PİRHA – MEB’in yeni müfredatında cemevlerinin ibadethane olarak tanımlanmamasına ilişkin Araştırmacı Yazar Ali Yıldırım düşüncelerini PİRHA ile paylaştı. Yıldırım, “Aleviliğin de din dersi programında yer aldığını söylüyorlar ama kendi anladıkları anlamda Alevilik inşa ederek kitaplarda birkaç sayfa da olsa yer vermişler” dedi.
Haberin videosu
Milli Eğitim Bakanlığı, 2018-2019 eğitim sezonunun müfredat çalışmalarını tamamladı. Taslak programa göre zorunlu din dersinde “İslam Düşüncesinde Yorumlar” ünitesinde öğrenciler, Alevilik ve Bektaşilikle ilgili temel kavram ve erkanları öğrenecek. Cemevi ise Aleviler tarafından “ibadethane sayılsın” eleştirilere rağmen yeniden “ayin-i cem erkanının yapıldığı, yol, adap ve erkan yeri” olarak tanımlandı. Konuya ilişkin Araştırmacı Yazar Ali Yıldırım PİRHA’ya konuştu.
Yıldırım, “Alevi çocuklarına yönelik ayrımcı uygulamalar, hukuksuz uygulamalar zorunlu din dersi ile devam ediyor. AHİM’nin zorunlu din dersleri konusundaki kesinleşmiş kararlarına rağmen, ısrarla Alevi çocuklarına inanmadıkları, ailesinde, toplumunda yer bulmayan inançlar, anlayışlar şırınga edilmeye çalışılıyor” dedi.
“ZORUNLU DİN DERSİ İŞKENCEDİR”
Zorunlu din derslerinin açık ve net işkence olduğunu uzun süredir söylüyoruz” diye konuşan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararları yerel mahkemeler tanımadılar. Ve Türkiye’de büyük bir gürültü koptu. Vay efendim Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararları yerel mahkeme nasıl tanımaz? Nasıl uygulamazlar diye. Ama 2007’den beri AİHM zorunlu din derslerine karşı vermiş olduğu kesinleşmiş kararlar var, bu kararlar uygulanmıyor ve kimse bu konuyu gündeme getirmiyor.
Düşünebiliyor musunuz Anayasa Mahkemesi’nin bir üstünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var. Bu mahkemenin kararlarını yıllardır uygulamıyor. AHİM zorunlu din dersi konusunda şu açık net kararı verdi. Dedi ki mahkeme velilerin, ebeveynlerin oluru olmaksızın, onların onayı olmaksızın çocuklara zorunlu din dersi eğitimi verilemez. Yani velisi, ailesi istemedikçe siz çocuğa zorunlu din dersi din eğitimi veremezsiniz. Bu açık karara rağmen bu Alevi çocukları zorunlu din dersine tabii tutulmaya devam ediyorlar.”
“ALEVİLİĞİ KENDİ ANLADIKLARI ANLAMDA KİTABA KOYUYORLAR”
Yazar Ali Yıldırım, “Mahkeme kararlarına rağmen, bir takım dalavereler çevirdiler, müfredatta değişiklik yapıldı, Aleviliğin de din dersi programında yer aldığını söylüyorlar ama kendi kafalarına göre kendi anladıkları anlamda majestelerinin Aleviliği anlamında Alevilik inşa ederek onu kitaplara birkaç sayfa da olsa yer buldurmuş haldeler” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, mahkemenin kararını esas almak gerektiğini söyleyerek, şunları dile getirdi:
“Cemi tarif ediyorlar. Erkanın yürütüldüğü yoldur, yerdir gibi. Ama cemevleri konusunda cemevinin, cem ibadetinin yapıldığı cemevi ile ilgili bir değerlendirme bir kavram bir düzenleme söz konusu değil. Ama mesele bu da değil; dediğim gibi orada Aleviliğin bütün ayrıntıları, anlayışları anlatılıyor olsa dahi mahkemenin kararını esas almak gerekir. Mahkeme ne diyor? Velisinin onayı olmaksızın sen çocuğa din eğitimi veremezsin diyor.”
“DİĞER ÇEVRELER ALEVİLER KADAR HASSASİYET GÖSTERMİYOR”
Aleviler dışında diğer çevreler, sosyalistler, Kemalistler, demokrat aileler ne yazık ki din dersi konusunda Alevi toplumunun gösterdiği hassasiyeti asla göstermediler” diye konuşan Yıldırım, şunları dile getirdi:
“Din dersine ‘aman ne olacak 2 sure’ mantığı ile yaklaşıyorlar. Bunun bir insan hakları sorunu olduğu, bir Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düzenlediği din ve inanç özgürlüğü sorunu olduğunu kavrayabilmiş durumda değiller. O nedenle üzüntümü ifade ettikten sonra; tüm demokrasiden,özgürlükten yana ailelerin din dersi konusunda kararlı bir tutum sergileyerek AHİM kararlarının uygulanmasını talep etmesinin bugün daha da elzem bir duruma dönüştüğünü söylemek isterim.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.