PİRHA- Yazar Nadir Sayın, Ana Fatma Cemevinde okurları ile bir araya geldi. Yeni kitabı “Zerreye Yolculuk” hakkında konuşan Sayın, “Aleviliğin nefeslerle, aşıklarla söz ile taşınma boyutu çağımızda artık yazılı olma boyutlarına geçiyor” dedi.
Yazar Nadir Sayın’ın şiir türündeki son kitabı Zerreye Yolculuk’un tanıtımı için Mamak Ana Fatma Cemevinde program düzenlendi. Pandemi sebebiyle sınırlı katılımın olduğu sohbet öncesinde “Tüm Hakk’a yürüyen canlar aşkına” denilerek çerağ uyandırıldı.
“BURADA KADIN ERKEK SIFATI OLMADAN CAN OLDUK”
Nadir Sayın, Sınırsız Yayınevi imzası ile çıkan kitabının tüm gelirlerinin ORVAK Öğrenci Burs ve Kültürel Etkinliklerine, Alevi yaşam felsefesi ve inancı doğrultusunda tez yazacak öğrencilerin araştırma masraflarına, Alevi örgütlerine ve Ortaköy YEK gönüllülerinin masraflarına harcanacağını belirterek şu konuşmayı yaptı:
“4-5 senedir uğraş içerisinde olduğumu belirterek, özellikle bütün şiirlerimin süzgeçten geçtiği boyutları ile Zerreye Yolculuk ortaya geldi. Zerreye Yolculuk, esnasında Alevi yaşam felsefesi ve inancı, bence eşittir insanlık. Yani esasında bizim derdimiz Alevi ya da farklı bir kimlik edinmek değil, Kamil-i insan olmaktır. Bizim derdimiz bu. Bunun için de bizim temel taşlarımız var. Diyelim ki tarihimizden gelen Hallacı Mansur’dan, Yunus Emre’den Nesimi’ye, Pir Sultan’lara kadar bedel ödenen ve Aşık Veysel’e sarkan boyutları var. Hace Bektaş Veli’den örneğin şu var; okunacak en büyük kitap insandır. Ya da ‘bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’.
Burada birlikte can cana, kadın erkek sıfatı olmadan can olduk. Bir araya gelip muhabbetlerimizde insanlığın gerçekten de özünü yaşayabiliyoruz. Ancak yaşamış olduğumuz bu toplumda bu biraz zor geçmekte. Bunun için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Belli bir bedel ödemek; bu derneğe üye olmak bile bunun önemini ortaya getiriyor. Bizim her türlü görüşe saygımız var. 72 millete aynı nazarda bakıyoruz. 73. Millet de herhalde biziz. Bütün değerlerimizle ve edeple birliğe gitmemiz gerekiyor. Yani çekirdekten evrenselliğe insani değerlerimizi taşımamızın en önemli gerekçesinden bir tanesi Alevilik. Maalesef Osmanlı’dan günümüze kadar Alevilik asimile edilmiş. Bizi yok etmeye ya da kendilerine benzetmeye çalışmışlar. Hiç bir tanesi bizi bu yolumuzdan alıkoyamamış. O nedenle Zerreye Yolculuk’ta bizim görüşümüz; yaşama yönelik, hava, ateş, su, toprak. Hatta çok değer verdiğim bir abim der ki ‘ormanı da katacaksın’. Bu elementlerden ortaya geliş, varoluş boyutuyla ve onun getirdiği, bize vermiş olduğu eşitlik ölçüsünde, Aleviliği bu boyutlarıyla artık geleceğe taşımak bizim sorumluluğumuz diye düşünüyorum. Bunu şu sebeple söylüyorum; çünkü tarihe baktığımız zaman bir muamma… Yani tarihte nereye kadar gidebiliyoruz? Ve bizim son zamanlarda tarihimizi yazan isimler arasında 20-25 yıl içinde Hasan Harmancı, Esat Korkmaz, Erdoğan Aydın var. Daha doğrusu bizim Aleviliğin nefeslerle, aşıklarla söz ile taşınma boyutu şu anda çağımızda biraz yazılı olma boyutlarına geçiyor. Bundan sonraki dengeyi oluşturmamız açısından çekirdekten evrensele gidişte önemli bir boyut. Eğer böyle olursak insani gücü edinmemiz ölçüsünde ancak bizim kendi haklarımızı bulunduğumuz toplumlarda sağlayabiliriz. Fakat bu bulunduğumuz toplum da maalesef çok ağır bir toplum Örneğin Isparta’da yaşanan durum…
Eğer Ben bir yazarsam bunun bedelini ödemek için cesur olmak, bir duruş sergilemek gerekiyor. Alevi camiasında olan Yol önderlerimizin, bunun tutarlılığını göstermeleri gerekiyor. Asimilasyon öyle ki gelmiş olduğum Sivas yöresinde bile zararsız boyutlara dönüşmüş durumda. Yani kişinin kendisinin herhangi bir inancı yok ve kendisine benzetmek isteyen inanç, onu boğar boyuta gelmiş. Bunun sonucunda ne oluyor? Can olma boyutu ortadan kalkıyor ve farklı kesimlerin insan tipleri ortaya geliyor.”
“GELİN CANLAR BİR OLALIM”
Yazar Nadir Sayın’ın konuşması ardından DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak teşekkür konuşması yaparak şunları söyledi:
“Bu inanç şimdiye kadar sohbetlerle, deyişlerle, şiirlerle bugüne gelmiştir. Bizim yazılı kitabımız yoktur. Tüm katliamlara rağmen bu inanç hala sizin gibi canların sayesinde devam ediyor. Bize düşen ise bir arada olmak, yan yana durmak, Pirim Pir Sultan’ın dediği gibi ‘Gelin canlar bir olalım’ diyoruz.”
Sohbet programı Zakir Hıdır Çelebi, Murat Yılmaz, Mustafa Toprak ve Pınar Altay’ın seslendirdiği deyişler sonrasında son buldu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.