PİRHA- Halkevleri Emekli Hakları Meclisi üyesi Yılmaz Bozkurt, kalıcı bir barışın sağlanması için herkesin topyekün süreci sahiplenmesi gerektiğini belirtti. Bozkurt, “Türkiye’de yaşayan işçiler, kamu emekçileri, emekliler; herkes bu sürece destek vermeli. Barış hepimizin çıkarınadır. Bu nedenle hem devletin, hem toplumun sorumluluk alması gerekiyor” dedi.
Mersin Halkevleri Emekli Hakları Meclisi’nden Yılmaz Bozkurt, PKK’nin ilan ettiği ateşkesin ardından yeniden gündeme gelen barış süreci tartışmalarına dair PİRHA’ya değerlendirmelerde bulundu. Bozkurt, siyasi tutukluların serbest bırakılması, kayyum uygulamalarına son verilmesi ve demokratik taleplerin karşılanması çağrısında bulundu.
“CEZAEVİNDEKİ SİYASETÇİLER SERBEST BIRAKILMALI”
Türkiye halklarının barışa ihtiyaç duyduğunu söyleyen Bozkurt, 40 yıldır süren çatışmalı sürecin yalnızca güvenlikçi politikalarla değil, hak temelli bir yaklaşımla aşılabileceğini ifade etti.
Bozkurt, HDP’nin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere cezaevinde tutulan siyasetçi ve belediye başkanlarının derhal serbest bırakılması gerektiğini vurgulayarak, “Benim bildiğim kadarıyla şu anda 5 binin üzerinde Kürt siyasetçi cezaevinde. Seçilmiş belediye başkanları görevden alındı, yerlerine kayyumlar atandı. Bu tabloyla barışa inanmak mümkün değil. Eğer bu bir barış süreci olacaksa, öncelikle demokratik siyasetin önünün açılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“SAVAŞ POLİTİKALARI EKONOMİYİ ETKİLİYOR”
Bozkurt, savaş politikalarının yalnızca insani değil, ekonomik maliyetinin de ağır olduğunu vurguladı. Savaşın sona ermesinin halkın yaşam koşullarını iyileştireceğine dikkat çeken Bozkurt, “Bugün asgari ücret 22 bin lira ama geçim sağlanamıyor. Emekliler açlık sınırının altında yaşıyor. Kaynaklarımız yıllardır savaşa, silahlanmaya, operasyonlara gidiyor. Barış sağlanırsa, halk daha insanca yaşayabilir” dedi.
“SURİYE’DEKİ KÜRT KAZANIMLARI TANINMALI”
Bozkurt, Kürt hareketinin yalnızca Türkiye’de değil, Ortadoğu’nun farklı bölgelerinde de mücadele yürüttüğünün altını çizdi. Suriye’nin kuzeyinde kadınların öncülüğünde inşa edilen kolektif yönetim biçimlerine işaret eden Bozkurt, “Kobani’de geliştirilen model, statü kazanmalı. O bölgeye yönelik saldırıların durması ve elde edilen kazanımların tanınması gerekiyor. Çünkü Kürtler yalnızca Suriye’de değil, Türkiye’de, İran’da, Irak’ta dört bölgeye yayılmış ve bu dört bölgedeki insanların bir arada bizlerle kardeşçe ve barış içinde yaşaması gerekiyor. Biz Türkiye sosyalistleri olarak Kürtlerin ve ezilenlerin dayanışmasıyla bu mücadeleye olumlu katkı sunacağına inanıyoruz” diye kaydetti.
“HERKES BU SÜRECE DESTEK VERMELİ”
Son olarak barışın yalnızca siyasilerin değil, halkın birlikte inşa edeceği bir süreç olduğunu belirten Bozkurt, şunları söyledi:
“Her gün bu ülkenin şehirlerine cenazeler geliyordu. Kimi askerdi, kimi dağdaki gençti. Biz bu acıları ortak yaşamış bir halkız. Empati olmadan barış inşa edilemez. Şimdi özellikle Türkiye’de yaşayan ulusalcı ve liberal çevreler bu süreçle birlikte Kürt hareketinin AKP ile anlaşarak yeni bir anayasa değişikliği yapması ve onun üzerinden Cumhurbaşkanlığını devam ettirme niyetinde olduklarına dair bir algı var. 40 yıldır savaşan insanların barış sistemlerini doğru kavramak gerekiyor. Bu nedenle Türkiye’de yaşayan işçiler, kamu emekçileri, emekliler; herkes bu sürece destek vermeli. Barış hepimizin çıkarınadır. Bu nedenle hem devletin hem toplumun sorumluluk alması gerekiyor.”
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN
Yoruma kapalı.