Alevi Haber Ajansi

Veli Saçılık: Gar Katliamı bir IŞİD saldırısı değildi, IŞİD’in üstümüze salınmasıydı-VİDEO

PİRHA- 10 Ekim Gar Katliamı’nda yaşamını yitirenler için Ankara’da yapılacak kitlesel anmaya katılım çağrısı yapan Veli Saçılık, “Devlet, neden bizim orada olmamızı istemiyor?” diye sordu. Saçılık, “Devletin, neyin anılmasını istemediğini ve kime karşı öfke ve şiddet gösterdiğine bakıldığında olayın failleri de açıkça ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. Saçılık, 10 Ekim bir IŞİD saldırısı değildi, açıkça IŞİD’in üstümüze salınmasıydı” dedi.

10 Ekim 2015’te Ankara Garı kavşağında düzenlenen bombalı intihar saldırısı sonucu 109 kişi yaşamını yitirdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak ifade edilen katliamda yüzlerce kişi de ağır yaralandı.

10 Ekim’de DİSK, KESK, TTB ve TMMOB öncülüğünde yapılmak istenen Barış Mitingi’ne pek çok sivil toplum örgütü de destek sunmuştu. Fakat henüz eylem başlamadan Ankara Tren Garı kavşağında 3 saniye arayla 2 patlama gerçekleşti. Patlamanın ardından ambulanslardan önce polis meydana girdi. Yaralılara yardım etmek isteyen yurttaşlara, polis tazyikli su ve biber gazı ile müdahalede bulundu.

Saldırıdan 9 gün sonra iki canlı bombadan birinin, Suruç saldırısını gerçekleştiren kişinin erkek kardeşi olduğu resmen belirlendi. İki kardeşin de Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ve IŞİD destekli Dokumacılar grubuyla bağlantılı oldukları ortaya çıktı.

“10 EKİM, AÇIKÇA IŞİD’İN ÜSTÜMÜZE SALINMASIYDI”

Katliamın tanıklarından Sosyolog Veli Saçılık, katliamın 8. yılında duygularını PİRHA’ya anlattı.

Halen katliamın travmasını yaşadığını belirten Saçılık, “Suruç Katliamı’nı televizyonda görerek yaşadım, 10 Ekim Katliamı’nda ise bizzat o patlama anını yaşadım. İnsanların vücut parçalarının üstünde, ayağım kayarak yürümek benim için büyük bir şoktu. Birçok arkadaşımı yitirdim, çok şeyler yaşadım ama 10 Ekim gerçekten her şeyiyle kombine bir katliam, bir vahşetti. Ben hala o günün travmasını yaşıyorum. O travmayı yaşarken de eylem alanına giderken, hiçbir polisin olmadığını, tam biz yaralılara yardım etmeye çalışırken üstümüze düşen gaz bombasını ve basınçlı su sıktıklarını, hepsini detaylarıyla hatırlıyorum. Bu olayın travmasını yaşarken diğer taraftan da büyük bir öfkesini de yaşıyorum. Ve hep şunu söylüyorum; 10 Ekim bir IŞİD saldırısı değildi, açıkça IŞİD’in üstümüze salınmasıydı. Çok kontrollü bir çalışma sonucunda bu gerçekleşmişti. O günden sonra da zaten bugünkü rejimin kapıları açıldı ve bugünkü karanlık ortamın yolu bu kanla birlikte döşenmiş oldu.”

“OLAYIN FAİLLERİ DE AÇIKÇA ORTAYA ÇIKIYOR”

Veli Saçılık, devam eden dava sürecine dair de konuştu. IŞİD’e istihbarat sağlayan kamu görevlilerinin yargılanmadığını ifade eden Saçılık şunları söyledi:

“Suruç davasına da 10 Ekim davalarına da bizzat katıldım. Suruç davasında savcı, orada yaralanmış kişilerin, polisi suçlamasından dolayı tutuklama çıkarttığına şahidim. Yani öyle bir hava vardı ki orada o katliama uğramış insanlar bizzat terör örgütü mensubu olarak suçlanıyordu. Ve kapıda iki kelam edilmesin diye bütün akrep ve jandarmaları oraya toplamışlardı. 10 Ekim dosyasında da bunun bir organizasyon olduğunu hep gördük. Hrant Dink meselesinde olduğu gibi bir istihbarat çalışması olduğunu anlıyorduk ama dava dosyasına girenlere baktığımızda açıkça canlı bombaların birbiriyle helalleşerek yola çıkması, bunların istihbarat tarafından takip edildiği, Ankara’ya girerken arama noktalarının kaldırıldığı tespitlerini avukatlarımız ortaya çıkarttı. Organize, istihbari bir çalışma olduğunu, IŞİD’in buraya gelmesi için teşvik edildiğini, hem de yollarındaki taşların temizlendiğini açıkça gördük.

