PİRHA Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, ”Koronavirüs salgını tüm dünyayı ve Türkiye’yi çok yönlü olarak çeşitli olumsuzluklarla etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir. Bu salgının daha ne kadar devam edeceğine ilişkin bir belirsizlikler söz konusudur. Bu durum var olan işsizliğin, yoksulluğun, açlığın ve çaresizliğin daha da artmasına neden olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar yazılı bir açıklama yaparak “koranavirüs süreci ve sonrasında yaşananlar ülkede de var olan ekonomik krizi çok daha büyük boyutlara vardırmıştır. Milyonlarca emekçi işten atılmış ya da ücretsiz izne çıkartılmıştır. Bu durum var olan işsizliğin, yoksulluğun, açlığın ve çaresizliğin daha da artmasına neden olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
Korona virüs salgın sürecinde krizin tüm yükünü milyonlarca işçi ve emekçinin sırtına yüklendiğini belirten Çakar, açıklamasının devamında şunları dile getirdi:
“Yaşadığımız kapitalist tüketim toplumunda firmalar tarafından reklamlarla, kampanyalar ile gerekli gereksiz tüketim pompalanmaktadır. Tüketicilerin zevk, beğeni ve tüketim eğilimleri belirlenmektedir. Ancak, gelir düzeyi düşük, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan tüketicilerin ihtiyaç dışı, yanlış ve gereksiz alışveriş yapmaları çok daha düşündürücü ve üzücüdür.
“KORONAVİRÜS VAR OLAN İŞSİZLİĞİ VE YOKSULLUĞU DAHA DA ARTIRMIŞTIR”
COVID-19 salgını tüm dünyayı ve Türkiyeyi çok yönlü olarak çeşitli olumsuzluklarla etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir. Bu salgının daha ne kadar devam edeceğine ilişkin bir belirsizlik vardır. COVID-19 salgını toplumu can derdine düşürmüştür. Var olan ekonomik krizi çok daha büyük boyutlara vardırmıştır. Milyonlarca emekçi işten atılmış ya da ücretsiz izne çıkartılmıştır. Bu durum var olan işsizliğin, yoksulluğun, açlığın ve çaresizliğin daha da artmasına neden olmuştur. COVID-19 salgını, başta ekonomik, sağlık ve eğitim politikaları olmak üzere tüm alanlardaki politikaların gözden geçirilmesine ve toplum yararına, halk yararına yeni bir anlayışla ele alınmalarını gerektirmektedir.
“KAMPANYALARIN AMACI DAHA ÇOK FİRMALARIN KARLARINI ARTIRMAK”
Kampanyalar, genellikle, firmaların daha çok satış yaparak karlarını arttırmak amacıyla yapılmaktadır. Yapılan kampanyalarda satılacak malların reklamlarında genellikle abartı, yanıltma, aldatma, istismar söz konusudur. Kampanyaların doğal sonucu olarak tüketiciler gereksiz alışverişe yönlendirilmekte ve gereksiz tüketim pompalanmaktadır. Tüketici Hakları Derneği olarak, söz konusu aldatıcı, yanıltıcı, istismar edici, abartılı reklamlar ve kampanyalar konusunda genel olarak üyelerimizi ve tüketicileri çeşitli şekillerde bilgilendirmeye, uyarmaya çalışmaktayız.
“BİRÇOK ESNAF KRİZ NEDENİYLE FAALİYETİNE ARA VERMEK ZORUNDA KALMIŞTIR”
Küçük esnaf, özellikle de korona salgını nedeniyle çok daha sıkıntılı bir dönem yaşamaktadır. Birçok esnaf işini devam ettiremez durumdadır. Birçok esnaf da faaliyetine yasal olarak veya kriz nedeniyle ara vermek zorunda kalmıştır. Başta özel bankalar olmak üzere birçok banka korona salgınını fırsata çevirmeye, istismar etmeye çalışmaktadır. Kredi almak ya da kredi borçlarını ertelemek isteyen esnafa korona salgını döneminde bankaların zorluklar, engeller çıkarttıklarına ilişkin birçok şikayet vardır. Bankalar, etik olmayan, vicdana aykırı bu fırsatçı, istismarcı yanlış tutum, anlayış ve uygulamalarını terk etmelidir.”
Tüketici Hakları Derneği olarak yıllardan beri tüketicileri, halkı, yoksulları, işsizleri ilgilendiren birçok konuda yaşanan sorunlar ile bu sorunların giderilmesine ilişkin çözüm önerilerini bir çok defa dile getirdiklerini belirten Çakar, şunları ifade etti:
“EVRENSEL TÜKETİCİ HAKLARININ TAM OLARAK UYGULANMASI GEREKİR”
“Tüketici haklarının korunması, Türkiye’nin de imza attığı evrensel tüketici haklarının ülkemizde tam olarak uygulanmasını gerektirir. Her alanda, örneğin; gıda, elektrik, doğal gaz, su, iletişim, eğitim, sağlık, ulaşım gibi tüketicilerin temel gereksinimlerine erişebilmeleri ile birlikte diğer tüm alanlarda evrensel tüketici haklarına uygun politikaların ve uygulamaların gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Tüm üretim ve tüketim politikaları ve uygulamalarının tüketici haklarına uygun olması gerekmektedir. Çevre politikalarının tüketici haklarına uygun olması gerekmektedir. Ne yazık ki, 29 yıldan beri yaşanan sorunları, aykırılıkları her yönüyle gündeme getirmemize ve çözüm önerilerimizi ortaya koymamıza karşın tüketici haklarına aykırı politika ve uygulamaların varlığı daha da artarak devam etmektedir. Bunun için, çok güçlü bir tüketici hareketi ile bilinç düzeyi yüksek bir toplum varlığına gereksinim vardır. Tüketici Hakları Derneği olarak 29 yıldan beri bu amaç ve hedef doğrultusunda çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.