PİRHA-Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen, Alevilerin inanç özgürlüğü ile ilgili bütün problemlerinin aslında halledilmiş durumda olduğuna işaret ederek, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, zorunlu din dersini kaldırın, cemevlerini ibadethane olarak tanıyın diyor. Problemler, hükümetin Avrupa İnsan Hakları kararını uygulamamasından çıkıyor” dedi.
Aleviler hakları konusundaki mücadelesi devam ederken, Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yargıcı Rıza Türmen, Alevilerin inanç özgürlüğüne ilişkin PİRHA‘ya açıklamalarda bulundu.
Problemlerin, hükümetin AİHM kararlarını uygulamamasından çıktığının altını çizen Türmen, “Hükümet bu kararları uygulasa Alevilerin problemleri çözülmüş olacak” ifadelerini kullandı.
“AHİM KARARLARININ UYGULANMASI GEREKİYOR”
Öncelikle AİHM kararlarının uygulanmasını sağlamak gerektiğini belirten Türmen, “Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, Alevi çocuklara zorunlu din dersi verilmemesi, cemevlerinin masraflarının hükümetçe ödenmesi gibi maddeler AİHM kararlarında yer alıyor. Bu kararlar tanınmayınca Alevilere yapılan işlem hukuka aykırı oluyor, ayrımcılık oluyor ve inanç özgürlüğüne aykırı oluyor” dedi.
“MAHKEMELERİN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NDAN GÖRÜŞ ALIP KARAR VERMESİ OLACAK İŞ DEĞİL”
Türmen, mahkemenin Alevi davalarının bir tanesinde karar verirken Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan görüş aldığını ifade ederek, “Mahkeme Aleviliğin ne olduğuna dair Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan görüş alıp ona göre karar veriyor. Bu laik bir ülkede olacak bir iş midir? diye sordu.
“ALEVİLERE YÖNELİK AHİM KARARLARININ UYGULANMAMASI KABUL EDİLECEK BİR DURUM DEĞİL”
“Alevilerin kendilerini nasıl tanımladıklarına Diyanet İşleri Başkanlığı’nın değil, kendilerinin karar vermesi lazım” ifadelerini kullanan Türmen, şöyle devam etti:
“Cemevi nedir, ne değildir buna Aleviler karar verir. Kararların uygulanmasından Bakanlar Kurulu sorumlu ve Alevilerin oraya görüş bildirmesi lazım. Bu kararların uygulanması için ‘Bu kararlar uygulanmıyor, çocuklarımız hala zorunlu din dersi görüyor, hala cemevleri ibadethane sayılmıyor’ diyerek Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin üzerine gitmek gerekiyor. Çünkü bu kabul edilecek bir durum değil.”
Türmen, Türkiye’de nelerin hukuka ve inanç özgürlüğüne aykırı olduğunun kararlarda yazdığını söyleyerek, “O kararları mutlaka uygulatmak ve Alevilerin daha özgür, inançlarına saygı duyulacak bir şekilde yaşamaları lazım” dedi.
“SİVAS KATLİAMI SÖZÜN BİTTİĞİ YER”
Açıklamasında Sivas Katliamı’na ilişkin de konuşan Türmen, şu ifadeleri kaydetti:
“Sivas Katliamı sözün bittiği yer. Alevilere yönelik sürekli bir pogrom ve Alevileri sürekli bir sindirme çabası, asimile etme çabası var. Alevilerin Türkiye’de pogrom olmadan yaşayabilmesi lazım. İnanç özgürlüğü bir tarafa bir de can emniyeti meselesi var.”
“İKTİDAR YARGIYI, BASKI ARACI OLARAK KULLANIYOR”
Türkiye’deki yargı sistemini eleştiren Türmen, son olarak şunları söyledi:
“Sivas Katliamı yapan avukatlardan biri milletvekili oldu, kimisi ufak cezalar aldı. Katliamı yapanlar konusu ise her zaman olduğu gibi kimin yaptığı belli olmadı vs. derken unutuldu.
Türkiye’de yargının bağımsız olmadığını herkes biliyor. Türkiye’de iktidarın denetimi altında bir yargı var. İktidar, hakimler ve savcılar kurulu aracığıyla yargıyı baskı aracı olarak kullanıyor. Sulh Ceza Hakimlikleri de iktidarın sopası.
Alevilerin birleşip kendi haklarına sahip çıkması lazım.”
Diren SATI/İSTANBUL
Yoruma kapalı.