PİRHA- İHD, ÇHD ve ÖHD bu yıl ilk defa düzenlenecek olan Uluslararası Adil Yargılanma Hakkı Günü ve Ebru Timtik Ödülü kapsamında gerçekleşecek etkinliklere ve Ebru Timtik ödülüne dair İHD İzmir Şube binasında basın toplantısı yaptı. Toplantıda, “Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamak için gerekli yasal ve diğer önlemler alınmalı ve yargının işleyişine doğrudan müdahale, baskı veya etki oluşturan tüm uygulamalar sona erdirilmelidir” denildi.
Bu yıl ilk defa düzenlenecek olan Uluslararası Adil Yargılanma Hakkı Günü (IFTD) ve Ebru Timtik Ödülü kapsamında gerçekleşecek etkinliklere dair İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği basın toplantısı gerçekleştirdi.
Kurumlar adına açıklamaya okuyan Çağdaş Hukukçular Derneği’nden Beste Salman avukatlara, yargıçlara, diğer hukukçulara, gazetecilere, insan hakları savunucularına, muhalif politikacılara, akademisyenlere yönelik uluslararası adil yargılanma standartları bağlamında yargılamalarda belirli ceza gerektiren fiillere ilişkin inandırıcı bir kanıt olmaksızın süregelen sistematik taciz, tutuklama ve yargılamalara derhal son verilmesi çağrısında bulundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi’nde gerçekleşen ve ‘Ebru Timtik’i Unutmadık, Unutturmayacağız’, ‘Adil Yargılanma Haktır’, ‘Aytaç Ünsal Derhal Serbest Bırakılsın’ dövizlerinin açıldığı basın toplantısında kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan ÇHD üyesi Beste Salman, “Özellikle Temmuz 2016 darbe girişiminden bu yana avukatlara, gazetecilere, insan hakları savunucularına, muhalefetteki politikacılara, akademisyenlere ve mevcut durumu eleştiren diğer kişilere yönelik kötü muamele, ülkede başta adil yargılanma hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin korunmadığını ortaya koyan çok daha geniş bir uygulamalar bütününü yansıtıyor” diye belirtti.
“YETKİLİLERİ ACİL ADIM ATMAYA ÇAĞIRIYORUZ”
Dünya çapında ilk kez gerçekleşecek olan Uluslararası Adil Yargılama Günü’nün bu yılki odak ülkesi olan Türkiye’nin sistemik insan hakları ihlalleri ve adil yargılanma standartlarının eksikliğinden yıllardır muzdarip olduğunu ifade eden Salman, “IFTD vesilesiyle, ülkedeki gün geçtikçe kötüleşen duruma dikkat çekerek, Türkiye’de adil yargılanma hakkının tesis edilmesi ve bu temel ilkelerin uygulanacağı bir ortamın yaratılması için Türkiye yetkililerini acilen gerekli adımları atmaya çağırmaktadır. İmzası bulunan kuruluşlar aynı zamanda uluslararası toplumu, özellikle adil yargılanma ilkeleri etrafındaki konulara odaklanarak, Türkiye’deki duruma dikkat çekmek için çabalarını artırmaya çağırmaktadır” dedi.
“MUHALİFLER ANTİ-TERÖR YASALARI İLE SUSTURULMAYA ÇALIŞILIYOR”
Türkiye’deki yargı sisteminin adil yargılanma ilkelerini koruma ve saygı gösterme konusundaki ciddi başarısızlığına karşı olarak, avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın Ocak 2020’de açlık grevine başladığını ve Ebru Timtik’in ölüm orucunun 238. gününde yaşamını yitirdiğini hatırlatan Salman, “Dolayısıyla bu uygulamaları kınama, eleştirme ve bu uygulamalara dikkat çekme faaliyetleri yürütenler, bağımsızlığı ve tarafsızlığı ciddi şekilde sarsılmakta olan yargı da dahil olmak üzere devlet aygıtının sürekli baskısı altındadır. Bahsedilen bu uygulamalar karşısında seslerini yükselten avukatlar, insan hakları savunucuları, gazeteciler, muhalif politikacılar, akademisyenler ve daha pek çok kişi, kendilerine yönelik örneğin yargısal tacizin bir örneği olarak anti-terör yasaları altında mesnetsiz suçlamalarla susturulmaya çalışılıyor” şeklinde konuştu.