“DAVA SÜRECİ ‘BİR İKİ TAZMİNAT VERİLSİN KONU KAPATILSIN’ BİÇİMİNDE YÜRÜYOR”

Dava süreci dediğimiz şey ‘burada açıkça olay bitti, bir iki tazminat verilsin ve konu kapatılsın’ biçiminde yürüyor. Tek bir kamu görevlisi yargılanmış değil. O istihbaratı saklayanlar yargılanmış değil. Yani açıkça şunu söylüyorlar ‘Evet biz yaptık. Evet biz buna yol verdik ama siz bunu yargılayacak güçte değilsiniz’. Şimdi 10 Ekim’in yıl dönümü geliyor ve biz yine sokağa çıkıp yitirdiklerimizi anmaya çalışacağız. Yine dayak ve cop yiyeceğiz. Zaten buradan devletin neyin anılmasını istemediğini ve kime karşı öfke ve şiddet gösterdiğine bakıldığında olayın failleri de açıkça ortaya çıkıyor.”

“MANSUR YAVAŞ, İDEOLOJİK TAVIR SERGİLİYOR”

Sekiz yıl geçmesine rağmen olayın yaşandığı yere bir anıt dikilmemesi de Veli Saçılık’ın eleştirileri arasındaydı. Saçılık, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“Katliamın gerçekleştiği yer ile Ankara Büyükşehir Belediyesi binasının arasında yaklaşık 250 metrelik uzaklık var. Katliamda ölenlerin 13’ü CHP üyesi ve şu anda belediye başkanı olan kişi ne 10 Ekim’de bir anmaya geldi ne de bir başsağlığı yayınladı. Açıkçası kendisi o dönem bütün gruplar nasıl seviniyorsa benzer tavrı sergilemeye devam ediyor. Anıtı diktirmemesi, unutturmaya çalışmasının nedeni de kendi dünyaya görüşü ile alakalı. Çünkü Deniz Gezmiş’e ‘terörist’ diyerek hakaret ettiğini biliyoruz. Açıkça Mansur Yavaş, burada bir ideolojik tavır sergiliyor. Bizi katledenlerin ve bizi katlettikten sonra anmamıza saldıranların tarafında yer alıyor. O yüzden Mansur Yavaş ile duygusal bir bağ kurmamız, ondan bir şey beklememiz mümkün değil. Herhalde yerel seçimlerde bunun cevabını alacaktır.”

“İNADINA ORADA OLACAĞIZ, 103 İNSANIMIZI ANACAĞIZ”

10 Ekim’de yapılacak anmaya katılım çağrısı da yapan Veli Saçılık, “Devlet, neden bizim orada olmamızı istemiyor? Çünkü bu katliamın gündeme gelmesini, büyük kitlelerin, bu katliamın nasıl gerçekleştiğine dair herhangi bir bilgi almasını istemiyor. Gelecekte öyle ya da böyle Türkiye’de bazı şeyler normalleştiğinde bu katliamı organize edenlerin hesap vermemesi için uğraşıyor. Biz niçin orada olmalıyız? 10 Ekim’de Türkiye’de çatışmaların sona ermesi, barış için oradaydık şimdi hem barış için hem de katliamcılardan hesap sormak için orada olmalıyız. Yani Maraş’tan, Çorum’a, Sivas’a bütün katliamlar kapatıla kapatıla bugüne gelindi. Biz Suruç’u, 10 Ekim’i yaşadık; yeni katliamlar yaşamak istemiyorsak ya da bu katliamcıların elini kolunu sallayarak bizi yönetmesini istemiyorsak tabii ki 10 Ekim meydanında 103 insanımızı anmak için inadına orada olacağız” diye konuştu.

Eren GÜVEN/ANKARA

İLGİLİ HABERLER:

Gökhan Yaralı, 8 yıldır vücudunda şarapnel parçalarıyla yaşıyor: Çocuklarımız için gitmiştik-VİDEO

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak