PİRHA- Yazar Hüseyin Ballıkaya, 2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı’nın 30 yıldır aydınlatılmamış olmasının Türkiye için bir kara leke olduğunun altını çizerek, “Koçgiri, Dersim, Maraş, Çorum, Sivas Madımak katliamlarıyla bütün Alevileri bir yas haline getirdi. Bütün bu katliamları unutmadık ve unutturmayacağız” dedi.
Derlemeci- Yazar Hüseyin Ballıkaya, PİRHA’ya 2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı’na dari değerelendirmede bulundu.
Alevilerin insanı, insani değerler içinde görürken 73 millete aynı nazarda bakan devri alemde yaşıyan bütün canlıları da aynı gözle gören, her canlının yaşam hakkının kutsallıgına inandığını vurgulayarak, “Bütün olarak baktığımızda yaşama ve yaşanılanlara, canlıya cansıza kısacası börtü böceğe bu kadar humanist yaklaşan Alevi toplumu hiç bir dönem bu kutsallığı ne yazık ki kendi yaşamlarında göremediler. Ötekinin ötekisi oldular ve sürgünlere ve katliamlara tabi tutuldular” dedi.
Yazar Ballıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2 Temuz 1993′ de devlet eliyle organize edilen bir güruh ve cani Allah-u Ekber nidalarıyla Sıvas Madımak otelinde 33 canı otelin içinde diri diri yaktılar. İşte o yakılan canlar ateşle Turna semahına durdular. Oysa Ateş kutsaldır Alevi inancında yakıldımı söndüremezsin. Korursun, saklarsın sonraki gün o ateşten yeniden alevler ve dumanlar yükseltirsin masmavi gökyüzüne. Duman savrulurken gök yüzüne için de semah dönenlerin sülüyetini yansıtır artık ateş bedende beden ateşle buluşturulmuş, güneş ateşten utandı. Sıcaklığını kıstı, başak sarısı yüzünü karaya bürüdü, oysa güneş sıcaklığıyla devri aleme can katıyor, toprağa atılan tohuma hayat veriyordu. Sıvasta ateş kutsallığını yitirdi. Diri diri yanan canların ten kokuları et kokularına karıştı. Ve ateş tılsımını yitirdi o günden sonra.
2 TEMMUZ BİR UTANÇ ATEŞİDİR
2 Temmuz bir kara lekedir o dönemin iktidarının ve de 30 yıldır hakikati ortaya cıkarmayan iktidarların alnında. 30 yıllık süreçte yakanlar iktidarlar tarafından affedilip tek tek serbest bırakılırken sanki yakılanlar suçluymuş algısı yaratılmaya çalışıldı. Yeniden devletin tekçi zihniyet kodları işlemeye başladı. Öyleki Osmanlı’dan bu yana devreye soktuğu bütün asimilasyon politikalarına rağmen hak ve hakikat yolundan ayrılmıyan Alevileri asimile etmek için yeni konseptler devreye konuluyor.
Yeni konsept ise şimdi ”ÇEDES” le hayata geçirilmeye çalışılıyor. “Ağaç yaşken eğilir” mantığından çocuklara yönelik asimilasyon politikaları ilk okul sıralarına kadar indirildi. Okullara imam, müezzim, din adamlarının atanması bütünüyle bu politikaların sonucudur. 21. yüz yılda dünya çocuklarına uzay bilimlerini öğretirken, bizler ortaçağın karanlığına götürülmek isteniyoruz.
Alevi toplumu yüzünü hep bilime, aydınlanmaya çağdaş eğitimden yana dönmüş, karanlıkları red etmiş güneşin nuruna yüz tutmuştur.
Sivas Alevileri Koçgiri’den bu yana hep bir yas halindedirler. Koçgiri, Dersim, Maraş, Çorum, Sivas Madımak katliamlarıyla bütün Alevileri bir yas haline getirdi. Bütün bu katliamları unutmadık ve unutturmayacağız.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.