“EBRU TİMTİK ÖDÜLÜ YARGI HAKKININ YENİDEN TESİSİNİ SAVUNMAK AMACIYLA KURULDU”
Salman, Uluslararası Adil Yargılanma Günü ile birlikte ilan edilen Ebru Timtik Ödülü’nün adil yargılanma hakkının ciddi tehdit altında olduğu ülkelerde adil yargılanma hakkının yeniden tesis edilmesini savunmak amacıyla kurulduğuna işaret ederek, “Bugünün kendisi, uluslararası toplum tarafından her yıl odak ülke olarak seçilecek ülkedeki duruma odaklanmak ve orada karşılaşılan adil yargılanma sorunlarına dikkat çekmek için kullanılacaktır. Ayrıca, belirlenmiş odak ülkeden o ülkede adil yargılanma hakkını savunma ve/veya güçlendirmek konusunda aktif olan bir kişi ve/veya kuruluşa her yıl Ebru Timtik Ödülü verilecektir. Bu yıl odak ülke olarak, özellikle Uluslararası Adil Yargılanma Hakkı gününün arka planı ve ülkedeki durumun süregelen kötüleşmesi dikkate alınarak, odak ülke olarak Türkiye seçilmiştir. Gelecek yıllarda, yargı alanlarında yaşanan adil yargılanma hakkına yönelik zorlukları yansıtmak üzere başka ülkeler seçilecektir” ifadelerini kullandı.
“SİSTEMATİK TACİZ, TUTUKLAMA VE YARGILAMALARA SON VERİLMELİ”
Salman, imzası bulunan kuruluşlar olarak raporlarda tespit edilen sorunların bir yansıması olarak, ülkede adil yargılanma hakkının tam olarak korunmasını sağlamak ve bu hakkın altında yatan ilkelerin etkin bir şekilde hayata geçmesini sağlayacak bir ortam yaratmak için Türkiye yetkililerini aşağıdaki adımları uygulamaya çağırdı:
* Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamak için gerekli yasal ve diğer önlemler alınmalı ve yürütme de dahil olmak üzere yargının işleyişine doğrudan müdahale, baskı veya etki oluşturan tüm uygulamalar sona erdirilmelidir;
* BM Evrensel Periyodik Gözden Geçirme kapsamındaki İnsan Hakları Konseyi[2] ve Venedik Komisyonu[3] da dahil olmak üzere çok sayıda insan hakları gözetim mekanizmalarının Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nu yürütmeden bağımsız kılmak ve kararlarının uygulanmasını sağlamaya yönelik tavsiyeleri uygulamaya konulmalıdır.
* Türk Ceza Kanunu’nun ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun geniş, muğlak ve eleştirel seslere karşı keyfi olarak uygulandığı tespit edilen ilgili maddelerinin açıklık ve öngörülebilirlik gereklilikleri ile hukuki belirlilik ve kanunsuz ceza olmaz ilkelerini karşılayacak şekilde değiştirilmelidir;
* Avukatlara, yargıçlara, diğer hukukçulara, gazetecilere, insan hakları savunucularına, muhalif politikacılara, akademisyenlere ve diğer kişilere yönelik, uluslararası adil yargılanma standartları bağlamında yargılamalarda belirli ceza gerektiren fiillere ilişkin inandırıcı bir kanıt olmaksızın süregelen sistematik taciz, tutuklama ve yargılamalara derhal son verilmelidir.
* Tüm cezai soruşturma ve kovuşturmalarda masumiyet karinesi ilkesini garanti edilmeli ve bu ilke korunmalıdır,
* İfade, örgütlenme ve barışçıl toplanma özgürlükleri gibi uluslararası insan hakları sözleşmelerinde korunan bu haklardan yararlanılmasını engelleyen her türlü uygulama, bu özgürlüklerin kullanımının keyfi kovuşturma ve uzun ve cezalandırmaya yönelik tutukluluk için gerekçe olarak kullanılması da dahil olmak üzere sona erdirilmelidir,
* Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 14. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına, Türkiye’nin her düzeydeki ceza mahkemelerindeki tüm ceza kovuşturmalarında uyulması sağlanmalıdır;
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.