PİRHA – 31 Mart yerel seçimlerin dönüm noktası olduğunu kaydeden Tüm Bel-Sen Başkanı Erdal Bozkurt, iktidarın olumsuz ve haksız faaliyetlerine karşı muhaliflerin mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Bozkurt, “31 Mart seçimleri dönüm noktası bizim için. Demokratik parlamenter sisteme dönmek için bir adım olarak değerlendirmek lazım” dedi.
Tüm Yerel Yönetim Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Başkanı Erdal Bozkurt, 2018 yılında ilan edilen OHAL’in Türkiye’de yarattığı sorunları, ekonomi, sağlık ve eğitimde yaşananları PİRHA’ya değerlendirdi.
2018 yılının OHAL süreci ile birlikte yeni bir siyasi rejimin devamı niteliğinde olduğunu kaydeden Bozkurt, 2018’in Tüm Bel-Sen açısında temel hak özgürlükler ve sendikal haklarının kısıtlandığı bir yıl olduğunu belirterek 24 Haziran süreciyle yeni bir rejimin inşa edildiğini ifade etti.
“YARGI BAĞIMSIZLIĞINI TAMAMEN KAYBETTİ”
24 Haziran seçimleriyle birlikte tek adam rejimine ve partili Cumhurbaşkanı sistemine geçildiği bununla birlikte parlamentonun tamamen işlevsiz kaldığını dile getiren Erdal Bozkurt, yargının bağımsızlığını tamamen kaybettiğini, yasamanın da tek adamın atadığı bakanlar eliyle hazırlandığını belirterek, “Anayasanın temel ilkesi olan sosyal hukuk devleti ilkesi tamamen ortadan kaldırılmış oldu” dedi.
Bozkurt, 2018’de belediyelere kayyum atandığını ve bunların hükümetin isteği ile gerçekleştirİLdiğini belirterek şöyle devam etti:
“2018’de temel yaşadığımız sorunlardan biri de 20 Temmuzdan sonra başlayan belediyelere yapılan kayyum atamalardır. Örgütlülük alanımızın bir bütününü temsil eden belediyelerde örgütlenmiş bir sendika olarak, 96 belediyeye kayyum atanması ile birlikte ihraçlar gündeme geldi. Yaşanan ihraçların tamamı hukuksuzca ve hükümletin isteği ile gerçekleşmiş, tek taraflı kararlar ile alınmış bir durumdur. Kaldı ki dönemin Adalet Bakanı yapılan işlemin hukuksuz bir işlem olduğunu kendisi de teyit etmişti ama bunu yapmaktan geri çekilmeyeceğiz, demişti. Şu ana kadar 1700 kamu çalışanı özellikle kayyum belediyelerde ağırlıklı olmak üzere işlerinden, ekmeklerinden edildiler.”
“TOPLUMU KUTUPLAŞTIRAN BİR YAPI OLUŞTU”
Toplumu bölen, kutuplaştıran bir yapı oluşturulduğunu kaydeden Bozkurt, akademisyenlerin, eğitimcilerin, sağlıkçıların, gazetecilerin, siyasetçilerin sadece düşüncelerinden dolayı gözaltına alınıp cezaevlerine konulduklarını belirtti.
Ülkenin açık cezaevine döndüğünü kaydeden Tüm Bel-Sen Başkanı Erdal Bozkurt, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tutuklama yerine adli kontrol verilen, yeni bir ucube sisteme bıraktı ülkeyi. Ülkenin yarıdan fazlası açık cezaevinde. Bütün bunlar yaşanırken siyasal ve ekonomik krizde üst üste geldi ekonomide giden iyi işler olmayınca siyasal iktidar kendini farklı göstermek ya da ekonomide kötü gidişatı kapatmak amacıyla belli ki bu olanlara yöneldi yani bizim üzerimizden aslında kendi gerçeğini kapatmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Ekonomide dış borçtan aldıkları paraların tamamını beton ekonomisine yandaşa peşkeş çekerek ülkeyi bugün krize getirdiler. Çok derin bir kriz yaşıyoruz. Bunu ne kadar yoksa arsalarda halen kabini atadıkları bakanlar eliyle yapılan açıklamalarda krizi teyit eden ve buna karşı önlemler alacağız söylemleri ile işin ne kadar ciddi bir boyuta geldiğini görmek mümkün. Ülke kaynakları betonu ve yandaşı harcandı dedik birçok kurumumuz 95 yıllık kurumlar, 100 yıllık kurumlar satıldı, özelleştirildi. Ama buradan elde edilen gelirler ne milli gelir bize yansıdı ne de başka bir yere kaynağı betona ve kendi yandaş mı peşkeş çektiğini görmek mümkün.
“TEMEL TÜKETİM MALLARINA YAPILAN ZAMLARDAN GERİ ADIM ATILMADI”
Temel tüketim mallarına yapılan zamlardan bir adım geri atılmazken ilginçtir ki mermi tüketimine yönelik yeni bir şey çıkardılar mermilere indirim yaptılar. Silahsızlanmanın dünya ölçeğinde bugün tartışıldığı bir dönemde hele hele ülkemizde kadın cinayetlerine, iş cinayetlerine, eğitim alanındaki cinayetlere bakıldığında silahlanmanın geldiği boyutu görmek ve tehlikenin farkında olmak gerekirken tam da bunu teşvik edercesine mermi fiyatlarına yapılan indirim aslında politik ve ideolojik olarak iktidarın meseleye nasıl baktığını açıkça göstergesi ve gerçekten korkunç bir durumla karşı karşıyayız.
“EĞİTİM CEMAATİN ELİNDE”
Sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin yapılan zamlara karşı güçlü ses çıkarmaları gerektiğinin altını çizen Bozkurt, aksi taktirde gelecek dönem açısından ülkeyi sıkıntılı dönemlerin beklediğini kaydetti.
İktidarın, eğitim, sağlık alanında da politik bakış açısıyla çalışmalar yaptıklarını söyleyen Bozkurt, şunları söyledi:
“Eğitim ve sağlık alanında yapılan çalışmalar ya da politik bakış açıları biliyoruz. Eğitimde yine dinsel motiflerle cemaate teslim edilen bir eğitim sistemimiz var yani laik, kamusal, parasız, eğitim yerine tam tersine ticarileştirilen ve cemaatler eliyle yönlendirilen bir eğitim sistemine döndük. Sağlık politikaları son yapılan hastanelerle şehir hastanelerinde vatandaşın sağlığından çok ticarileştirilmiş yani yandaşa kaynak aktaran sağlık anlayışıyla hizmet edilmektedir. Kıyılarımız, ormanlarımız, doğal güzelliklerimiz yani ülkenin bütün varlıkları bu süreçte talan edilirken 31 Mart seçimlerine girerken iktidarda olanlar sanki bunları başkaları yapmış gibi ifade ederek yeni bir popülist politikayla kamuoyunun gündemine çıkmaya çalışıyorlar.”
Bozkurt, son olarak, 31 Mart yerel seçimlerin önemine vurgu yaparak, “31 Mart seçimleri dönüm noktası bizim için. Demokratik parlamenter sisteme dönmenin bir yolu, bir adım olarak değerlendirmek lazım. Mağdur olanlarla, muhalif olanlarla, bir araya gelip bu süreci ortak bir demokratik ortama dönüştürmenin zeminini oluşturabiliriz” dedi.
Cebrail ARSLAN-Derya DÖNMEZ
ANKARA
Yoruma kapalı.