoruz, bu da bize güç veriyor.
Mücadelemiz; buraya göz dikmiş olanlara yöneliktir. Buraya yatırım yapan insanlarla hiçbir şahsi sorunumuz yok. Burası bizim yaşam alanımız. Burayı tahrip etmeye çalışanlara karşı kim olursa olsun karşı çıkmaya ve mücadelemizi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz. Bu noktada iş olumlu noktalanana kadar mücadeleden yılmayacağımızı beyan ediyoruz.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.