PİRHA – 3. Varto Doğa, Kültür ve İnanç Festivali’nin 2. gününde Qurçik (Görgü) köyüne ziyaret yapıldı. Burada yapılan konuşmalarda Alevi inancının önemine vurgu yapıldı.
3. Varto Doğa, Kültür ve İnanç Festivali 2. gününde köy ve doğa gezileri ile sürüyor. 4 günlük festival, “İnancımızla ikrarlı, doğamızla rızalı, dilimizle dirençli, irademizle güçlüyüz” şiarıyla yapılıyor. Festivalin ilk gününde çok sayıda türbe ve cemevine ziyaretler yapılırken, ikinci günde de kutsal mekanlara gidildi.
Festival kapsamında 2. günde ilk olarak Qûrçik Köyü (Görgü) ziyaret edildi. Festival için gelen yurttaşlar, köy halkı ile cemevinde bir araya geldi.
Buluşma dahilinde köy halkından Hüseyin Özmen, yaşamlarını sürdürdükleri bölgenin tarihçesini anlattı. Özmen, “Şükürler olsun ki şu anda cemevimiz var. İbadetlerimiz, Hızır orucu, 12 İmam orucunu tutuyoruz. Howtemalı yapıyoruz. Etrafımızdaki ziyaretler var, başta pirimiz Derviş Kemal var girişte. Onun dışında Seyide min Kuri var, Evdıleli (Abdal) Ali var. Ondan sonra Merav, Hazır Baba var. Sağımız solumuzda hep ziyaretler var. Kurban yerimiz var, her zaman gidip kurbanlarımızı orada yaparız. Aleviler olarak yolumuzu sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
“ASİMİLASYONUN ÖNÜNE GEÇMELİYİZ”
Qûrçik köyü sakinlerinden Zafer Boztaş ise Alevi inancının günümüzdeki işleyişini özetleyerek, “İsteriz ki kültürümüzü; dilimizi, inancımızı gençler olarak yürütebilelim. İşin gerçeğinin birlik ve beraberlikten geçtiğine dair inancımız sonsuzdur. Geçmişte ocaklarımızın, Pir Sultanların yaptıkları bizim şu anda yürütmek istediğimiz yoldur” dedi.
İzmir Alevi Bektaşi Kültür Derneği Başkanı Murat Aslan da konuşmacılar arasında yer aldı. Aslan, inanç üzerindeki baskılara vurgu yaparak, “Avrupa’da Aleviliğin resmiyette tanınması konusunda kazanım elde ettik, ancak burada halen cemevleri tanınmıyor. Malesef cemevleri günümüzde sadece cenaze hizmeti için kullanılıyor. Böyle olmamalı. Hizmetlerimizin tümünü burada yürütmeliyiz. Mücadele ile kazanacağımızı düşünüyorum. Cemevlerimizde namaz olmamalı. Arapça dua kabul etmiyoruz. Burada dedelerimize çok iş düşüyor. Artık gençler bu inancı unutmuş durumda. Asimilasyonun önüne geçilmeli artık” diye konuştu.
“VARTO VE HINIS’TA ARTIK CEM BAĞLANMIYOR”
Muhtar Özgür Türhan da Alevilikte kimi yozlaşmaların olduğunu söyleyerek şu ifadelere yer verdi:
“Günümüzde gençler Yolunu bilmiyor. Günden güne Aleviler yozlaşıyor. Örneğin biz Alevilerde cenaze erkanı vardır, ancak burada cenaze namazı kıldıranlar dahi söz konusu. Cenaze erkanlarında birçok yanlışlar yapılıyor. Cenaze namazı olmaz, cenaze erkanı olur. Bu oluşum ve etkinlikler bizi çok sevindiriyor. Ama çok sık olması lazım. Sadece yılda bir kez olması yeterli değil. Aleviliği öğrenmek istiyoruz. Benden tutun diğer gençlere kadar Aleviliği yeterince bilmiyoruz. Bir yere gittiğimizde bize “Alevilik nedir” diye sorduklarında takır takır konuşmamız lazım. Tamam, biz Aleviyiz diyoruz. Ziyaretgâhlara gidiyoruz, kurbanlarımızı kesiyoruz, lokmalarımızı dağıtıyoruz, yani ritüelleri yerine getiriyoruz. Ama bu yeterli değil. Artık bu bölgede Varto’da veya Hınıs’ta cem bağlanmıyor. Tabii bir şeyler yapmaya çabalıyoruz. Gayemiz şu ki bu tür etkinlikler sadece fotoğraf ve videoyla sınırlı kalmasın. Bu duyguyu her zaman yaşatmak gerek. Geleneklerimizi korumamız ve yeni nesillere aktarmamız gerek, Sünnileşmemeliyiz. Mesela son dönemde cenaze namazı ortaya çıktı. Bizde böyle bir ritüel yok. Bizim erkânımızda cenaze var ama namaz diye bir şey yok.”
“BU YOL OCAK SİSTEMİYLE YÜRÜMELİ”
Pir Hazır Ali Beyazyıldırım ise ocak sisteminin önemine dikkat çekerek şu konuşmayı yaptı:
“Köyümüzde o güzel, bilge dedelerimizle büyüdüm. Küçük odalarda, soğuk evlerde cem yürüttük ve o buz gibi evler aşk ile ısındı. Ceme götüreceğimiz lokmayı dahi aileden alarak götürürdük. Ceme giderken beden temizliği yapar, cemin yapılacağı eşiğe gelirken ‘bu cemevine can olarak geldim’ derdik. Cemde gönül birliği oluşurdu. Ceme girenler Hakk kelamını alır, çıktığında da bu güzellikleri anlatırlardı. Bugün cem görmeyen canlarımız var. Bu yol ocak sistemiyle yürümeli. Her pirin, rehberin, mürşidin bağlı oldukları birileri vardır. Yoksa sadece ‘Aleviyim’ demekle Alevi olunmaz. Önce bir araya gelip sohbet etmeliyiz. Eğer istersek bu aksaklığı ortadan kaldırabiliriz. Devletin baskısı oldu ama bitmedik. Sazımız kırıldı ama rehber, mürşit, pir, hiçbir zaman talibinden vazgeçmedi.”
Yapılan konuşmaların ardından Ana Narin Gülçiçeği’nin verdiği gülbeng ile lokmalar paylaşıldı.
PİRHA/VARTO
Yoruma kapalı.