Alevi Haber Ajansi

Torunları devletten dede ve ninelerinin kemiklerini istedi

Dersim katliamında yaşamını yitirenlerin torunları, idam edildiği saatte Seyit Rıza Meydanı’nda gerçekleştirilen anmada, devletten dedeleri ve ninelerinin kemiklerini istedi.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 1937-38 yılları arasında yaşanan Dersim katliamına dönük tepkilerini 4 Mayıs’ta gösteren Aleviler, yaşamını yitirenleri anıp, katliam kararını alanları ve uygulayanları lanetledi. Gerçekleştirilen protesto ve anmaların en önemli adresi hiç kuşkusuz Dersim kent merkezinde yer alan Seyit Rıza Meydanı oldu.

Meydanda toplananlar Seyit Rıza’nın idam edildiği saat olan 19.38’de, kaybettiklerini saygı duruşunda bulunarak ağıtlarla andı. Dile getirilen tek talep ise, üzerinden on yıllar geçen katliamın aydınlatılması ve tanınması oldu.
Dersim katliamında yaşamını yitirenlerin yakınları, katıldıkları eylemde MA’ya konuştu.
‘KATLİAM O GÜNDEN BU GÜNE DEVAM EDİYOR’
Katliamda iki dedesini kaybeden Mehmet Soylu, 1937-38 deyince aklına, babaannesi ve anneannesinin dedelerinin nasıl katledildiğine dönük anlatmalarının geldiğini belirtti. Sorylu, bu nedenle ninelerinin her zaman kendilerine mücadele etmeleri için öğütler verdiğini de paylaştı.
1937’de devletin açıkça Dersim’i sunnileştirme kararı aldığını söyleyen Soylu, “Devlet bizi sunileştiremeyince de katliam yaptı.  Dersim katliamı o günden bu güne devam ediyor. Bana göre hiçbir şey değişmedi. Bunun birinci örneği de 12 Eylül… Müthiş bir travma yaşattı halkta. Daha sonra ise 90’lı yıllarda köy boşaltmaları ile katliamlar sürdü. Bir de bugün yaşıyoruz. Şuan yaşadıklarımız bütün katliamlardan da daha kötüdür. Sur, Cizre ve Nusaybin, Dersim’den daha kötü bir katliamla karşı karşıya kaldı. Dersim katliamı için dönemin bakanları; ‘Fareleri mağaralarda zehirledik’ dediler. Ancak bugün dünyanın gözü önünde insanları bodrum katlarında zehirleyip yaktılar” dedi.
‘KEMİKLERİMİZİ İSTİYORUZ’
Ayser Demir Klavuz da katliamda yakın akrabalarını kaybedenlerden biri. Klavuz’a göre, Dersim katliamından bu yana hiçbir şeyin değişmedi, mevcut zihniyet halen iktidarda.
“Dersim halkı, inancı ve doğasıyla çok kadim bir yerdir. Coğrafyası kutsaldır. İnsanlar haksızlıklara karşı oldukları ve en önemlisi de hem Kürt hem de Alevi oldukları için katledildi. Devlet aldığı karar ile yaşam belirtisi olan tüm canlıları yok etmek istedi. Mağaralarda bebekleri öldürdüler. Kız çocuklarını kendilerini katleden subay ve askerlere verdiler. Asimile ettiler. Devlet hala bunun bir soykırım olmadığını savunuyor. Bu topraklar bizimdir. Hiçbir yere gitmiyoruz. Bu ülkeyi güzelleştiren bu ülkenin farklı halklarıdır” diyen Kılavuz, devletten dedeleri ve ninelerinin kemiklerini istediklerini ifade etti.
‘SOYKIRIM İLE BİR HALKIN YOK OLUŞUNU İSTEDİLER’
Gülten Kahraman ise, girişilen katliam sonrası sürgün edilen binlerce aileden birinin ferdi. Ailesi yaşananlar sonrası Çorum’a göç etmiş.
1937-38’in devlet kabul etse de etmese de bir “soykırım” olduğunu söyleyen Kahraman, “Dersim tertelesi baskı ve zulümdür. Bir kültür, inanç ve Kürt halkını yok edilmesidir. Şu anda da sürgün hayatı yaşıyoruz. Kendi topraklarımızda özgürce yaşayamıyoruz. Türkiye’de halkların kendi topraklarında kendi dili, dini ile özgürce yaşamasını istiyorum. Bu ırkçı faşist anlayışın yok edilmesini istiyorum” diye konuştu.
Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak