PİRHA- Roboski Katliamı’nın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen hala adalet sağlanamadığını vurgulayan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Türkiye yargılamaları yapmadan, soruşturma aşamasında hata var deyip dosyayı kapattı. Meclis alt komisyonu, havadan yapılan bombardıman esnasında öldürülen kişilerin üzerlerinde hiçbir silah olmadığını görüntülerden gördüklerini ifade ettiler. Dolayısıyla ortada bir hata yok, bir suç var” dedi.
Şırnak’ın Uludere İlçesi’nin Roboski Köyü’nde sınır ticareti yapan köylüler, 28 Aralık 2011 tarihinde TSK’ya ait savaş uçakları ile bombalanarak katledilmişti. Katliamın üzerinden 10 yıl geçti. 19’u çocuk 34 kişinin yaşamını yitirdiği katliamda aileler hala adalet arayışını sürdürüyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Roboski Katliamı’nın 10. yıldönümü nedeniyle katliamı hem insan hakları yönünden hem de hukuki açıdan değerlendirdi.
Türkdoğan değerlendirmesinde, Türkiye’de siyasi iktidarların cezasızlık politikası izlediğini ve katliamların açığa çıkmasını istemedikleri için çeşitli gerekçelerle dava süreçlerini tıkadıklarını belirterek, Roboski Katliamı’nın insanlığa karşı işlenmiş suçlar kategorisinde olduğunu aktardı. Son süreçte tartışılan ‘katliamlarla helalleşme’ konusuna da değinen Türkdoğan, helalleşmek için katliamlarla yüzleşmek ve kabul etmek gerektiğini vurgulayarak, adil yargılamaların yapılmasının şart olduğunu söyledi.
“ROBOSKİ KATLİAMI BİR İNSANLIK SUÇUDUR VE ZAMAN AŞIMI YOKTUR”
Roboski Katliamı’nın yapıldığını öğrendikten sonra aynı akşam arkadaşlarını bölgeye gönderdiklerini ve ertesi günde kendilerinin gittiğini söyleyen Türkdoğan, “Roboski Katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve dolayısıyla insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı yoktur. Kaldı ki bizim katılmadığımız ama Türkiye Yargıtay’ının bile 2004 Anayasa değişikliği ile birlikte 2004 tarihinden sonra işlenen insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı olmayacağına dair kararı vardır. 90’lı yıllardaki köy yakmalar, katledilmeler, yargısız infazlar, faili meçhul cinayetler, gözaltında kayıplarla ilgili davalarda hep bu bariyerle karşılaşıyoruz. Ama Roboski biliyorsunuz 2004’ten sonraki bir katliam olduğu için zaten Türkiye’ye göre de burada bir zaman aşımı yoktur” ifadelerini kullandı.
“HUKUKİ ANLAMDA HENÜZ HER ŞEY BİTMİŞ DEĞİL”
Siyasi iktidarların cezasızlık politikası izlediğini ve katliamların açığa çıkmasını istemedikleri için çeşitli gerekçelerle dava süreçlerini tıkadıklarını belirten Türkdoğan, “Ama emin olun ki kesinlikle Türkiye’de gelecekte Roboski Katliamı ile mutlaka bir yüzleşme olacaktır. Mutlaka ceza yargılaması süreçleri olacaktır. Hukuki anlamda başvurular hala devam ediyor. Henüz her şey bitmiş değil. Daha önceki süreçte yapılan başvurularla ilgili Anayasa Mahkemesi şöyle bir karar vermişti; Başlangıçta yani idari aşamada vermesi gereken bir usulü ret kararını yargısal aşamada vermiş ve kendi iç tüzüğünü aslında ihlal etmişti. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de benzer bir hata yapmıştı ama yeni başvurularda ben inanıyorum ki hukuksal süreçler tekrar işletilecektir” şeklinde konuştu.
“HELALLEŞMEK İÇİN ÖNCE YÜZLEŞMEK VE KABUL ETMEK GEREKİYOR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Katliamlarla helalleşeceğiz’ sözüne de değinen Türkdoğan, insan hakları alanında, insan hakları hukukunda helalleşme kavramı yerine geçmişle yüzleşme kavramını kullandıklarını dile getirdi.
Geçmişle yüzleşmenin konusunun soykırımlarla yüzleşmek, insanlığa karşı suçlarla yüzleşmek, savaş suçları ile yüzleşmek, saldırı suçları ile yüzleşmek ve bunun dışında kalan diğer tüm ağır insan hakkı ihlalleri ile yüzleşmek olduğunu aktaran Türkdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu katliamları kabul ettikten sonra buna uygun olarak bir adalet süreci başlatacaksınız. Eğer failler yaşamını yitirmişse o zaman onarıcı adalet dediğiniz adalet süreçlerini yani özür dileme, tazminat, hafıza mekanları kurma, utanç müzeleri kurma, toplu mezarlar açma, yaşanmamış yas süreçlerinin yaşanmasını sağlama, açıklanmamış mezar yerlerini açıklanmasını sağlama gibi bir dizi tedbir alırsınız. Ama Roboski gibi hala failleri yaşıyorsa o zaman ceza adaletine başvuracaksınız. Ceza adaletini işleteceksiniz. Mahkemeye taşıyacaksınız ve mahkeme sonucunda gerçekten bir suç veya bir hata olup olmadığına mahkeme karar verecek.
Türkiye ne yaptı? Türkiye bu yargılamaları yapmadan, soruşturma aşamasında hata var deyip bunları kapattı. Anayasa Mahkemesi de bu süreci böyle kapattı. Oysa Roboski Katliamı’nda ne olup bittiğini herkes gayet iyi biliyor. Roboski Katliamı ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi ve İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bir alt komisyon kurdu. Alt komisyon üyeleri, havadan yapılan bombardıman esnasında öldürülen kişilerin -ki çoğu çocuktur- üzerlerinde hiçbir silah olmadığını görüntülerden gördüklerini ifade ettiler. Dolayısıyla ortada bir hata yok. Ortada bir suç var. O nedenle bu insanlığa karşı bir suçtur. Topluca bilerek siviller katledilmiştir. Bununla helalleşmek için önce yüzleşmek gerekiyor, kabul etmek gerekiyor. Hala failler yaşadığı için ceza yargılamasını gerçekleştirmek gerekiyor.”
“YARGILAMALARI YAPARSANIZ, SUÇLULAR CEZASINI BULURSA O ZAMAN HELALLEŞME OLUR”
Önleyici tedbirler alınsaydı Roboski’ de böyle bir katliam yaşanmayacağını kaydeden Türkdoğan son olarak; “Devletin izlediği politika sonucu bu katliamlar olursa, o zaman siz de iktidara geldiğinizde devlet adına bütün bunları kabul edersiniz. Yargılamaları yaparsınız suçlular cezasını bulur. Sonra gider helalleşiriz. İşte o zaman insanlar size hakkını helal eder. Ana muhalefet liderinin bu kavramı kullanmasını bir başlangıç olarak değerlendiriyoruz. Onu cesaretlendirmek gerekir. Ben inanıyorum ki Türkiye yeni bir sayfa açabilecektir. Geçmişte yaşanan ağır hak ihlalleri ile yüzleşerek ve gereğini yaparak bir sayfa açılabilir ve o yeni sayfanın adı o zaman helalleşme olabilir. Onlar olmadan en son hadi helalleşelim dediğiniz zaman gelecekte bir daha yapılmayacağının garantisi var mıdır?” ifadelerine yer verdi.
Melis CİDDİOĞLU/Eren GÜVEN-ANKARA
Yoruma kapalı.