Alevi Haber Ajansi

Yaylada gün doğumundan gün batımına kadınların yaşamı-VİDEO

PİRHA- Kadınlar, hayatın her alanında emek vermeye ve mücadele etmeye devam ediyor. Köyde yaşayan kadınlar ev işlerinden, hayvanların bakımı ve tarla işlerine kadar daha birçok işte çalışıyorlar. Ardahan Damal’a bağlı Aşağı Gündeş Köyü’nde kadınların yayla yaşamlarının bir kısmına tanıklık ediyoruz.

Ardahan’ın Damal ilçesine bağlı Alevi köyü olan Aşağı Gündeş’te yaşayan kadınlarla hayatlarına dair sohbet ettik. Yaz aylarında çıktıkları yaylalara köylülerin yanına varıyoruz. Burada kadınlar için hayat güneşin doğuşuyla başlıyor.

İnek sağarken rastladığımız Firdevs Ababay iki çocuğu ve eşiyle birlikte yaşıyor. Şu an 36 yaşında olan Ababay, 18 senedir evli. Evlenmeden önce İstanbul Nişantaşı’nda çocuk bakıcılığı yapan Ababay, tatil için köyüne geldiğinde tanışmış eşiyle. Ailesi evlenmelerine izin vermeyince kaçmışlar. Sonrasında İstanbul’a hiç gitmediğini söyleyen Ababay, “Nişantaşı’na geri dönmek istedim ama eşim götürmedi beni. Kandırdı. ‘Ha bugün ha yarın gidelim’ dedi. Ondan sonra 18 sene geçti. Şimdi çocuklarım var, güzel hayatım var. Ama eskiyi de arıyorum yani” diyor.

YAYLADA BİR GÜN

Ababay yayladaki bir gününü şöyle özetliyor:

“Sabah dörtte kalkıyoruz. İnekleri sağıyoruz. Ağılı süpürüyoruz. Sütü makineye çekiyoruz. Gün içinde de su taşıyorum, çocuklarla uğraşıyorum, çamaşır yemek. Tavuklarla uğraşıyorum. Peynir yapıyoruz, yağ yapıyoruz. Akşamları da yine inekler geliyor, ineği sağıyoruz. Yemek falan yiyip yatıyoruz.”

ESKİYE ÖZLEM

Eskiden her şeyin daha iyi ve doğal olduğunu söyleyen Ababay, şimdi ise komşulukların bile olmadığını üzülerek belirtiyor. Yine de yaylacılığı sevdiğini söylemeden edemiyor. Etraftaki uçmuş yayla evlerine bakarak çok göç olduğunu dile getiren Ababay, şehirlere göçenlerin ise geri dönmelerini istiyor.

“HAYVANLAR İÇİN ÇIKIYORUZ YAYLAYA AMA HAYVAN PARA ETMİYOR”

Nazife Tatarhan’ı ise inekleri sağmış sütünü makineye çekerken görüntülüyoruz. Beş çocuk annesi olan Tatarhan, ailesiyle birlikte yaşıyor köyde. Yaylaya hayvanların otlaması için çıktıklarını söyleyen Tatarhan, hayvanın para etmediğini kaydediyor. Tatarhan şunları ifade ediyor: “Yiyecekler pahalı ama hayvan para etmiyor. Hayvanı ithal ediyorlar, samanı ithal ediyorlar. Saman da tozlu saman hayvanlar yeyince danaları ölüyor. Domates, mandalina, patates hepsi ithal geliyor. Şimdi patates eken de yok eskisi gibi. Şimdi patates de çok pahalı. Soğan yine öyle. Hazır alıyoruz. Eksek daha iyi ama ekmiyoruz. Ekmek zahmetli, çapalamak lazım. Onun için ekmiyorlar, kolay işe kaçıyorlar.”

“TAHTA YAYIK DAHA SAĞLIKLI”

Süsem Abdan’a da yağ yaparken rastlıyoruz. Her şeyin elektriğe bağlı olduğu bugünlerde Abdan yağı elektrikli yayıkta değil tahta yayıkta yapmayı tercih ediyor. Elektrikli yayığın yağının sağlıklı olmadığını ve tadının tuhaf olduğunu söyleyen Abdan, yaptığı yağı eritip süzdüğünü ve böylece kışlık yağlarını çıkardığını belirtiyor. Şimdiyle eskiyi karşılaştıran Abdan, şimdinin daha iyi olduğunu eskiden her şeyi öküz arabasıyla yaptıklarını şimdi ise traktörle işlerinin daha kolay olduğunu ekliyor.

“BURASI İNSANLAR İÇİN DAHA SAĞLIKLI”

Köyden göç edip büyük şehirlere gidenlere de geri dönüş çağrısı yapan Abdan, “Köy her yerden daha iyi. Yeşilliği doğal, her şey güzel. Tertemiz mis gibi hava. Yeşillik, çiçeklik. Burası daha sağlıklı insanlar için. Gelsin güzelce burada yaşasınlar” diyor.

Suay ABAK/ARDAHAN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak